Ünlü ekonomi dergisi “Forbes” her yıl “Türkiye’nin en yaşanabilir şehirleri” araştırmasını yapar ve 81 ili sıralar, bu yılki listede 50’nci sıradayız, “batının doğusu” apoletlerimiz omzumuzda…

Komşularımız içinde dahi halimiz beter.

İlk 10’a girmeliyiz oysa…

Hedefimiz bu olmalı şehircilikte.

E bu ipi göğüslemek için de “algı” değil…

“Olgu” lazım.

“Vizyon”…

“Misyon”.

Hükümetten yerel yönetime uzanan…

Dünyadaki tüm Kastamonuluları potasında eriten dayanışma lazım.

“Ortak akıl”…

“Yerel demokrasi”.

“Cüret” lazım…

Verilenle yetinmeyip daha fazla kamu yatırımını şehrimize çekebilmek lazım.

Zaman keşke kum saatindeki taneler kadar “yavaş” olabilse…

“Işık hızı” oysa.

Dünyada ülkeler değil şehirler yarışıyor…

Türkiye’de de şehirler arasındaki rekabet son sürat sürüyor.

“Tümdengelim” gibi düşünün…

Ya da “bütünden parçaya”.

Bireylerin gelişmesi ile şehir gelişmez…

Aksine şehrin gelişmesi bireylerin gelişimlerinin önündeki bariyerleri söker atar.

Pastadan aldığı payın artması için bireyin…

Masada öncelikle bir pasta olmalı.

Forbes listesinde ilk 10’a nasıl girilir?..

Çok da kolay aslında.

Plan, dayanışma ve sürdürülür projeler ile…

Zor ama olanaksız değil.

Bugünden yarına olacak iş değil ama…

Ertesi güne niyet edelim.

(Forbes “Türkiye’nin en yaşanabilir şehirler” sıralamasında Kastamonu bu yıl itibarı ile 50’nci sırada…

Ardımızda “doğu” ve “güneydoğu” illeri ekseriyetle.

Batı istikametimizden şehir geçmekte “usta” değiliz…

Bir elin parmakları kadar var yok.

Sinop’un gerisindeyiz…

Karabük’ün de.

Bartın keza…

Zonguldak’ın da gerisindeyiz.

Bolu…

Amasya.

Çankırı’yı kıl payı geçtik…

Çorum da ardımızda.

Bölgesinde dahi “pek” yaşanabilir görülmeyen bir Kastamonu şehri…

Yakışıyor mu potansiyelimize?

Rize ve Erzincan daha yaşanılır çıkmış listede Kastamonu’ya nazaran…

Durum bu.)

Not: Sadece “Forbes” değil…

Şehrimizi diğer şehirlerle mukayese eden “bir dünya” sıralama var.

Ancak şehir paydaşlarının bu sıralamalara ilgisi son derece düşük…

Algıyı ortadan kaldırıp olguyu tüm gerçekliği ile ortaya seriyor çünkü.

Mukayese verilerini önüne koymayan bir şehir…

Diğer şehirlerin hızını takip etmediği için ancak alacakaranlık kuşağı içinde kalır.

Kamunun mukayese sevmemesi doğal…

Şehrin sivil paydaşları neden kapılarını kaparlar?

Not 2: Kurum müdürü başkanlığında toplanmış 10 müdür yardımcısı ve şube müdürü…

10’u da erkek.

Kadın idareci yok mu beyler?..

Erkek erkek nedir bu?

Kiminde kravat yok…

Kiminde ceket dahi yok.

“Kurumsallaşma”!..

“Kurumsal itibar”!