"Ağır siklet lojistik" trenini sittin sene evvel kaçıran ve gelecek yıllara sari yetişmek için telaş ededururken Kastamonu, "yeni dünya" ise "tüy siklet lojistik" hattı döşemenin peşinde, "drone lojistik"...
Çağa koşut "yeni nesil taşımacılık".
Henüz pilot salınımlar ve "kısa mesafeli taşımacılık" ile emekleyen sektörün uluslararası hatta "uzun mesafe" katetmesine "ramak kaldı" denilecek bir sürat ile ilerliyor süreç...
Misal, "kıtalararası arası teslimat" dahi başarıldı, ülkemizdeki bir kargo firması İstanbul Boğazı'nda karşıdan karşıya drone ile teslimat gerçekleştirdi 2 sene evvel.
"İnsansız Hava Aracı"...
"Drone".
"Askeri" ve "gözlem" görevlerine koşut...
"Lojistik" sektöründe de kullanılmaya başlandı.
Hele hele "sağlık sektörü"...
Medikal taşımacılığın gözdesi olacağı kesin, acil hastaya ilaç taşımaktan tutun da laboratuarlar arası numune sevkine kadar, pilot denemeler başarı ile devam ediyor.
Niye kullanılmasın ki?...
"Son nokta teslimatı", "hız", "maliyet azaltımı", "iyileştirilmiş verimlilik", "çevresel sürdürülebilirlik" kalemlerinde drone "gibisi yok".
Sanayinin seyri, teknogirişim şelalesinin ritmi, yeni ekonominin şifreleri "mezhebine göre" lojistik yaratıyor haliyle...
"Otonom araçlar" ve " drone teslimatlar".
"Akıllı ve verimli taşımacılık"...
"Lojistik devrimi" bu.
Bu kadar ezberden gazelin nihayetinde gelelim vilayeti ala Kastamonu'ya...
Lojistik mağduru bu "taşra" ilin "drone lojistik" namına hiç mi kelamı olmasın?...
İlla 150 yıl sonra mı "drone lojistik isteriz" desin!...
Çoktan boşaltılmış mevzilere mi koşsun hep.
(Hayaller geleceğe dair değil bizatihi an'a dair kurulursa gerçeklik olasılığı olur...
İleriye dönük hayal kurmak, somut koşulların somut tahlilini göz ardı etmektir, şartlar sürekli değişiyor.
"Drone lojistik" isteyeceksek bugüne isteyeceğiz...
Yarım asır sonrasının hesabını dahi tutturabilmek günümüz dünyasının baş döndüren hızında asla ve kat'a olası değil.
Ancak "lafügüzaf"...
"Hamaset".
Kastamonu "drone üssü" isteyebilir...
Hatta "drone lojistik ekosistemi" de.
"Ankara" istiyor misal...
Haziran 2021'de Ankara Kalkınma Ajansı "Ankara İli Kargo Drone Üretimi" başlıklı "Ön Fizibilite Raporu" yayımladı, "Yerli dronelar için geliştirilen yerli teknolojilerin taşımacılık hizmetlerine entegre edilip güncelleştirilmesi amacıyla başta sağlık, savunma sektörleri öncelikli olmak üzere sivil kargo taşımacılığına da hizmet edecek yerli kargo dronelarının üretileceği tesis kurulumu", devamını meraklılar web adresinden hatmeyleye.
Daha "vurucu" bir örnek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Ulaştırma Hizmetleri Alanı'na dair ders kitabı var "Drone Taşımacılığı" ismiyle, 11 ve 12'nci sınıflara yönelik...
Lise talebesi gidişattan haberdar en azından.)
(Meylim "drone" imalatından çok drone lojistiğine uyacak "yükte hafif-pahada ağır" teknomal üretmek üzere Kastamonu'nun akıl ve fikir sahibi olması...
Bu, mevcut "yükte ağır-pahada hafif" imalatların rafa kaldırılmasını gerektirmiyor, "maden" ve "ahşap" sektörlerinin illa ve illa "tasarım" katmadeğeri ile bahtlarını açık etmek de yükümlülük, hatta drone lojistiğe uygun hale evriltmek de konuşulabilir.
Kastamonu'ya "drone üssü" yahut "drone terminali" istemek ayıp değil...
Nazım Hikmet'in diliyle "Mesela bir barikatta dövüşerek / mesela kuzey kutbunu keşfe giderken / mesela denerken damarlarında bir serumu / ölmek ayıp olur mu?"
"Bütün iş "Tahirle Zühre olabilmekte"...
"Yani yürekte".
Not: Lojistiğimiz "ağır aksak" ama...
Koordinasyonumuz "5G"!
Kastamonu İl Koordinasyon Kurulu'nun 2025 yılı 4'üncü toplantısı (yine) "video konferans sistemi" üzerinden yapıldı...
Kurum amirleri ekranda toplandı.
Komşu vilayetlere baktım aynı toplantıyı hangi sistemle yaptıklarına ilişkin...
Cümlesi "eski düzen", salonda toplanmışlar, "yüz yüze".
Komşu vilayetlerdeki koordinasyon toplantılarında Allah bilir uzun uzadıya konuşmuşlardır hatta niza bile çıkmış olabilir, Kastamonu'da "eski düzen" toplantılardan biliyorum, sabahtan akşama "konuş-tartış"...
"Zoom" diye geç git konuların üstünden oysa!
Hatta tek "tekmil" yeterli, "Koordinasyon ihtiyacı var mı?", bir ağızdan el cevap"Yok"...
Bitti gitti.
Senede 4 defa...
"Yok, yok, yok, yok".
Ne ala...
Pekala.



