İlimizde yaşanan intihar vakalarına dair yazdığım yazıyı gazeteye sevk etmeme dakikalar kala yeni bir intihar daha gerçekleşti şehrimizde, girişimi aşıp ölümle sonuçlandı üstelik, intihara batmış bir adaya dönüştü Kastamonu…

Ne hazindir ki “intihar ili” olduk.

Her intiharın bir talebi/çığlığı/çağrısı vardır topluma/kamuya…

Belki hiç işitmedik belki de işitmenin ne fayda kaldığını bir güzel haykırdık mağdurun yüzüne.

İntiharı “bireysel” görürsek fena yanılırız…

İntihar “sosyolojik” bir olgudur.

Lafı dolandırmaya hacet yok…

İntiharın sebebi/azmettiricisi/yataklık edeni toplumdur/toplumsal ilişkilerdir ve en nihayetinde kamudur.

Kimse sıyrılamaz…

Her intihar kornasını çala çala, farlarını yaka söndüre, yokuş aşağı freni patlak gelir.

Aileden başlamak üzere içinde olduğu toplumsal çemberin tüm duvarlarını yıka yıka gelir…

Neredeyiz?

İntihar girişimde kalsa dahi önlem alınmazsa bir sonrakinin çağırıcısıdır…

Öncü depremdir asıl felaketten önce.

Kastamonu’ya, devlet yurduna, sana bana emanet bir üniversite öğrencisi intihar ederek yaşamına son verdi…

Suçsuz muyuz?

Devlete emanet canların yitmesi hele…

Dicle kenarındaki kuzuyu kurt kapmasıdır.

Yeter artık…

Hakikaten yeter.

Not: Son intihar önceki yazım “İntihar komisyonu olduğu halde intihar oluyor!” şeklinde kara mizah bir başlık altındaydı…

Öyle ya kamu daha ne yapsın?

Komisyon kurulduğuna göre…

Rahat rahat “ayakta uyunabilir”.

Bizim “idare” geleneğinin olmazsa olmazı “komisyon”, her derde derman, tasarruf genelgesi hariç vakitlerde “çaya kuru pastaya” kuvvet…

Adı üstüne “idare etmek” bu “yalan dünya” evreninde.

Gerçek hayatta ise Kastamonu’da “intihar” vakaları aldı başını gidiyor, ilgili kamu görselini yanlış okumadıysan eğer “intihar girişimi” 2 günde 1’e tekabül ediyor, sürate gel…

Kaçı “hedefe” ulaşır bilinmez.

“İdare” ne yapsın kamuoyundaki homurtuyu bastırmak için…

Komisyon kurmaktan kolayı mı var?

Topla kamu kurumlarından temsilcileri…

Havanda su döv.

Dostlar alışverişte gördü mü gördü?...

Yukarıya rapor yazıldı mı yazıldı.

İntihar komisyon haberlerine baktığımda epey bir evvele gidiyor mazisi ilimizde…

Komisyon kurulduğundan beri intihar vakaları düştü mü arttı mı?

Önceki gün paylaşılan kamu haber metni…

“İlimiz İntiharı Önleme ve İnceleme Komisyonu, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan yardımcısı Dr. Emire Er başkanlığında, Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Şeydanur Yaylaoğlu ve Bulaşıcı olmayan Hastalıklar Şube Müdürü Mustafa Turan, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, İl Müftülüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kastamonu E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu, Kastamonu Araç Açık Ceza İnfaz Kurumu, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri İl Müdürlüğü, Kastamonu Üniversitesi ve Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi temsilcilerinin katılımları ile İl Sağlık Müdürlüğümüz toplantı salonunda toplandı… Düzenlenen toplantıda, intiharı önleme çalışmaları, ilimizin intihar istatistikleri ve yapılacak çalışmalara yönelik planlamalar ve bu çalışmalar hakkında kurumlar arası iş birliği çalışmaları konuları görüşülerek gerekli planlamalar yapılmıştır.”

“İdare” aklı ile kurulmuş komisyonlardan bir komisyon…

Fazlası var eksiği yok.

Komisyon çalışmasının fotoğrafları yayımlandı sosyal medyada…

Masada kağıt-kalem yok nerdeyse, üyelerin önünde birer plastik su şişesi, ne not almaya ihtiyaç var ne de not vermeye.

“Akıllarında tutuyorlar” halk deyimiyle besbelli…

Nasıl bir hafıza ama!

Üyelerin yüz ifadeleri benzer…

“Bitse de gitsek”.

(Komisyon elbette kurulur…

İşin uzmanı bilim insanları ile kurulur, mevzuya uzak cümle kamu kurum memurları ile değil, komisyondan murat ortaya “yol yordam” koymaktır.

Bilim planlar…

Kamu kurum memurları uygular.)

(Yeri gelmişken…

Bir kez daha sorayım.

Geçtiğimiz günlerde bir kadın intiharı gerçekleşti şehrimizde…

“İdari soruşturma” açıldı mı?

Söz konusu intihardan dolayı kamunun az bir üzerine alındığı suçluluk duygusu var mı?...

Toplum vicdanının bihaber olduğu sanılmasın amir takımınca.)

(Kuvvetle muhtemel üniversiteli genci intiharı da “kim vurduya gidecek”…

İntiharın “paydasında” yer aldığını kabullenmeyecek “İdare”.)