Sabah musluğu açıyorum, ağzımı dayayıp kana kana içsem mi içmesem mi, kurnayı gönül rahatlığıyla doldursam mı doldurmasam mı?..

Sabahın henüz ilk dakikaları.

“Salgın var” diyorlar, vatandaş “acil” önünde sıra, aklım sokakta…

Virüs üreten ve yayan çevre kirliliği kafa mı yoruyor.

Mini mini birler okul yolunda, caddeyi görmeniz lazım, ara sokak “dört yol” olmuş…

Okul civarı trafik düzenlemesine kafam takılıyor.

“Pazarlı” günmüş…

Ne ambulans girer ne itfaiye.

Annesinin elinden tutmuş mini mini ikiler…

Hani nerede ellerinde “süt şişesi”?

Dolmuşlar geçiyor Kuzeykent’ten “Süt” istikametine, “rıhtım gibi” der eskiler, bir çocuğun ayağına basıyorum o hengamede…

Kapıya sıkışan yaşlı teyzeye gözüm takılıyor.

Şoför avaz avaz, “arka boşlukta yer var”, vatandaş isyanda “yolcu alma”…

Mevzu muharebeye dönmeden iniyorum.

Önceki belediye yönetiminin AB merkezli bakanlık kanalı ile almaya hak kazandığı “su isale hattı proje kredisi” aklıma geliyor…

Ne oldu acaba?

Keza…

Önceki belediye yönetiminin yine bakanlıklar ile imzaladığı çevre, iklim, şehircilik üzerine hibe projelerinin akıbeti ne durumda?

Önceki yönetim son bir yılda “fuleli” adımlarla atağa kalkmıştı…

Ayakta alkışlamıştık şehrin kadim sorunlarını çözmeye dönük evladiyelik hamlelerini.

Ne oldu?..

Ne olacak?

Ilgaz’da su hattı patlamıştı, hep patlıyor zaten, “su savaşçıları” alışkın dağ bayır boru tamirine?..

Memleketin en güncel sorununa ne çare düşünüyor bugünkü belediye?

Alışkındır Ilgaz hattından su alan halkımız…

Bir elin parmağı günlerce çeşmeden “su taşıma” idmanına.

Şehrin kadim çeşmeleri…

Suya hasret mi?

Dökülüyor mu yüzleri…

Astar tutmuyor mu kaderleri?

Tretuvarların nedir hali, kaldırımlar savaştan çıkmışçasına, karo taşları patlak…

Çözüm ne?

İki kova yağmurda sokağa çıkılmaz hale gelen şehre çare ne?..

Nasrullah Meydanı otopark oldu haberin var mı taş duvar, demir kapı?

Kadın girişimciliği nasıl artacak şehrimizde, kadınlarımız imece ile nasıl ekmek sahibi olacak, sosyal haklarının nasıl ucundan bırakmamacasına tutacak?..

Belediye bu imecenin neresinde olacak?

Kastamonu “yaşlı nüfus” ili…

“Yaşlı dostu şehir” olmak nedir?

“Çocuk dostu şehir” nedir?..

“Genç dostu şehir” nedir?

“Kadın dostu şehir” nedir?..

“Akıllı şehir” nedir?

Belediyecilikte “şeffaf bütçe” nedir?..

Halkın belediye yönetiminde “söz, yetki, karar hakkı” nedir?

“Yerel demokrasi” misal…

Sokak sokak, mahalle mahalle, semt semt nasıl örgütlenir?

Her vatandaşın şehir yönetimine doğruda katılımı nasıl sağlanır?..

Tabandan tavana “yönetişim” nasıl inşa edilir?

“Çoğulcu demokrasi” nedir?..

“Çoğunlukçu demokrasi” nedir?

Temsilde azınlık olan kesimlerin hakları nasıl korunur?..

Vur abalıya mı?

“Demagoji” illetinden nasıl uzak durulur?..

Algı operasyonu virüsünden nasıl kurtulunur?

Kastamonu hiçbir partinin kalesi değil…

Kardeşlik kültürü nasıl hayata geçirilir.

Lafın özü…

Kastamonu’yu aynı kelamlar üzerinden Türkiye’ye reklam etmek yerine, şehrin öz sorunlarına çare bulmak için, siyasetten ve hamasetten soyunmuş belediye aklına ihtiyaç var.

Zafer sarhoşluğu halkın karnını doyurmuyor…

Dertlere çare lazım.