Dikkatinizi çekmiştir. Emekliler, uğradıkları haksızlık karşısında sosyal medya platformlarında örgütlenmeye çalışıyorlar. Binlerce katılımcısı olan bu platformlarda birileri büyük bir gayretle başı çekiyor. Diğerleri ortak bir sorun için biraraya geldikleri halde, hiç katkı sunmadan sadece izlemekle yetiniyor. Basit bir emoji koyarak bile destek vermekten imtina ediyorlar. Tam bir “Armut piş ağzıma düş” durumu. Nasıl olsa birileri uğraşıyor. 40 bin, 50 bin kişilik guruplar var. Bakıyorum yazışmalar bir kaç kişi arasında geçiyor. Dayanışma böyle mi olmalı.? Neden korkak, silik, vurdum duymaz bir toplum haline geldik, yada getirildik. Neden örgütlenmeyi beceremiyoruz?

Nedendir bu sosyal kaytarma?

Bazı durumlarda; yardımlaşma ve dayanışma olmadan başarılı olmak maalesef mümkün olmuyor.

Yardımlaşmanın ve dayanışmanın olmadığı bir dünya düşünemiyorum. Dayanışma; hele öteki ile birlikte yapılabilirse hedefe, mutlu sona ulaşmak çok daha hızlı ve kolay olur. Bunun için de kafayı değiştirmek gerekiyor.

Sizin gibi düşünenlerle tabiiki dayanışma kolay.

Önemli ve değerli olan sizin gibi düşünmeyen, sizden olmayanlarla ortak hedef ve üslubu yakalayıp, dayanışmayı yaratabilmektir.

Ben 78 kuşağıyım. Gazetemdeki bu köşede düşüncelerimi, fikirlerimi hep açıklıkla siz değerli okurlarımla paylaşmaya gayret ediyorum. Yazdığım sürece buna devam edeceğim. Yazılarımı takip edenler bilir. Suya sabuna dokunmayan, havadan sudan konular bana göre değil. Benim derdim; yaşadığım kent, ülkem, milletim, çocuklarımız, geleceğimiz… Bugüne kadar değişik gazetelerde, sosyal medya platformlarında yüzlerce yazı yazdım. Yazılarımda; elimden geldiği kadar toplumsal bir farkındalık yaratmaya gayret ediyorum. Amacım; aldığım eğitimin, yaşımın verdiği deneyimin hakkını vermek.

Bugün sizlerle ilginç, kısa bir hikaye paylacağım. Hikayeyi okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Bu, Kör Katır Warwick’in hikayesi.

Yıllar sonra doğduğu çiftliği ziyaret etmek için arabası ile yola çıkan adam bir anda arabasını tarlaların arasında bir yerlerde çamura saplanmış bir halde buluyor. Araba ne ileri ne de geri gitmiyor,

lastikler sürekli patinaj yapıyor. Bir süre direksiyon gaz ve vitesle uğraşıyor sonra pes edip yakında görünen bir çiftliğe yürüyerek gidip

yardım istemeye karar veriyor.

Çiftlikte rastladığı yaşlı köylü, adamı dinliyor, bulunduğu yerden arabanın saplandığı yere ve arabaya bakıyor, Sonra da “Yaşlı Warwick halleder” diye mırıldanarak. Ayağa kalkıp çiftliğin ahırına doğru yürümeye başlıyor.

Adam, Warwick’in kim olduğunu düşünerek takip ettiği yaşlı köylünün ahırdan yaşlı ve kör bir katırı çıkardığını şaşkınlıkla izliyor.

Warwick bir şehrin adıdır ve batıda çiftlik hayvanlarına

sevilen insanların ve şehirlerin isimlerini vermek garip değildir.

çiftçi bir balya da kalın halatı yükleniyor ve arabanın yanına katır, çiftçi ve kazazede birlikte gidiyorlar

Yolda adam çiftçinin elinde kamçı olmadığını fark ediyor ve şaşırıyor.

arabanın yanına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna diğer ucunu da Warwick in koşumlarına bağladıktan sonra da bağırmaya başlıyor.

“Hadi Jack, hadi Ted, ha gayret Fred!, hadi davran Warwick!”

yaşlı katır ismini en sonunda duyduğu anda büyük bir gayretle ileri atılıyor ve arabayı saplandığı çamurdan çekip çıkarıyor.

Adam çelimsiz yaşlı katırın gücüne şaşkınlıkla baktıktan sonra köylüye teşekkür ediyor ve soruyor:

“Neden Warwick’in ismini söylemeden önce o kadar isim saydın?”

Köylü gülerek bir soru ile cevap veriyor:

“Warwick’in kör olduğunu görmedin mi?” ve konuşmasını sürdürüyor.

“Kendisini bir takımın parçası hissedince Warwick hep daha becerikli olur. Eğer kör olmasa idi çamura gömülmüş arabayı asla yalnız başına çıkaramazdı. Bu kadar ismi sıraladığım zaman

kendisi ile birlikte çalışan bir kaç katır daha olduğunu sandı,

heyecana kapıldı ve üstüne düşeni yapmak için

olanca gayretini verdi.”

Toplum olarak Kör katır Warwick lere çok ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yanlış anlaşılmasın, Warwick olmak gibi bir niyetim yok. Yazılarımla; bir kişide bile farkındalık yaratabiliyorsam bu beni mutlu eder.

İnsanlar; örgütlenip, biraraya geldiklerinde istedikleri sonuca daha kolay ulaşılıyorlar

Sivil toplum örgütleri, sendikalar bunun için var.

Sözün özü; hakkımızı aramak, sesimizi duyurmak için biraraya gelmek, güç oluşturmak zorundayız. Bunu yaparken de hepimiz elimizi taşın altına cesaretle koyabilmeliyiz. Emekliler ve kör katır Warwicks örneğini bunun için verdim.

YORMAYIN, YALNIZ BIRAKMAYIN WARWICK LERİ