Şehirleri inkıraza götüren sanıldığının aksine “somut sermaye” noksanlığı değil, tam aksine, soyut sermaye yoksunluğudur ki tam da Kastamonu’yu çıkmaz sokaklara iten hal budur bugünden yarın(lar)a…
Vakti üçe beşe katlayarak alıp götürüyor Kastamonu’yu münzevi bir iklime ayarı hurdahaş olmuş kum saati.
Üç beş kırıntı ile müteselli olmanın faturasıdır aslında…
Bugünkü soyut telefatımızın sebebi müsebbibi.
Dünün ihtişamından ne var şehrin gök kubbesinde artakalmış?…
Dünün edebi masalarında bugün ters çevrilmiş sandalyeler oturuyor tastamam.
Ne şamili kalmış…
Ne müzahereti.
Duvarı şakül tutmaz…
Zemini tesviye.
Kerterizini yitirene…
Pusula neyleye?
Para karın doyurur da…
Dımdızlak zihin neyleye?
(Nereden geldi yukarıdaki hariçten gazel?...
Raconu “kıyas” kese.
Mardin’den kıyas tutalım…
Kültürden dem vuralım.
“Güneydoğu’nun sinema ışığına açılan kapısı” Mardin…
“Kuzeyin sinema ışığına açıl(may)an kapısı” Kastamonu.
Mardin’in üçüncüsünü bu yıl düzenlediği “Mardin Uluslararası Film Festivali” başlıyor…
“Farklı kültürleri, dilleri ve hikâyeleri kentin büyülü atmosferinde bir araya” getirmeyi “yine” hedefleyen festival “18-19-20-21 Ekim” tarihlerinde perde açacak.
Yerel dinamiklerin başını çektiği festival…
“T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı” katkısı ve “Sinema Genel Müdürlüğü” destekleriyle “Türkiye Kültür Yolu Festivali” kapsamında.
Bu arada…
Mardin Kültür Yolu Festivali “18-26 Ekim” tarihleri arasında.
“Mardin Uluslararası Film Festivali” tanıtım metni festival web sayfasında nazır…
“Tarihin her köşesinde farklı bir hikaye bulabileceğiniz, kültürel zenginliğiyle göz dolduran Mardin, bu sefer de Mardin Uluslararası Film Festivali’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Şehrin benzersiz atmosferi, film dünyasının renkli karakterlerini ağırlamak için gün sayıyor… Festival, sadece ülkemizden değil, dünyanın dört bir yanından gelecek olan birçok ünlü ismi ağırlayacak. Bu üç gün süresince Mardin, uluslararası bir sinema platformuna dönüşecek. Hem yerli hem de yabancı film yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları ve sinema tutkunları, Mardin ‘in kalbinde, film sanatının büyüsüne kapılacaklar… Gösterim programı, sinemaseverlere unutulmaz anlar yaşatacak çeşitli filmlerle dolu olacak. Farklı kültürlerden, farklı dillerden gelen bu filmler, izleyicilere dünyanın dört bir yanından hikayeler sunacak. Festival, sadece filmleriyle değil, panel ve söyleşileriyle de renklenecek. Katılımcılar, sektörün usta isimleriyle bir araya gelme fırsatı bulacaklar.”
Bu metnin “imla ve içeriği” dahi…
Kastamonu’ya ne kadar uzak.
Tarihi ve kültürel dokusunu sinema ile dünyaya tanıtmaktan dem vururken Mardin…
Kastamonu ne eyler!)
(“Kastamonu’nun bütüncül ve sürdürülür kültür politikası yok”…
Kültür politikası olan emsal iller ile (dahi) Kastamonu’nun arasındaki “kültür ekosistemi” makasının her geçen gün (daha) açılmasının sebebi de bu zaten.
Kastamonu asırlarca üst üste ulamasına karşın “homojen” kılmayı başardığı “yerel kimlik” yahut “soyut miras” birikimini “mirasyedice” savurmakla meşgul(üz)…
Yerleşikliği ifade eden “yerel kültür” terk olunduğunda yerine ikame “tufeyli kültür” olur ki; yer kemirir.
Bitirir…
Dönüştürür.)
Not: Anadolu’nun küçük siklet illerine, hele isminin önüne “kadim” ön eki takarak omuzlarını ayrı apolet altına alanlarına, üniversite kurulurken yerleşiklerinin en azından bir kısmında “kültürümüzü bozacak” tereddüdü oluşmuştu…
“Yeni” şartların derhal kabullenilmesini beklemek gerçekçi değil zaten.
Anadolu’nun cemi cümle ilinde üniversite kuruldu…
Değişik titre sahip onlarca akademisyen yanı sıra hemen her üniversitede kültürün farklı alanlarını çalışan fakülteler açıldıkça açıldı.
İnsan ve Toplum Bilimleri’nden…
Güzel Sanatlar’a.
Üniversitelerin kuruldukları illere verdikleri kültür katkısı ne oranda oldu?...
Şehirleri “bozdu” mu, şehirlere “uydu” mu, yön ne istikamette oldu?
Şehrin kültür atmosferine yeni güneş ışınları ekleyebildi mi üniversiteler?...
Bulutlara uzanan yeni koridorlar açabildiler mi?
“Feyz” verebildiler mi?...
“Şevk” ya da?
Kastamonu’da misal…
Ne umuldu da ne bulundu?
