Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.

Değerli okurlarım,

Bugün sizlerle dinin yegâne gayesi olan “sadece ve sadece Allah’a kulluk” hakkında hasbihal etmek istiyorum.

“Bunu biz de biliyoruz” diyebilirsiniz.

Evet, biliyoruz.

Bilmek kolay, söylemek rahat.

Yapmak zor, eylemek ağır.

Söylem kolay, eylem zor.

Kulluğu sadece Allah’a yapmak önemli bir husus.

Sadece Tanrıya kulluk. Sadece Allah’a.  

Kulluk Kölelik Midir?

Değerli okurlarım,

Bu soruyu sıkça duyarsınız. “Kulluk köleliktir. Biz köleliği kabul etmeyiz,” gibi sözler sıkça söylenir.

Doğrudur. Biz de kabul etmeyiz.

Kulluk, sadece Allah’a kul olmak suretiyle özgürleşmektir. İnsana ve Allah dışında her ne varsa onlara köleliği reddetmektir.

Ancak tek olan Allah’a kul olmayı tercih eden insan sahte tanrılara kulluğu reddeden kişidir.

Aksi takdirde pek çok kişiye veya şeye kul olmak durumunda kalabilir.   

Fatiha suresinde hepimizin bildiği “iyyâke na’budu ve iyyâke neste‘în” ayetinin anlamı “(Allah’ım!) Sadece sana kulluk eder, yalnız senden medet umarız.” demektir. (Fâtiha 1/5)

Bunu kalbi, gönlü, yüreği ve aklı ile bir bütün olarak söyleyen iman etmiş bir insan, gönlünden ve aklından sahte tanrıları çıkarıp atmış demektir.

Kulluk rütbedir.

Değerli okurlarım,

Çeşitli meslek gruplarında rütbeler vardır. Askeri ve akademik rütbeler gibi.

Örneğin askeriyede, rütbe yükseldikçe, omuz üstündeki yıldızlar arttıkça o kurumda değer de artar, saygınlık da.

İşte kulluk da böyledir. Kulluğun derecesi arttıkça insanın değeri ve saygınlığı da artar.

Kullukta ileri seviyeler kat ettikçe kişi köleleşmez. Aksine kölelikten kurtulur. Allah katında yükseldikçe değer kazanır. Bu değer kişileri insana, dünyaya ve dünyadaki unsurlara boyun eğmekten kurtarır.

Kulluk Allah’a yaklaşmaktır. Allah’a yaklaşan, masivadan uzaklaşır. Allah’a yaklaşan, kul gibi kul olur. Adem iken (insan olur anlamında) adam olur.

Kula Kulluk

Değerli okurlarım,

Her ne kadar dindarlık sadece Allah’a kulluk etmeyi gerekli görse de maalesef günümüzde kula kulluk talepleri ile karşı karşıya kalıyoruz.

Bu taleplerin bir kısmı da maalesef, kendisini dindar olarak kabul eden insanlardan gelmektedir.

Hepimiz aynı toplumda aynı milletin içinde yaşıyorsak –ki yaşıyoruz- bu taleplerle açık veya örtülü bir şekilde karşılaşıyoruz.

Bu taleplerin bazıları açık, bazıları ise örtülü kulluk talepleri.

Özel sektörde de var, kamuda da. Dini gruplarda dahi azımsanamayacak ölçüde bulunmakta. Ehline malumdur. Uzun lafa gerek yok.

Değerli okurlarım,

Çukurova Üniversitesinde araştırma görevlisi iken bir akademisyen arkadaşımızla aramızda geçen diyaloğu sizlerle paylaşmak isterim. Ona da daha önce görev yaptığı üniversitesinde hocası nasihat kabilinden şöyle söylemiş:

“Bak,” demiş. “Üniversitede rektör büyük tanrı, dekan küçük tanrı.” (Hâşâ)

“Hâşâ” diye yazmasam, ilahiyatçı ne biçin laflar söylüyor, derdiniz. Haklısınız. Ama konuyu en açık haliyle ve en vurucu şekliyle anlaşılsın diye yazıyorum. 

Bu arkadaşımız da beni böyle uyarmıştı. Galiba o zaman da biraz dik başlıymışım, her neyse. Ben de, bu söz üzerine “Sahte tanrılar varsa onları inkâr edecekler de lazım” demiştim.

Bir diğer hikâye de şöyle: Firavuna demişler ki, “Sen kendinin tanrı olmadığını bilmiyor musun?” O da kendisini tanrı zanneden insanları göstererek demiş ki: “Ben biliyorum da bu salaklar öyle zannediyor.” 

Bunları niye anlatıyorum.

Sadece Allah’a kulluk eden, sahte tanrılara kulluk etmez, edemez.

Sadece Allah’a kulluk eden, kendisine kulluk edilmesini istemez, isteyemez.

Ama dindarlaşan veya dindarlaştığını düşündüğümüz toplumda maalesef ve maalesef açık veya gizli kula kulluk talepleri ile karşılaşıyoruz.

Bu taleplerin büyük çoğunluğu da üstlerine kulluk edenlerden gelmektedir. Üstlerine “Aman efendim, yaman efendim, evet efendim, tamam efendim” gibi cümleler kuran idarecilerin yanında veya yakınında çalışıyorsanız, yandınız. Çünkü bu kullar, kendi üstlerine yaptıkları sahte kulluğu sizden de talep edeceklerdir.

Ama bizler iman etmiş insanlar olarak “(Allah’ım!) Sadece sana kulluk eder, yalnız senden medet umarız.” diyerek Allah’a söz vermiş ve bu sözümüzü her gün yenileyen müminler olarak, Allah’ın kullarıyız.

Allah’tan başkasına kul olmayacağımız gibi, kendisine açık veya örtülü kulluk ettirmek isteyenlere de asla kulluk etmeyiz, kulluk çağrıştıran eylemlerde bulunmayız. Bulunamayız. Boşu boşuna beklenti içine girmesinler.

Ne mutlu sadece ve sadece Allah’a kul olanlara.

Sağlıcakla kalın.

***

Ne Zaman Düzelü?

Sadece ve sadece Allah’a kul olmak suretiyle özgürleştiğimiz zaman.