“Temiz Hava Hakkı Platformu” (THHP) 2016’dan bu yana düzenli olarak yayınladığı Türkiye’nin “hava kirliliği karnesi” Kara Rapor’un yedincisini (Kara Rapor 2025) İstanbul’dAKİ basın toplantısında açıkladı…
Kastamonu 2024 yılı “hava kalitesi” itibarıyla 3 klasmanlı “havası en kirli iller” sıralamasında “ehveni şer” kirlilikle son grupta yer aldı; şükür.

“Kara Rapor’a göre 2024’te hiçbir ilin yıllık ortalama hava kalitesi Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kılavuz değerlere göre temiz değil”…
Daha da hazin olan, “10 yıllık değerlendirmenin en önemli çıktısı Türkiye’de hava kirliliğinin halen düzenli ve yeterli ölçülmediği oldu”, ne diye ölçülmez?

10 yıldır çalışmalarını sürdüren ve 7 rapor ile “hava kirliliği” hakkında kamuoyunu aydınlatan “Temiz Hava Hakkı Platformu” (THHP) doğa koruma ve sağlık alanında çalışan 13 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle 2015 Haziran ayında kuruldu…
Platformu Bileşenleri: “Çevre için Hekimler Derneği, Greenpeace Türkiye (Yeşil Barış Akdeniz Derneği), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, İklim İçin 350 Derneği, İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği, Temiz Hava Hakkı Derneği, Türk Nöroloji Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği, WWF Türkiye, Yeşil Düşünce Derneği, Yuva Derneği, Avrupa İklim Eylem Ağı.”

afacann

Kara Rapor 2025’in “spot cümleleri” bile bugün ve gelecek adına tüyleri ürpertmeye yetiyor…
“Partikül madde PM2.5 hava kirliliğinin Türkiye ekonomisine yükü ilk kez hesaplandı: Bir yılda 138 milyar dolar; 2024 GSYH’sinin yaklaşık yüzde 10’u… En önemli önlenebilir ölüm nedenlerinden olan hava kirliliğinin düzeyi DSÖ’nün önerdiği seviyeye çekilirse Türkiye’de yılda en az 60 bin hayat kurtarılabilir… KOAH’a bağlı ölümlerin yüzde 41,3’ü, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 27,7’si, inme kaynaklı ölümlerin yüzde 27,4’ü, akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 18,6’sı hava kirliliğinden kaynaklanıyor; demans olma riski ise yüzde 8 artıyor… 2024’te hava kalitesi iyi olan il yok. Havası en kirli iller Iğdır, Erzincan ve Kütahya. Ankara ve İstanbul’da hava kirliliği ‘hassas’ düzeyde… PM2.5 kirliliğine bağlı ölüm ve hastalıkların ekonomik maliyeti düzenli hesaplanmalı, kirlilik önleme politikaları kamu yatırım planlarına entegre edilmeli.”

2024 yılı hava kirliliği haritasında görüldüğü üzre “en kirli” iller gurubunda değil Kastamonu, yıllık “PM10” ortalaması 40 µg/m³ üzerinde olan iller gurubunda da değil, yıllık “PM10” ortalaması 15 µg/m³ üzerinde olan iller gurubunda…
Ne var ki yıllık “PM10” ortalaması 15 µg/m³ üzerinde olmanın getirdiği tüm sağlık, çevre ve ekonomi tehlikesine açık.

(Kara Rapor’a göre 2023 ve 2024’te “ince partikül madde” (PM2.5) kirliliği nedeniyle ülkemizde sırasıyla 63 bin 851 ve 62 bin 644 erken ölüm meydana geldi…
Temiz Hava Hakkı Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Çevre İçin Hekimler Derneği THHP Temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan sözlerini bu sebeple iyi okumakla mükellefiz: “Eğer PM2.5 düzeyi DSÖ’nün önerdiği yıllık ortalama 5 µg/m³ seviyesine indirilebilseydi yılda 60 binin üzerinde ölüm önlenebilirdi.”

Kara Rapor 2025’in tamamı ileriki günlerde yayınlanacak…
Kastamonu’nun son halini bilemiyoruz.

4E18C1F8 94D5 4E43 B772 58E505Ac9788

Ancak…
“Türkiye’de 2022 Yılında Hava Kirliliğine Atfedilen Ölüm Hızının En Fazla Olduğu İlk 10 İl” sıralamasına 8’inci sıradan girmişliği var Kastamonu’nun.

Bir diğer sıkıntı, ilimize dair Kara Rapor 2025’te geçen “Partikül Madde Kirliliği Demans Riskini Artırıyor” paragrafını da dikkate almaya mecburuz, “öznel” sebeplerle…
“PM2.5 kirliliğine uzun süreli maruz kalma, demans (bunama) riskini önemli oranda artırıyor. PM2.5 düzeyi yıllık ortalamada her 5 mikrogram/m³ arttığında demans riski yaklaşık yüzde 8 yükseliyor. Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı küresel araştırmaya göre azot dioksit ve özellikle araç egzozlarında ve orman yangınlarında ortaya çıkan siyah karbon da demans riskini yükselten diğer kirleticiler.”

afacan123

Kastamonu’daki yaş almış nüfus yoğunluğu dikkate alındığında…
“Demans” konusuna ayrı bir sayfa açmak lazım.)

(Kara Rapor 2025’te ülkemizdeki hava kirliliğinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının ve mali yükün azaltması üzerine “7” adım sıralı…
“Ekonomik Etki Analizleri Politikaya Girdi Olmalı: PM2.5 kirliliğine bağlı ölüm ve hastalıkların ekonomik maliyeti düzenli olarak hesaplanmalı ve kirlilik önleme politikaları kamu yatırım planlarına entegre edilmeli. Sağlık ve çevre politikalarında maliyet-etkinlik değerlendirmeleri yapılmalı; hava kirliliğiyle mücadeleye ayrılan kaynaklar artırılmalı... Ulusal Hava Kalitesi İzleme Sistemi Güçlendirilmeli: Veri sürekliliği ve kalitesi; PM2.5 ölçümü yapabilen istasyon sayısı artırılmalı… Veriler Şeffaf ve Kamuya Açık Olmalı: Hava kalitesi verileri anlık ve geçmiş dönem karşılaştırmalı olarak kamuya açık hale getirilmeli. Düzenli denetim ve yaptırımlar olmalı… PM2.5 İçin Ulusal Limit Değeri Belirlenmeli: DSÖ’nün önerdiği yıllık ortalama 5 µg/m³ hedef alınarak mevzuat hazırlanmalı, geçiş takvimi oluşturulmalı… Kirletici Kaynaklar Azaltılmalı: Fosil yakıt kullanımı kademeli olarak sonlandırılmalı. Temiz enerjiye geçiş teşvik edilmeli. Denetimler sıklaştırılmalı, emisyon sınırları daha katı hale getirilmeli. Motorlu taşıt bağımlılığı azaltılmalı… Hava Kirliliği ile Mücadele Sağlık Politikalarına Entegre Edilmeli: PM2.5 ve ozon gibi kirleticilere bağlı hastalık yükünün azaltılması, ulusal sağlık stratejilerine entegre edilmeli… İklim Krizi ve Çocuk Sağlığı Odaklı Programlar: Çocukları aşırı sıcak, hava kirliliği ve iklim kaynaklı afetlerden korumaya yönelik sağlık, eğitim ve sosyal politika entegrasyonu sağlanmalı.”)

afacan12

(“Kastamonu İli Temiz Hava Eylem Planı” (2020-2024) 20 Şubat 2020’de onaylanarak yürürlüğe girdi, “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliğinde belirtilen limit değerlerinde kademeli azaltım ve uyarı eşiklerini sağlamaya yönelik olarak hazırlanan Temiz Hava Eylem Planları ilgili kurum kuruluşların koordinasyonuyla eylem takvimi kapsamında hava kalitesinin yükseltilmesinin kademeli olarak sağlanması” hedeflendi, denetimler arttırıldı…
Elbette Kastamonu’nun tüm kesimleri ile hava kalitesini artırmaya yönelik imecesi şart.

Özellikle, nüfus yoğunluğunun diğer kesimlerine göre yüksek olduğu Merkez ilçede, “devlet-vatandaş” işbirliği ile alınacak pek çok tedbir olabilir…
“Trafik yoğunluğunu” azaltmak misal.)