Kastamonu'nun İnebolu ilçesine ait olan Gıydıvan türküsü, zamana meydan okuyan bir efsanenin izlerini taşıyor. Hikaye, beşik kertmesi olan iki genç arasında geçiyor. Bu gençler, evlenme sözlerinden asla vazgeçmeyecekleri bir anlaşma yaparlar. Rivayete göre beşik kertmesi olan iki gençten ikisi de evlenmek için sözlerinden caymaz. Zamanı gelince kız usulünce istenecektir. Ancak oğlanın askere gitmesi gerekir. Evvelinde söz kesilir ve oğlan anlı şanlı bir şekilde askere uğurlanır. Ramazan ayında köye hayırlı haberler getirmeye gelen gözü işte gönlü oynaşta bir hoca, iyi haberini vermeye geldiği oğlanın nişanlısını kandırır ve kaçırır. Oğlan askerden döndüğünde olayları öğrenir, kahrolur ve bir daha kendisini kimse göremez ve bu olaya ithafen bu türkünün çığırıldığı rivayet edilir.

Gıydıvan Türküsü, bu trajik olayı dile getiren ve acıyı ifade eden bir eser olarak bilinmesine rağmen ezgilerinden dolayı oyun havası gibi eşlik edildiği, yörede kına ve düğünlerde de yer verildiği görülmüştür. İşte türkünün o meşhur dizeleri:

Denizlerin dinozorunun Kastamonu’da bulunduğunu biliyor muydunuz? Denizlerin dinozorunun Kastamonu’da bulunduğunu biliyor muydunuz?

Gıydıvan’ın Kızlar (Huriye’m)
Birer Gonca Gül Olmuş (Huriye’m)
Ufak Ufak Basta Gel (Huriye’m)
Tahtalar Oynamasın (Huriye’m)
Şamama Da Güzelim (Huriye’m)
Her gün Gider Hamama (Huriye’m)
Delikanlılar Dururken (Huriye’m)
Niçin Vardın İmama (Huriye’m)
Gıydıvan’ın Gızları (Huriye’m)
Birer Salkım Leylaktır (Huriye’m)
Usul Usul Bas da Gel (Huriye’m)
Bizim Mehle Dillektir (Huriye’m)

Bu türkü, günümüzde kına gecelerinde oynanan halkoyunlarından biri haline gelmiştir. Ancak, efsanenin diğer bir versiyonuna göre, Gıydıvan kelimesi "kıyı divan" anlamına gelir. Kastamonu'nun ahşap evlerindeki geçişler sırasında oluşan seslerin bu isme ilham verdiği söylenir. Gıydıvan'ın kızları ise sessizce hareket etmeye çalışarak bu sesleri engellemeye çalışırlar. Bu çaba sonucunda da türkü, karşılıklı kaşıkla oynanan bir halkoyunu haline gelir.

Muhabir: Serkan KEBECİOĞLU