Kastamonu, tarih boyunca pek çok evliya ve manevi lideri barındırmıştır. Bu şehrin derinliklerinde saklı efsanelerden biri de Benli Sultan'a aittir. Tosya'dan Kastamonu'ya uzanan bu manevi yolculuk, 16. yüzyılda yaşamış olan Mehmet Muhyiddin, yani Benli Sultan'ın halka dini ve tasavvufi eğitimlerle önemli katkılarda bulunduğu bir dönemde gerçekleşmiştir.

"ÖKÜZÜNÜZ ÇİFT OLMASIN"
Bu efsane konusunu Benli Sultan’ın türbe yapımında yaşadığı birtakım hadiselerden alır. Rivayete göre Benli Sultan şu an türbenin olduğu yere gelerek inzivaya çekilir. İnzivaya çekildiği bu süreç içerisinde vahşi hayvanlarla onların dilinden konuşarak iletişime geçer ve özel bir bağ kurar. Hatta bir başka rivayete göre evliyanın bugünkü türbesinin yapımında ilk yardımcı olanlar evliyanın dostluk kurduğu geyiklerdir. Geyikler türbenin yapımına yardımcı olurken, köyün öküzleri geyikleri kovalar ve onlara zarar verir. Bunu gören köy halkı ise hiçbir şekilde duruma müdahale etmez. Bunun üzerine evliya da beddua ederek “Öküzünüz çift olmasın” der. Rivayet odur ki: o günden sonra türbenin bulunduğu köyde hiç kimsenin iki öküzü olmaz. Biri varken diğerini alanın öküzlerinden biri muhakkak ölür.

Benlisultan Agac
GÖVDESİNDE NAL İZLERİ OLAN AĞAÇ
Benli Sultanla alakalı olarak anlatılan diğer bir efsaneye göre Benli Sultan bir gün atıyla dolaşırken bir ağacın yanına yanaşır. Ağaç evliyaya olan saygısından eğilir. Evliya ise atıyla ağacın üzerinde dolaşır. Bu yüzden bugün bile türbenin yanında bulunan bu ağacın gövdesinde at nalları izlerinin bulunduğu rivayet edilir.

BENLİ SULTAN VE ŞEYH ŞABAN-I VELİ
Benli Sultan'ın hikayesi, bazı efsanelerde Şeyh Şaban-ı Veli'nin kardeşi olarak anlatılmaktadır. Şeyh Şaban Veli'nin yedi kardeşi olduğu söylenir ve bu kardeşlerin her biri farklı köylere giderek Hakk yolunu anlatmaya yönlendirilmiştir. Benli Sultan ise, günümüzde türbesinin bulunduğu köye yakın bir dağda yaşamaktadır.

Anlatılan menkıbelere göre, Benli Sultan bir gün mendiline kar koyarak kardeşi Şeyh Şaban-ı Veli'yi ziyarete şehre gelir. Ancak kardeşinin yanına vardığında, kunduracılık yapan Şeyh Şaban'ın bir kadının ayak ölçüsünü aldığını ve kadının topuğunun göründüğünü fark eder. Bu durum karşısında mendildeki kar erimeye ve damlamaya başlar. Şeyh Şaban, mendilden damlayan karı görünce, "Kardeş dağda insan yüzü görmeden evliya olmak kolay, zor olan kalabalığın içinde erişmektir," der.

Bu sözler üzerine oldukça utanan Benli Sultan, yaşadığı dağa geri döner ve bir daha şehre inmez. Bu menkıbenin farklı versiyonları, çeşitli bölgelerdeki evliyaların hayat hikayelerinde de yer almaktadır. Örneğin, Amasya çevresinde anlatılan versiyonlarda, Merzifon'daki Piri Baba'nın kardeşi olarak bilinen evliyaların yaşamlarında benzer hikayeler aktarılır.

BENLİ SULTAN'IN ASA SUYU EFSANESİ
Benli Sultan'a dair bir başka hikaye, Asa Suyu Efsanesi'dir. Bir kadın, rüyasında Benli Sultan'ı görür ve evliya, kendisine müjdeli bir haber verir. Bu müjdeye göre kadın, erkek bir çocuk sahibi olacaktır. Ancak çocuğun doğduğu zaman, ekonomik zorluklar ve ulaşım sıkıntıları nedeniyle Benli Sultan'ın türbesine gidip kurban kesemez. Ancak rüyadaki sözü unutmaz ve yıllar sonra çocuğu romatizma hastalığına yakalanır. Yine bir rüya üzerine Benli Sultan, kadına çocuğuyla birlikte türbeye gelmesini söyler. Bu olayın ardından yaşanan mucizevi iyileşme, çocuğun Asa Suyu ile yıkanmasıyla gerçekleşir.

Benli Sultan'ın türbesindeki Asa Suyu'nun, çocuksuz çiftlere çocuk sahibi olma umuduyla yıkananlar üzerinde mucizevi etkileri olduğuna inanılmaktadır. Birçok çift, türbeye gelip dua ederken, türbenin yanındaki ağacın altından akan suyla sembolik olarak yıkanarak Allah'tan çocuk sahibi olmayı dilemektedirler.

Kaynak: Kastamonu Tarihi / Foto: Kastamonu Belediyesi