Tretuvar Mustafa Afacan Köşe

Yağmur çiseliyor bir avuç, şehrimizin kaldırımlarında yürümek için kabiliyetli bir “9 taş oyuncusu” olmak gerekiyor, “sek, sek”…

Asfalta iniyorsun “Yedigöller”.

Dünün bugünün göz ardı değil elbette…

Evvelsi günleri de faturaya dahil etmek lazım.

Henüz “tretuvar” seviyesinde şehirleşme çıtamız…

Her zıplayışımızda çıta düşüyor.

E devenin gövdesine yapışmışız biz, şehrimizin “içme suyu altyapısı arıza” diye, resmen “Alice Harikalar Diyarı”…

Devenin kulağından tutmak lazımmış meğer.

Ne altyapısı…

Henüz yağmur suyuna çözüm bulamadık.

Yaya isen…

Ayak bacak su.

Altı boş kaldırım taşına rast geldiysen…

Kelle su.

Fizikten asude “taş döşemeciliği” ve “asfalt dökmeciliği” ve “asfalt yamamacılığı”…

Dört başı mamur şehrimizde.

Yürünemeyecek şehri biz yarattık, kimimiz tuz, kimimiz biber oldu…

Kaynat kaynat servis ettik.

Suya sıkıntı yok…

Her yer “göl”.

Leziz mi leziz…

Afiyet olsun cümleten.

Not: “Model fabrika nedir?”…

“Üretimde verimliliğin artırılması ve dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılması, ülkemizin önemli kalkınma gündemlerinden biridir. Bu doğrultuda hayata geçirilen Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezleri (Model Fabrikalar) ile hata yapma özgürlüğünün olduğu gerçek bir üretim ortamında, deneyimsel öğrenme teknikleri kullanılarak verimlilik temelli dönüşümün öğretilmesini ve yaygınlaştırılmasını sağlayan eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Model Fabrika; işletmelerde faaliyet bazlı mükemmeliyet ilkelerinin, deneyimsel öğrenme teknikleri kullanılarak, ölçeklendirilebilir bir şekilde yaygınlaştırılmasını sağlayan bir araç (ortak kullanıma yönelik bir merkez) olarak tanımlanmaktadır.”

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın tarifi bu…

Ülkemizde farklı illerde model fabrikalar faaliyette, nerede mi, “Adana, Ankara, Bursa, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya ve Mersin” illerinde.

Yenilerinin kurulumları sürüyor…

“Denizli, Eskişehir, Kocaeli, Malatya, Samsun ve Trabzon”.

Nereden geldik “model fabrika” mevzusuna?..

KUZKA, ilimizdeki ahşap sektörü temsilcileri ile Kayseri’ye bir inceleme gezisi düzenledi, Kayseri’deki “model fabrika” incelendi.

Kastamonu’da niye yok diye sormayacağım…

Nasılsa Samsun’a yapılıyor, kaç saatlik yol, inceler inceler gelir bizim girişimcilerimiz.

Peki…

Bir soru daha.

Kaç kere yazdım, yazdım, yazdım…

Bir girişimci “Nedir bu model fabrika?” diye sordu mu?

Ne münasebet…

Elbette kimse sormadı.

“Ufo görmüş Kastamonulu” gibi…

Hayretle bakar dururuz eldeki model fabrikalara.

Eller “model fabrika” çıtasını aştı…

Kastamonu “merdiven altı” çıtasında.

Not 2: Kastamonu imalat sektörünün ciddi bir projeksiyona tutulması elzem…

“Yol haritası” diye diye krokiden beter bir müsveddeye çevirdiğimiz kavramın bilimsel aklı ve yerel şartlar nazarında hazırlanması lazım.

Her defasından ağızlardan çıkan “yatırımcı çekmek” lafı derin yaralar açıyor sinemde…

Kendi yatırımcını ne diye oluşturmayı akıl etmezsin?

Daha da komiği…

“Yatırımcı” sanki Kastamonu’yu tanımaz bilmez, merak etmeyin devletlular, sizden bizden iyi tanır onlar.

Hangi devirdeyiz de “yatırımcı çekmek” için mücadele edeceğiz…

Geleceği varsa zaten gelir yatırımcı.

Madenimiz var yeraltında…

Adam Çin’den geliyor.

Davete ne hacet?..

Kapıyı kırıp giriyor.

Bacadan giriyor…

Ne daveti?