Uzunca bir aradan sonra yeniden merhaba dostlar. Kastamonumuz üzerine düşüncelerimizi paylaşmaya devam inşallah. Gazetemizin yönetimine de, ilgi ve sabırlarından dolayı minnettarım. Yoğun bir çalışma dönemi nedeniyle bir süredir yazamadım.

Evet hep söyledik, söylüyoruz ve söyleyeceğiz... Kastamonu; doğası, tarihi kimliği, kültürü ve bunların zengin çeşitliliği ile korunması ve geleceğe sağlıklı bir şekilde aktarılması gereken kutlu bir coğrafya. Bu coğrafyayı koruyarak içinde yaşayabilmemizin ve geliştirebilmemizin de, mevcut şartlar içerisinde tek yolu TURİZM...

TURİZM AMA NASIL...

Evet, turizm ama nasıl? En büyük sorunumuz bu. 7’den 70’e turizmin öneminin hepimiz farkındayız da, ne yapmamız gerektiği konusunda maalesef sağlıklı bir akla sahip değiliz!

- İlkelerimiz yok

- Yol haritamız yok

- Önceliklerimiz yok

- Hedeflerimiz yok...

Bu yüzden sürekli yanlış işler yapıyor, bu kutlu coğrafyaya zarar veriyor ve kaynaklarımızı büyük oranda boşa harcıyoruz...

Gelin şimdi bu kardeşinize azıcık da olsa kulak verin. Size söyleyeceklerim var. Birkaç yıldır bu şehri gözlemliyor, analiz ediyor ve anlamaya çalışıyorum. Bu sürecin birikimi ile, iyi kötü bir fikrim var. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Hele bir kulak verin, öyle karar verin lütfen.

TURİZMDE ÖNCELİĞİMİZ...

Turizm her şeyden önce iktisadi bir kavramdır. Doğasında “ticaret” vardır. Ticaretin de doğasında ürün vardır. Ticari bir faaliyette başarılı olabilmenizin temel kurallarından birisi kaliteli, istikrarlı ürünler ortaya koyabilmektir.

Peki turizmde ürün nedir?

Kavram tanımı olarak incelediğimizde; turizmde ürün sunulan hizmetler, tesisler, etkinlikler ve deneyimler olarak tanımlanır. Bu ürünler, konaklama tesisleri, restoranlar, turistik yerler, rehberlik hizmetleri, aktiviteler ve benzeri unsurları kapsar. Turizmde ürün, turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara keyifli bir deneyim sunmak amacıyla ortaya konan çeşitli hizmet ve imkanları ifade eder.

Buradan çıkaracağımız sonuç; Doğamız, kanyonlarımız, şelalelerimiz, ormanlarımız, konaklarımız vb. sahip olduklarımız bir ürün değil, hammaddedir.

Bizler kaliteli ve yeterli ürünleri ortaya koymadan, anlamsız bir şekilde, turizmin temel dinamiği yalnızca tanıtımmış gibi bir bakış açısıyla, zaten kıt olan kaynaklarımızı, “ne olursan ol, kim olursan ol gel” düsturuyla israf edip duruyoruz. Bu ticaret zarar ediyor. Yatırdığımızı bile alamıyoruz. Her geçen yıl bizleri ileriye değil çok ama çok gerilere fırlatıyor.

Dostlar, bu yol bizleri güzel günlere götürmeyecek. Bu yolun sonunda ışık yok. Acil olarak bu şehrin aklı selim insanları toplanmalı ve bir “Turizm Anayasası” oluşturmalıdır. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapılmalı, doğal doku ve kültürel yapıyı koruyacak ve zamanla tarihsel bütünlüğünü geri kazandıracak bir öncelikle turizm ürünleri geliştirecek bir çalışma planı oluşturmalıdır.

Kurumlar arası iletişim ve işbirliği mutlaka ama mutlaka sağlanmalı, kurumların birbirlerinden habersiz ve rekabet içerisinde çalışması önlenmelidir.

Bir şehri varedecek olan, yaşatacak olan, koruyacak olan, orada yaşayan insanlardır. İnsanımız, halkımız sahip olduğu değerler ve fırsatlar konusunda bilgilendirilmeli, eğitilmeli ve değerlerini koruma öncelikli bir model ile işlemesi, ürüne çevirmesi sağlanmalıdır.

I M G 20240215 W A0025

Kamu, ürün ortaya koymaktan ziyade, değerlerin içinde habersizce yaşayan insanların bunları farkedip ürün oluşturmasını sağlayacak temel adımları atmalıdır. Özellikle bu konu, ortaya konan ürünün sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir. Çünkü bugün kırsalda kamu eliyle yapılmış birçok proje, birlikte atılması gereken adımların atılamayışı nedeniyle atıl vaziyettedir. Bu projelere ayrılan kaynaklar heba olup gitmiştir.

Dostlarım, bu konuda söyleyecek çok söz var. Yapay gündemleri bir kenara bırakıp durmaksızın turizmi konuşmak ve bu konuda kafa patlatmak zorundayız. Zira geleceğimiz de, umudumuz da TURİZM’de...

I M G 20240215 W A0024

Bu kutlu coğrafyayı dert edinmiş kardeşiniz olarak ben bu konuda konuşmaya ve çalışmaya devam edeceğim...

Hani ürün dedik ya biraz önce. İşte bu ürünlere somut örnekler verelim biraz da. Bu yazıda sizlere her bakımdan faydalı önemli bir örnek göstereceğim. Toplum olarak hiç farkında bile olmadığımız.

Ornito.org sitesinin 2023 değerlendirmesine göre, kuş türleri fotoğrafçılığı açısından Türkiye’nin en değerli arazileri sıralamasında 4. sırada neresi var biliyor musunuz?

I M G 20240215 W A0022

Ezine...

Bozkurt - Abana hattında akıp denize dökülen Ezine Nehri...

Hadi canım sende dediğinizi duyar gibiyim... Çoğumuzun, alt tarafı bir dere gözüyle baktığımız Ezine, belki de dünya varoldu varolalı, kuşların göç yolu üzerinde bulunan önemli bir istasyon. Hele Ezine’de bir gün içerisinde tam 60 kuş türünün fotoğraflandığını söylesem ne dersiniz.

Biliyorsunuz bu muhteşem yer, 11 Ağustos büyük felakette yerle bir oldu. Selden sonra felakette yitirdiğimiz onlarca canımızdan sonra beni en çok üzen şey Ezine’nin yok olduğu düşüncesi idi. Ancak ortada korunaklı bir alan kalmamasına rağmen eskisi kadar olmasa da kuşlar yine Ezine’ye konmaya devam etti...

Peki şimdi burada turizm fırsatı nedir diye sorabilirsiniz. Anlatmaya çalışayım.

Dünya genelinde yaklaşık on milyon kuş gözlemcisi var ve bunların önemli bir kısmı kuş gözlemi için her yıl seyahat etmekte.

Kuş gözlemciliği ve fotoğrafçılığı oldukça pahalı bir uğraş. İnsanlar bir kuş türünü görüp fotoğraflayabilmek için hiç çekinmeden birlerce km yol gidebiliyor. Gittiği yerde günlerce bekleyebiliyor. İşte Ezine de oluşturulacak bir ortam ile hem kuşların konup dinlenebileceği hem de insanların onları rahatça gözlemleyip fotoğraflayabileceği bir alan oluşturmak, turizm açısından oldukça güçlü bir ürün olacak demektir. Çevre unsurlarla birlikte çok kolay pazarlanabilecek bir ürün.

Hem bu sayede “turizm”ile önemli bir iktisadi gelir elde etmenin yanında doğaya ve geleceğimize de hizmet etmek, sanırım bizler için en büyük mutluluk olacaktır.

Ben Ezine’yi, Ezine’nin sahip olduğu hazineyi, Ezine’nin bu fırsatını hala koruyabilmesinin en büyük kahramanı olan Mehmet Şenol abim sayesinde tanıdım. Onun çektiği birbirinden muhteşem fotoğraflarla. Hikayesini dinledim, azmine ve mücadelesine hayran kaldım. Bu mücadelenin hikayesini merak ederseniz Kastamonu Cep Dergi’nin 1. sayısında okuyabilirsiniz.

Evet dostlar, elimizde çok büyük bir değer Ezine. Hani sürekli Kastamonu Ekoturizmi deyip duruyoruz ya. İşte Ekoturizm adına muhteşem bir fırsat EZİNE...

Zor değil, vallahi çok kolay...

Yeterki isteyelim...

Fırsatlarımızı anlatmaya, dilimiz döndüğünce, aklımız yettiğince devam edeceğiz. Haftaya yeniden görüşmek üzere...