Anadolu’muzda sırtını bir dağa yaslamış şehir olup da övgü ile anılmayan yoktur. Hepsinin ayrı özellik ve güzellikleri vardır. Bursa, Kayseri, Kastamonu gibi şehirler bu özellikli yerleşim yerleridir. 

Kastamonu’muz  adına türküler söylenen Ilgaz gibi bir dağa sırtını yaslamış  mümbit toprakları, ovası, mutedil havası, devasa orman örtüsü ile ayrıca geçmiş medeniyetlerin tarih zenginliği ile çok farklı güzelliklere sahiptir.

Kastamonu yakın tarihe kadar yatırım alamamanın iniltisi içinde kendi kaderi ile baş başa iken son dönem aldığı yatırımlarla kendini ortaya koymuştur.  Yıllar önce üniversite sınavını kazanıp gelen öğrencilerimiz şehir içerisinde körpe bir terminale indiklerinde serzenişleri hala kulaklarımdadır. Özellikle İstanbul,Ankara,İzmir gibi büyük şehirden gelen öğrencilerimiz “Hocam, öyle moralimiz bozuldu ki, terminale indik bir tuhaf olduk” gibi söylemlerinde haklılık payları yok değildi. Çünkü bir şehrin en belirgin görseli öncelikle terminalidir, geldiğiniz yerdir.

Kastamonu’muz önce terminalle kolları sıvadı. Kastamonu şanına yakışır bir terminale kavuştu. Özellikle son zamanlarda dağ turizmi, din turizmi gibi turizmin ilgi odağı olan Kastamonu yeni projelerle var olmalıydı. Nitekim öyle de oldu. Özellikle geçilmesi zor olan taşımacıların kışları kabusu olan Ilgaz dağı tünele  kavuştu. Medeniyetin parçası. İnsanların hayatına yaşam güzelliği kazandıran doğalgaza ulaştık. Vadide kurulu Kastamonu kömür dumanlarından arınmış Ilgaz’ın havasını şehrinde doya doya teneffüs eder olmuştur. Bacasız fabrika olarak adlandırılan şehirlere güç sağlayan üniversiteyi arzu ettik ona da kavuştuk. Otuz bin civarındaki öğrenci hareketi şehrin küçümsenemeyecek zenginliğidir. Askeriye yi istedik ona da sahip olduk.O da şehre ivme kazandıran değerlerimizden oldu. Yakın tarihte kastamonudan ayrılıp gezmeye gelenler bu gelişmeleri övgüyle zikretmektedirler.

Peki bu olumlu gelişmeler yanında ulaşamadıklarımız yok mu ? Tabiki evet. Kabuğunu yırtmış Kastamonu’muz maalesef yol fakiridir. Hala yıllar öncenin yolları şehre hizmet vermektedir. Şehir bu yolları ile gelişen Kastamonu’ya hizmet veremez hale gelmiştir. Her gün artan araç trafiği şehri tıkanma noktasına getirmiştir. Artık bu yollar şehri taşıyamaz durumda dır.Özellikle şehir içi pazarları Salı pazarı gibi yoğun insanın yaşadığı kesim büyük mağduriyet yaşamaktadır. Belirli saatlerde mahalleye giriş çıkışlar imkânsız hale gelmiştir. Bu sebeple can ve mal emniyeti güvenli değildir.    

Özellikle pandemi döneminde mahalle içi pazarların olumsuzluğu kendini göstermiştir. Kalabalık bir nüfusa, pazar kalabalığı da eklenince virüsün yayılma hızı artmış, insanlar  bir birine nefes yakınlığı ile havalarını teneffüs etmek durumunda kalmıştır. Bu da hastalığa davetiye çıkarmıştır. Penceresi Salı pazarına bakan birisi olarak üzüldüğüm nokta pazarcıların halidir.Bin bir zorlukla tarlasını ekip diken bir tutam maydanozunu, sarımsağını pazara getiren  üretici kardeşim, kışın o sert sabah soğuklarında buz gibi taşın üstünde bize hizmet sunmanın geçinmenin derdinde mücadelenin içindedir. Salı pazarının da Kuzeykent pazarı gibi mahalle içinden alınarak kapalı modern yapılı bir pazara dönüştürülmesi yerel yönetimimizin önceliklerinden olmalıdır.

Kastamonu’da diğer ve en önemli hususlardan biride İnönü mahallesinin alt kesimleri Karfur un bulunduğu bölgedeki mahallenin hiçbir çıkışı yoktur. Sadece Karfurun önünden çıkışı olup, ileriden sağ ve solundan mahalle çıkışı maalesef araçla mümkün deyildir. Bir tabi afet olması halinde bu mahalle bir büyük tehlike ile karşı karşıyadır. Binlerce insanımızın yaşadığı bu mahalle çıkışlarla zenginleştirilmesi yerel yönetimimiz için elzemdir.

Maalesef hep sadece konuşmalarda kalan icraata dökülmeyen bir durum dikey mimari olayıdır. Deprem kuşağında ve büyüme kulvarında koşan şehrimiz, dikey mimari ile sınıfta kalmaktadır. Şehrin birbirini gölgeleyen dikey yapılanması, hem doğal büyümeyi engellediği gibi, şehir nefes alamadığı bloklarla insanımızın yaşam kalitesini de düşürmektedir. Vadiye kurulan şehrin daha fazla güneş ışınına ihtiyacı vardır. Bir birini gölgeleyen bloklar bizleri güneş ışınından da yoksun hale getirmektedir. Şehrin sirkülasyonu kesilmekte dolayısı ile sağlığımızda ve kültürel değerlerimizde olumsuzluklara sebep olmaktadır.

Yeni dönemde ciddi, planlı ve projeli, şehrin ve insanımızın yaşam kalitesine katkıda bulunabilecek yerel yönetim beklentilerimizin olduğuna inanıyor ve bu önemi vurgulamak istiyorum. Selam ve saygılarımla. 

                                                                                                      Emekli Akademisyen

                                                                                                     [email protected]