Numân İbni Beşir radıyallahu anhümâ’ dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”  Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66

Bir bayram sabahına uyanmak istiyor gönül;

Doğu Türkistan’ da iki asırdır zulüm altında olan ata yurdumun insanlarının özgürce camilere koştuğu,

Hocalı’ daki kardeşlerimin 32 yıllık hasret ve özlemlerinin son bulduğu,

Bosna’ daki kardeşlerimin 29 yıllık Batı Medeniyeti ihanetinin tüm acı izlerini yüreklerinden sildiği,

Filistin’ deki şanlı kahramanların çocuklarını en güzel elbiselerle giydirip ellerinden tutarak camiye gittiği,

Arakan’ daki kardeşlerimin insan yerine konulduğu ve kendisini insan gibi hissettiği vatan toprağını bereketlendirdiği,

Dünyanın dört bir yanında zulüm, işkence, soykırım, asimilasyon altında olan Müslümanların sahipsiz, kimsesiz, yalnız ve çaresiz kalmadığı,

Türkiye’ deki kardeşlerimin hissizlik, duyarsızlık, nemelazımcılık, korkaklık ve tembellik virüslerinden arınıp İsrail’ in, Çin’ in, Amerika’ nın ve bilimum emperyalistlerin ürettikleri mallara ihtiyacı, muhtaçlığı, bağımlılığı, aşkı ortadan kaldıracak üretime, çalışmaya, gayrete, idrake ve tarih bilincine ulaşarak Stockholm Sendromu’ nun tedavisini buldukları,

9 günlük bayram tatilinde tatil yörelerinin ve Yunan adalarının değil sılanın, anne-babanın, amcanın, teyzenin, halanın, dayının, dedenin, ninenin gönüllerinin şenlendirildiği,

Sahillerde şezlonglara değil divan camilerinin bahçesinde köyümüzün sakinlerinin ellerine uzanıldığı,

Sıla-i Rahim ile sevdiklerimizin ve sevenlerimizin gönüllerinin bayram ettiği bir bayram sabahına uyanmak istiyor gönül.

Çok şey mi istiyor acaba?!

Cümleten hayırlı bayramlar…