Merhaba değerli dostlar. Bu yazı gazetemizin adı Nasrullah olduğu dönemde yayınlanmıştı. Üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti. Hala önemini ve güncelliğini, o günden daha da fazla bir aciliyette korumakta. Yarını daha fazla kaybetmemek adına, dikkatle okumanızı ve azıcık da olsa düşünmenizi rica ediyorum. Sağda mail adresim var. Düşüncelerinizi benimle de paylaşırsanız mutlu olurum.

...

Kastamonumuzun problemleri, biraz da yanlış ezberlerimizden kaynaklanıyor, bakış açılarımızdaki sorunlardan kaynaklanıyor.  Ezberlerimiz, aynı zamanda tembelliğimiz olmuş, kısır döngüler içerisinde deveran olup gidiyoruz. Sanırım biz böyle iyiyiz. Çünkü kuru yakınmalar dışında, gerçekten fark oluşturabilecek, dişe dokunur bir eylemselliğe geçebildiğimiz, neredeyse vaki bir durum değil gibi görünüyor.  Biz böyle iyiyiz iyi olmasına da (!), geleceğimiz için aynı şeyi söylemek mümkün mü? Gelecek için tek umudumuz olan, kendilerini toplumsal tembelliğimizin konforundan kurtarmayı başarmış bir avuç gencimiz, gelecekleri ve idealleri için şehrini, hatta ülkesini terketmek zorunda kalıyor.

Düşünün lütfen, sorumsuzlukları nedeniyle evladına sağlam bir gelecek hazırlayamayan bir baba, sizce nasıl bir babadır?! Toplum olarak sorumsuz bir baba gibiyiz. Geleceğe umut bırakamıyor, millet olarak neslimizi devam ettirmesini umduğumuz yavrularımıza, her geçen gün daha da artan bir dozla, karamsar günler vadediyoruz. Temelinde aslında sadece menfaat, çıkar hesapları olan gündelik davranışlarımızla geleceğimizi karartıyoruz… Farkedebilmemiz dileği ile…

Kastamonu Evliyaları’nı bilir misiniz? Hani şu sıklıkla Kastamonumuzu anlatırken, tanıtırken bahsettiğimiz evliyaları soruyorum. “Evliyalar diyarı Kastamonu” ifademizle Kastamonumuza değer katmaya çalıştığımız evliyaları…

Haydi şimdi bir düşünelim ve yüz tane isim sayalım.

Yok galiba. Neyse bu çok oldu sanırım, on olsun. On isim sayalım Kastamonu Evliyalarımıza dair… Var mı? Belki bir belki üç kişi çıkar sayabilen. Ama daha fazlası çıkmaz bizden. Peki bilmek zorunda mıyız?.. Eğer övüne övüne her yerde “Evliyalarıyla değerli şehir” diye anlatıyorsak, BİLMEK ZORUNDAYIZ!..

Evet, bence de Kastamonu evliyası ile değerli bir şehir. Evliyası ile anılası ve anlatılası bir şehir. Gelin birlikte şimdi “evliya” kavramını ve “evliyalarımızı” anlamaya çalışalım biraz. Azıcık kafamızı yoralım. “Kastamonu Evliyaları” deyip durmaya devam edeceksek bence bunu yapmak zorundayız…

Yoksa bir gün gelir, temelsiz bir şekilde anlatıp durduklarımız, altındaki dayanaklardan tamamen yoksun kalır ve bizler hep birlikte bunun altında kalıveririz.

İsterseniz öncelikle kavram olarak inceleyelim bu değerimizi. Evliyalar dediğimiz kavramın karşılığı nedir?

Evliya “veli” kelimesinin çoğul halidir. Veli ne demek sanırım az çok hepimiz biliriz. Hemen bir çoğumuz çocuklarımızın velisiyiz…

“Veli” kavramı arapça kökenli bir kelime olup; dost, arkadaş, itaatkâr ve işi üstlenen kişi, bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu kimse gibi anlamlara gelmektedir. İslami terminolojide de, “Allah dostu” anlamına gelmekte.

Yani aslında bir anlamda, bir çevrede yaşayan halkın, kendilerine dost olan, arkadaş olan, önder olan, kendilerini temsil eden insanlara verdikleri ünvandır “veli” kavramı.

Haliyle topluma güzel işlerde önderlik ve rehberlik eden kimseler de Allah’ın birer dostudur. Bu düşünce ile toplumlar kendilerine veli olan bu güzel insanları “Allah dostu” olarak tanımlamıştır.

Sanırım “veli” ve “evliya” kavramı üzerine bakış açımızı biraz netleştirmiş olduk. 

Yeri gelmişken bir konuya kısaca değinelim. Evliya kelimesi zaten çoğul bir kelimedir. Veli kelimesinin çoğul halidir. Dolayısıyla halk arasında kullanılan “evliyalar” tanımı etimolojik olarak sağlıklı değildir. Çok mu önemli? Bence önemli. Birbirimizi doğru anlamak, doğru bir iletişim kurmak istiyorsak, ve kendimizi, derdimizi doğru bir şekilde ifade edebilmek istiyorsak,  konuştuğumuz dili doğru kullanmamız çok ama çok önemli bir konu…

Şimdi gelelim asıl konumuz olan “Kastamonu Evliyası”na…

Evet, Kastamonumuz evliya şehri. Bu coğrafyanın, millet olarak bize yurt olma sürecinde çok ama çok önemli vazifeler, görevler üstlenmiş, bu süreçte Anadolu’da gerek manevi gerekse maddi mücadele veren nice “veliye”  hem dünyevi hem de uhrevi anlamda ev sahipliği yapmış ve halen yapmaktadır. Ancak maalesef, aslında her yazıda, her konuşmada bunu ifade etmekten sıkılıyorum ama, maalesef bir çok konuda olduğu gibi, bizler velilerimizin de maddi ve manevi hatıralarına sahip çıkmayı başaramamış, ve bir çoğunun günümüze önemli ibret ve hikmetler taşıyacak olan hikayelerinin unutulmasına sebep olmuş bir toplumuz.

Bugüne kadar silinip gidenler artık elimizde ve gözümüzde değil. Onların sorumluluğu buna sebep olanların üzerine. İnanıyorum ki, onlar bir gün bunun hesabını verecekler. Ancak halen varolanları korumuyor olmak da bizim sorumluluğumuzda. Üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmezsek bizde bunun hesabını bir gün mutlaka vereceğiz. 

Evet dostlar. Şimdi vakit en azından kalanlara sahip çıkma vakti. Velilerimizin hikayelerine, maddi ve manevi hatıralarına sahip çıkma vakti. Onlar sağlıklarında çevrelerine, toplumlarına sahip çıktılar. Onlar bir anlamda aslında bizlere sahip çıktılar. Bizlerden bekledikleri de, tıpkı kendilerinin yaptığı gibi geleceğimize sahip çıkmamızdır. Bu gün bizler bu coğrafya üzerinde, bu güzel memleket ile övüne övüne yaşıyorsak, bunda onların her birinin hakkı ve emeği vardır. Bu velilerimize gerçek anlamda “saygı” ancak onların hatırasına sahip çıkmakla olacaktır…

Bu coğrafyada gezinirken görüyoruz. Maalesef bir çoğunun mezarları, türbeleri yok olmuş, yok edilmiş, harap olmuş durumda. Bu şekilde mi biz insanları bu velilerimize ziyarete çağırıyoruz, çağıracağız? İnsanlar bu şekilde bizleri ciddiye alır mı sanıyorsunuz?

Haydi! Toparlanalım. Değerlerimize sahip çıkalım. Hikayelerini ortaya çıkaralım. Bu hikayeler hem geleceğimize ibretlik birer nasihat, hem de toplumumuza iktisadi bir kaynak olsun.

Onları tanıyalım. Hikayelerini öğrenelim. Ve içi boş bir ifadeyle “Kastamonu Veliler” şehri deyip durmaktansa, dolu dolu ve emin bir şekilde “Kastamonu Veliler” şehri, Kastamonu güzel insanların diyarı diye  gururla anlatalım ve onları örnek alalım.

Ancak bunu yapabildiğimizde söylemlerimiz karşılık bulabilir ve işte ancak o zaman samimi bir toplum olabiliriz…