Birinci sayısını geç görüp değerlendirince, çıkmış olan ikinci sayıyı da ele geçirip dijital ortamdan çıktıya çevirip değerlendirmemiz de kolay oldu, kısa zamanda gerçekleşti. İlk sayıyı değerlendirmemizin beğenip beğenmeme sonucunu “şiir gibi” diyerek açıklamıştık. “Yeni Kastamonu Dergisi Monuva Şiir Gibi” , Kastamonu İstiklal, 25 Ağustos 2025, s. 4,” İkinci sayısını da heyecanla ele alıp değerlendirdiğimizde bu kez halk tipi bir değerlendirme yapıp, Araçlı ünlü şekercibaşı Hacı Bekir’i de anımsayarak “lokum gibi” diye bağlamak istedik. Yaz sayısı olduğu için olsa gerek, yazımızın ilk biçimini karalayınca üzerimize tatlı bir rehavet çöktü. Gözlerimiz kapandı ve şekerleme moduna geçiverdik. Uyanınca vücudumuzun genel değerlendirmesine uymayı daha doğru bulduk. Akdeniz ülkeleri vatandaşları, bu şekerlemenin keyfini her gün çıkarırlar…

Türkiye’de dergiler genellikle ilk sayıdan sonra bir duraklama yaparlar. Abone, reklam, sürdürülebilir bir yazı kadrosu, dağıtım sorunlarıyla boğuşmaktan yorgun düşmüşlerdir. İstanbul’da Dünya Mirası Kastamonu İniyasitifi Derneğinin üç aylık dijital dergisi Monuva’yı yayımlayan profesyonel ekip her şeyi önceden bilip önlem almış, toplumla iletişim çizgisini, amaç yörüngesini daha da güçlendirmiş görünmektedir. Genel ve yerel basından izlediğimiz kadarıyla ve yazın memleketiyle hasret gideren bazı dostlarla sohbetlerimize göre; Genel Yayın Yönetmeni ve DMKİD Dönem Başkanı Zeynep Esen’in “Editör Notu” başlıklı yazısının sonundaki önerisi kesinkes gerçekleşmiştir:” Monuva’nın bu sıcacık sayısı, belki yaz aylarında sizleri de Kastamonu’ya getirir, kim bilir…”

Bu ikinci sayıya da bilgi birikimi, deneyim sahibi ve değerli şahsiyetler katkıda bulunmuşlar: Önder Şenol, Ertuğrul Günay, Halit Cebeci, Nuri M. Çolakoğlu, Duygu Ece Aydın, Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, Dr. Enis Yeter, Prof. Dr. Sakine Esen Eruz, Hüseyin Ercan Akkan.

Dergide, her biri ilimizin yaz dönemiyle ilgili, önemi ve değeri büyük, nitelikli şu yazılar yer almaktadır:

· Kastamonu’da Bu Mevsim: Kastamonu’nun doğal plajları, yaz festivalleri ve kentteki etkinlikler.

· Monuva Dergisi Lansmanı

· DMKİ’den: DMKİ ve Çokkültürlülük Sergisi (Prof. Dr. Sâkine Esen Eruz)

· Hikâye: Gökyüzüne Tutunmak, “Uçurtma Sevdasının Peşinde” (Halit Cebeci)

· Konuk Yazar: Nuri M. Çolakoğlu/Bir Tanığın Anlatımıyla İstiklal Savaşı’nda İnebolu Bombardımanı

· Röportaj: Pompeipolis, Antik Kenti/Müziğin, Tiyatronun, Sporun Harmanlandığı Bir Kültür Kenti (DMKİ-Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük)

· Röportaj Pompeiopolis Antik Kenti Üzerine Değerli Görüşler (Ertuğrul Günay-Hüseyin Arslan)

· Seyahat: Viya’dan Dalga Sörfüne/Kastamonu Sahilinde Keyifli Bir Macera (Önder Şenol)

· Sofra: Masamızdaki Çiçekler/MüRver Çiçeği ve Gelincik Şurubu Tarifleriyle (Duygu Ece Aydın)

· Sosyo-Ekonomik Perspektifte Kastamonu Odağında Batı Karadeniz Kalkınması (Dr. Enis Yeter)

· Kültür: Heyamola (Hüseyin Ercan Akkan)

· Tarih: Şapka ve Kıyafet İnkılabı’nın 100. Yılı (Prof. Dr. M. Serhat Yılmaz)

· Summary

· Kadraj: Tosya Çeltik Tarlalarında; Meşhur Sarı Kılçık Pirinci (Sedat Kalem)

Bu ikinci sayısı, daha da geliştirilmiş. Yaz tatiline çıkacaklar için ilin turizm zenginliği her yönüyle ele alınmış. Konaklama tesisleri, yemek yerleri, Kastamonu mutfağının lezzet sofraları, plajlar, başlıca yaz etkinlikleri, aradığımız her türlü bilgi var. İngilizce özetler geliştirilmiş, yabancı turistler düşünülerek.

İlimiz, hatta Türkiye’nin tarihî, kültürel, doğal zenginliklerini turizme kalkınma lokomotif hâline getirmenin en güzel örneğini 6 yıllık valilik döneminde Kastamonu’da veren Efsane Vali Enis Yeter’i Monuva sayfalarında görmek beni çok heyecanlandırdı. Kültür ve Turizm Bakanlığında Millî Folklor Araştırma Dairesi Başkanı (1973-1978, 1979-1984) ve Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürü iken (1997-1998) halk kültürü değerlerimizin Türkiye’nin turizminde nasıl kullanılması, gerektiği üzerine çok fikir üretmiştik, görevimiz gereği. Uygulayacak mülki idareciyi Kastamonu’da, mahallî yöneticiyi ise Beypazarı’nda bulabilmiştik sadece.

Benden önceki genel müdür döneminde Bakanlığımız bazı illerden eski konaklar satın alarak, kamulaştırarak uygulama örnekleri vermek istemişti. Kastamonu’dan da Yücebıyıklar konağını almışlar. Konağın restorasyon proje ve uygulamasını başlatmak bize nasip olmuştu. Vali Bey’in teklifi üzerine danışmanlarından biri olmuş, ücretsiz ayrılıncaya kadar çalışmalarına katkıda bulunmaya çalışmıştık.

Dergide bizi en çok etkileyen yazılardan biri de Nuri M. Çolakoğlu’nun anlattıklarına dair olanıydı.

Bazı yazılar bizde bazı çağrışımlar uyandırdı. Dergiyle ilgisi sadece çağrışım. Bir kaçını paylaşmak isterim. Pompeiopolis Antik Kenti kazısı bizim ilimiz için yeterli. Kazı mutlaka tamamlanmalı. Arkeoloji sadece bir çeşitlilik olarak kalmalı. Ana hedef, kendi kültürel zenginliklerimiz olmalı. Yurt dışına kaçırılmış eserleri KTB’nin ısrarla takibi çok başarılı şekilde yürüyor. Ancak son yıllarda çok sayıda maden arama ve kazı izni verildi. Her arkeolojik şehri kazıp sergilemeye kalkarsanız her madeni ararsak korkarım ne şehir, ne köy, ne tarla, ne orman kalacaktır. Düşünün, Ankara bir Roma şehri üzerinde kurulmuş. Yıkacak mısınız? En önemlilerini kazar, diğerlerini toprağın altında korursunuz o kadar…Bu benim şahsi düşüncem değil. Dünyanın her yerinde arkeolojik kazıların (özellikle antik şehirlerin, ören yerlerinin) bir sınırı, çerçevesi vardır. Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya sorabilirsiniz. Müzeler dolusu arkeolojik eseriniz var ama Millî Müzeniz yok. Türk Tarihi ve Kültürü, Türk Çalgıları, Türk Kıyafetleri Müzeniz, her dalda genel el sanatları, müzeleriniz yok. Dünyada millî müzesi olmayan tek millet, devlet olduğumuzun kaç kişi farkında acaba? Azerbaycan’da bir Kent Tarihi Müzesi gezdiniz mi?

Hüseyin Ercan Akkan’ın Heyamola yazısı tam istediğim gibi. Türkiye’deki halk oyunları, müzik ve bazı gelenekleri zaman zaman Anadolu uygarlıklarına bağlayıp Avrupa akrabalığı arayanlar çıkıyor. Roma mozaikleri gibi mozaik kültür siyasetçileri ayrı bir grup. Arkeoloji en önemli kaynakları. Kastamonu Kent Tarihi Müzesi Müdürü çalışmalarını takdirle izleyip bazıları için köşe yazısı da yazdığım Dr. Murat Karasalihoğlu bundan 4-5 yıl önce Folklor Edebiyat dergisinde Heyamola oyununu Rum, Roma rütiellerinin uzantısı gibi değerlendiren bir makale yayımlamıştı. Bizim cevap vermemiz gerekirdi. Birkaç halk kültürü uzmanın da yardımıyla parkinson engelini aşıp mutlaka cevap vereceğim. Biz de zamanında çok hatalı yazılar yazıp sonra düzelttik. Cumhuriyet Dönemi Kültür Çalışmalarının Dünü, Bugünü, Yarını (Ankara 2003) kitabımızda kültürel zenginliğimizi değerlendiren politikalar şu başlıklar altında verilmiştir. 1. Millî Kültür Görüşü 2. Türk Batı Sentezi Görüşü 3. Mozaik Kültür Görüşü 4. Evrensel Kültür Görüşü. Biz birinci ve ikinci görüş sentezi kültür politikasından yanayız.

25. sayfadaki “Ne Yemeli?” bölümünde Kastamonu merkezinde iki dönercinin tavsiye edildiği görülüyor. Hürriyet’in 27 Eylül 2025 tarihli Cumartesi Eki’nde adımız verilmeden 1990 yılında yayımladığımız “Kastamonu’nun Ünlü Yiyecek ve İçecekleri” başlıklı makaleye dayanılarak Türkiye’de en eski döner merkezlerinden birinin Kastamonu (1855) olduğunun yazılması çok hoşuma gitti. Dönerci Hamdi markalı dönerci zincir lokantalarda makalemizin asıldığı köşeler var.

Monuva’nın sonbahar sayısı da yayımlanmak üzere. Onu da değerlendireceğiz inşallah. DMKİ Derneği yöneticilerine ve emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek az kalır. Bu dergicilik olayı ne denli zorlu, o derece de keyifli bir iştir, bilemezsiniz…