Alametifarikası sekiz köşeli kasketi, dar geldiğinde bedeni gönlüne uzun havaya-kasideye vuran davudi sesi, hamağında Anadolu’nun bebek misali sallandığı gözleri…
Bir arkeolog derviş.
Zikrinde aydınlık…
Yayında gerilmiş bir ok gibi yiğitlik fikrinde.
Ömrünü feda ettiği Anadolu’nun…
Baki çınarı.
Bilim insanı…
İrfan ve hikmeti çıkınından eksik etmeyen baki yolcu.
Arkeolojiyi “matematik” kılabilen bir deha…
Bu sebepten; her dinleyenin fikrinde şimşek, gözünde yaş.
“Size dinlemeyi değil, eylemeyi emrediyorum” diyen komutan…
“57’nci Alay” neferi.
“Anadolu’yu ömründen geçecek kadar nasıl sevdin a Hocam?”…
Çırak durabilmek bile çok emek ve fikir isterken.
Diyalektik üstadı…
“Tez-antitez-sentez” formülüyle “gez-göz-arpacık” hedefi on ikiden vuran avcı.
Layüsel batıya ve batıcılara, müstemlekeye döndürülmüşçesine mandacı mütegallibe “bilim çevresi” ile yaka paça, hak yolunun mutezim muharibi…
“Hepiniz bir, ben tek” diyebilen mütefekkir.
Fevkalbeşer emeği ile çalışmayı yaşamanın önüne koyan, bir yanıyla dilhun ama feveran etmeyen, lafügüzaf yerine her dem mütearif…
Akıncı.
Türk arkeoloji ormanında en az ayak izi olan istikamet…
Surunda gedik açılmayacak kale.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz” sözleriyle Avrupa’ya gönderdiği vatan çocuklarından Fahri Işık…
Türk arkeolojisinin yanardağı.
(Prof. Dr. Fahri Işık Kastamonu’yu onurlandırdı…
Sözüyle, duruşuyla, bilimiyle.
Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü ile Arkeoloji ve Kültürel Miras Öğrenci Topluluğu’nun davetlisi olarak geldiği ilimizde bir ders ve bir de konferans verdi…
Dinleyicilerin asla zihinlerinden silemeyecekleri birer maratondu her ikisi de.
“Etrüskler” idi dersin konusu…
Batının ve batıcıların aksine Etrüsklerin Anadolu soylu kavim olduğunu diyalektik yöntemle göz önüne serdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü ilk slaytta yer alıyor…
“Biz daima hakikat arayan ve onu buldukça ve bulduğumuza kani oldukça ifadeye cüret gösteren adamlar olmalıyız; yani bütün dersleri Avrupa’dan almayan adamlar…”.
Bilimde “sömürge” olmamak…
Bilimde “bağımsızlık”.
Prof. Dr. Fahri Işık verdiği konferansta da “Anadolucu” çıkınını paylaştı…
“Luvilerin İzinde Anadolu’ya Sahiplik”.
“Geleceğe kök sürmek” bu…
Ta “Nuh” zamanından.
Anadolu’nun namuslu genç ellerine, kızlarına ve oğullarına, asla tükenmeyecek Köroğlu’larına, Karayılan’larına, Pir Sultan’larına ve Bedreddin’lerine selamdır, öğüttür, yoldur sözleri…
Işık’tır O.
Gecesi olmayan güneştir…
Sedadır kalplerden kalplere devrolan.)
Not: Prof. Dr. Fahri Işık’ın yolunu ayrı kılan kimlik arkeolojiyi hapsedilmeye adet olunan sırça köşkten yeryüzüne indirmesi…
“Vatan bilgisi” üretmesi bizatihi.
Gerek dersi gerek konferansı dinleyenleri saran vatan sevdasının sebebi hikmeti Prof. Dr. Işık’ın arkeolojiyi herkesçe anlaşılabilir düzleme indirmesi…
Bunu, hamaset ile değil ama, “tez-antitez-sentez” zincirinde bilimsel esasa uygun yapması.
Evvela şüpheye sevk ediyor, ardından düşündürüyor, nihayetinde “kani kılıyor”…
Kör inanç değil; “aklettiriyor”.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü tekrar tekrar zihne çakıyor Prof. Fahri Işık…
“Ve bu vatanın ‘sahibi olmanın yolu, toprağında yaşanmış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanımak, sahip olmaktan geçer’”.
Anadolu’ya dikey kesitinde sahiplik ve tüm pirüpak zihin ile geleceğe “kök sürmek”…
Her “Anadolucunun” görev ve sorumluluğu.
Not 2: Prof. Dr. Fahri Işık’ı Kastamonu ile buluşturan Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü’ne Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hatice Asena Kızılarslanoğlu şahsında şükran ve saygı…
Üniversitemizden beklediğimiz tam da budur.
