İLİ KASTMONU
İLÇESİ AZDAVAY
YERİ SÖĞÜTPINAR KÖYÜ
Şeyh Sultan Hakı Türbeesi, Söğütpınar Köyü Kütü mahallesindedir. Halk kütü köyü ve civarına Söğüt Özü mıntıkası demektedir. Köyün içindeki söğüt ağacının dibinden su çıktığı için Kütü Köyünün bağlı olduğu muhtarlığın adı Söğütpınar olarak değiştirilmiştir. Türbe ise Kütü köyü Hoke Mahallesinin yukarısındaki tepede yer almaktadır.
Bu civarlar ayrıca çevrede Kömür ocaklarının bulunduğu yerler olarak da bilinmektedir. Bu civarlarda taş kömürü madenleri vardır ve açık işletme olarak da bazı zamanlarda işletilmektedir. Türbenin bulunduğu tepenin hemen aşağısında en az yedi Yüz yıllık olduğu anlatılan Hakı Sultan Camisi olarak bilinen Cuma camisi vardır. Buradaki yedi yüz yıllık olduğu anlatılan bu cami ise günümüzde yıkılmış ve yerine yeni bir cami yapılmıştır. Piri Sultan da bazı zamanlarda gelip buradaki Hakı Sultan Camisinde vaazlar verir ve halka nasihatlerde bulunurmuş.
Devrin Osmanlı Padişahı, Şeyh Mehmet Efendi vasıtası ile de buradaki ve Çocuverendeki zaviyenin giderlerinin karşılanması için yardımlarda bulunurmuş.
Şeyh Sultan Hakı’nın miladi 1308 yılında vefat ettiği bilinmektedir. Bu tarih ise Kastamonu ve civarlarının Candaroğullarının eline geçtiği ilk yıllardır. Şeyh Sultan Hakı’nın Çobanoğullar Dönemide yaşadığı ve bu dönemin din alimlerinden olduğu da anlatılmaktadır. Kısaca, Hakı Sultan Camisi bir Çobanğulları dönemi camisidir. Kütü Köyü de o zamanlarda bu bölgeye yerleşen yörük obalarınca kurulmuş bir yerleşim yeridir.
Buradaki Cami ve zaviyeye yardım eden Osmanlı Padişahının Sultan ikinci Mahmut Han olduğu ve onun padişahlığı döneminde civarların ekonomik durumunun iyi olduğu ve bu civarlarda bol miktarda keçi ve koyun yetiştirildiği de anlatılmaktadır. Bilindiği gibi ikinci Mahmut Han’ın Süt annesinin mezarı da burasının batısında bulunan ve Şenpazar İlçesinin Harmangeriş köyünün bulunduğu yerdeki Yatılı bölge okulunun yolu kenarındadır. Pdişah hem bu civarları ve hem de Harmangeriş civarlarını vakfetmiş ve buradki arazilerin gelirlerini de bu civarlardaki tekke ve zaviyelerin giderleri için kullanmıştır. Ayrıca bu civarlarda çok sayıda Vala değirmeni yaptırmış ve bu değirmenler vasıtası ile de Vala adı verilen ve koyun yünleri ile keçi kıllarından yapılan bir çeşit keçe kumaş ürettirmiştir. Bu keçe kumaşların ise daha çok Osmanlı Askerlerinin kışlık olarak giydikleri malzemeler olduğu anlatılmaktadır. Bu çeşit Vala kumaşlarının mucidinin de Şeyh Sultan Hakı olduğu anlatılmaktadır. Günümüzden yaklaşık yedi Yüz yıl önce bu işi insan gücünden ziyade Su gücünden yararlanarak ilk
Günümüzde hiç olmaz ise bir adet Vala değirmeni nostaljik olarak işletilebilir ve hem de bir kültür vasıtası olarak turizme de kazandırılabilir. Vala kumaşının su gücünden yararlanılarak yapılmasının piri olarak de Şeyh Sultan Hakı da yüzyıllarca anılmaya devam eder.
Eski zamanlarda özellikle tekke ve zaviyelerde eğitim gören öğrencilere hem tarım, hem de ticaret öğretilmiş ve üretime de katkı sağlamışlardır. Okullarının ihtiyaçlarının karşılanmasında da emeği geçen öğrenciler de böylece dini bilgilerinin yanı sıra dünyevi bilgiler ile donatılmıştır. Hem de üretime de katkı sağlamışlardır. Bu öğrencileri yetiştiren Şeyhlerden birisi de Şeyh Sultan Hakı’dır.
Şeyh Sultan Hakı Türbesinde yatan bu zatın mekanı cennet ruhu da şad olsun.