Emekliler soruyor. Sorular şunlar;

* 22 yıldır ülkeyi emekliler mi yönetiyor?

* Dış borcun ve cari açığın sorumlusu emekliler mi?

* Lüks makam araçlarına emekliler mi biniyor?

* Şatafatlı makam odalarında emekliler mi oturuyor?

* Milyarlarca dolar harcadığımız sığınmacıları ülkeye emekliler mi doldurdu?

* Ülkenin sınırlı kaynaklarını yanlış politikalarla, israf ve  şatafatla emekliler mi heba etti?

Tabii ki hayır!

İyi de, o halde, faturayı neden  emekliler ödüyor?

Sonuç ortada! Denklem yanlış, hesap yanlış! Üstelik yanlışta ısrar edilmiş. Emekli sayısı artarken, istihdam artırıl(a)mamış. Aslında kötü gidişin farkında olanlar, akılları sıra müthiş(!) bir tedbir almayı da ihmal etmemişler. Aylık bağlama oranlarını %70 den % 50 ye hatta daha da altına düşürmüşler. Dul ve yetimlerin durumu ise çok daha vahim. Bu düşürülmüş oranın % 70'i dul maaşı olarak bağlanıyor.

Emekli sayımız sürekli artarken, çalışan sayımız hızla azalmış.

2023 yılında; 2 milyon 100 bin EYT li ile birlikte emekli sayımız  16 milyon 30 bin oldu. Çalışan sayımız ise 720 bin kişi azalarak  23 milyon 21 bine geriledi. Bunun anlamı şu 1.4 çalışana 1 emekli düşüyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran 4 çalışana 1 emekli.

Bizde bu oran yarısı bile değil. Bir buçuk çalışana bile 1 emekli düşmüyor. Böyle bir sistem daha ne kadar sürdürülebilir?

Şu anda 23 milyon olan çalışan sayımızı 60 milyonun üzerine çıkarmalıyız ki, sistemin sürdürülebilirliğini sağlayalım.

2022 yılında 2 çalışana 1 emekli düşüyordu. Tablo bu kadar vahim ken, oy uğruna 2 milyon 100 bin EYT liye emekli olmanın yolu açıldı. Çalışanların emeklileri karşılama oranı daha da düştü.

Geçtiğimiz yıl EYT lilerin de dahil olmasıyla SGK nın sırtındaki yük iyice arttı. Sistemin devamlılığı ve aktüeryal dengenin sağlanabilmesi için en az 4 çalışana karşılık en fazla 1 emeklinin olması gerekiyor. Aktüeryal.denğe ilk kez 2022 de 2.01 e çıkmıştı. 2023 yılında istihdam artışı sağlanamayınca çalışanların emeklileri karşılama oranı 1 buçuğun da altına geriledi. EYT lilerin sayısı giderek artıyor. Buna paralel olarak bu oran daha da düşüyor.

Yani SGK gemisi yanlış politikalar sonucu hızla su alıyor.

Emeklilere zam yapmamanın gerekçesi gayet güzel! "Emeklilere seyyanen şu kadar zam yaparsak, şu şu yatırımları yapamayız. Kamu çalışanlarının yarısının maaşını ödeyemeyiz." deniliyor.

Hiç bir emeklinin buna gönlü razı olmaz.

Sosyal medyanın hoşuma giden tarafı şu; toplumsal farkındalığı artırıyor. Emeklilerin çoğu sosyal medya kullanıyor. Emekliler her şeyin farkında. Gerçekler çok farklı!

Türkiye Brüt Dış Borç Stoku”, 30 Haziran 2023 tarihi itibarıyla 475,8 milyar ABD Doları olarak gerçekleşti. Stokun milli gelire oranı  yüzde 46,5. Aynı tarihte, “Net Dış Borç Stoku” ise 267,7 milyar ABD Doları. Stokun milli gelire oranı yüzde 26,2

2023 yıl genelinde cari işlemler açığımız 45,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye 2023 yılında, yeni bir rekor kırarak 28.4 milyar dolar faiz ödedi. Matematiğim fena değildir. Dış borç faizine ödediğimiz bu para ile 16 milyon  emekliye seyyanen, yaklaşık olarak 5 bin TL zam yapılabiliyor. Bunun üzerine kamuda yapılacak tasarrufu, malûm müteahhitlerin affedilen vergi borçlarını koyun. Rakam çok daha yukarılara çıkacaktır.

İşte! emekliler bunları okuyacak, yorumlayacak ve analiz edebilecek kadar zeka seviyesine sahip. Kimse emeklileri hafife almasın. Emekliler açlık sınırının çok altında ücretlerle yaşam savaşı veriyor. Öfke çok büyük. Bu defa faturayı seçimde emekliler kesecek. Çıkın sokağa emeklilerle konuşun bana hak vereceksiniz.