“Kadın Cinayetleri Münferit Değil, Politiktir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, kadınların yaşam hakkının sistematik olarak görmezden gelindiği vurgulandı.
Güney, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu İl Kadın Kolları olarak, görmezden gelinen, göz göre göre yaşanan tüm kadın cinayetlerine asla sessiz kalmadık, kalmayacağız. Kadınlar öldürülürken susanlara, kadın cinayetlerini yok sayanlara karşı, hayatlarına, tüm kadınların hayatlarına sahip çıkmak isteyen kadınlar olarak buradayız!”
Açıklamada, TBMM'de görev yapan Saliha Akkaş’ın, boşanmak istediği erkek tarafından, hakkında koruma kararı olmasına rağmen vahşice katledildiği hatırlatılarak, bu cinayetin "göz göre göre geldiği" vurgulandı.
“Dün Saliha’yı, önceki gün Sinem’i, ondan önce Ayşe’yi kaybettik… Temmuz ayında 31 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 30 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Artık kadınların çığlıklarının, iktidarın sert ve kalın duvarlarına çarpıp geri döndüğü zamanlardayız.”
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bilinçli şekilde büyütüldüğünü savunan Güney, kadınların sesini duymayanların sorumluluk taşıdığını ifade ederek şunları söyledi:
“O çığlıkları duymayanlar, kadınların yaşam mücadelesini görmezden gelenler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini bilerek, isteyerek büyütenlerdir! Ama biz buradayız. Kadınlar buradayız ve duyuyoruz o çığlıkları!”
Açıklamada, cinayetlere karşı verilen mücadeleye ve kadınların direnişine de dikkat çekildi:
“Saliha, aldığı 40’tan fazla bıçak darbesine rağmen hayatta kalmak için saatlerce mücadele etti. Tıpkı çocuğunun gözleri önünde katledilen Meryem Çap gibi, tıpkı hayata tutunmak isterken öldürülen tüm kadınlar gibi… Direniyor kadınlar! Yaşamak için direniyor!”
Güney, kadın cinayetlerinin siyasi tercihlerin, cezasızlık kültürünün ve suskunluğun sonucu olduğunu vurgularken iktidara ve Aile Bakanlığı’na şu sözlerle yüklendi:
“Kadınları koruyamayanlar, bu halkın vicdanında da, sandığında da hesap verecek! O koltuklardan inecek, o saraylardan çıkacaklar! Hesap soracağız, hesap! Hayatlarımızdan, haklarımızdan vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz!”
TBMM'nin kendi çalışanını dahi koruyamadığına dikkat çekilen açıklamada, iktidarın tutumu şu ifadelerle sorgulandı:
“TBMM, kendi çatısı altında görev yapan bir kamu çalışanını dahi koruyamıyorsa; kimi koruyacak? Hangi kadının yaşam hakkını savunacak? Buradan iktidara sesleniyoruz: Buna da mı sessiz kalacaksınız? TBMM çatısı altında çalışan bir kadının öldürülmesini de mi görmezden geleceksiniz?”
Açıklamanın devamında, İstanbul Sözleşmesi'nin önemine ve 6284 sayılı yasanın uygulanması gerekliliğine işaret edilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Saliha için sessiz kalmayacağız! Bir kadının daha adı bir cinayet dosyasına yazılmasın diye susmayacağız! 6284 sayılı yasa uygulansın diye mücadele edeceğiz! ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demeye devam edeceğiz!”
Fatma Güney, kadınların bu karanlık düzeni değiştireceğini vurgularken, Aile Bakanlığı’na ve Bakan Derya Yanık’a yönelik sert sözler sarf etti:
“Kadınlar olmadan kurtuluş yok, tek başına! İktidara ve içinden ‘kadın’ çıkarılan Aile Bakanlığı’nın suskun Bakanına sesleniyoruz: Kadınlar bu ülkede devrim yapacak! Özgür kadınların ülkesi, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında kurulacak!”
Basın açıklaması, kadın cinayetlerine, cezasızlığa ve erkek şiddetine karşı duyulan isyanla son buldu:
“Saliha Akkaş için, yaşam hakkı elinden alınan tüm kadınlar için… Adaletin suskunluğuna, erkek şiddetine, cezasızlığa, görmezden gelinen hayatlara karşı isyanımız var! Bu sessizliğe razı değiliz, bu düzeni kabul etmiyoruz! Hayatı savunmak için Başkaldırıyoruz!”





