Büyükşen, TÜİK ve BDDK verilerinin birlikte ele alındığında Kastamonu’da gelir adaletsizliğinin derinleştiğini ortaya koyduğunu belirterek, bölgesel kalkınma planı ve bölgesel ücret tarifesinin acilen hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
Büyükşen açıklamasında, Kastamonu’nun bir yandan Türkiye’nin en yoksul illeri arasında yer alırken, diğer yandan bankalardaki mevduatı en hızlı artan şehirlerden biri olmasının ciddi bir çelişki olduğunu ifade etti. 2015 yılında 2,2 milyar lira olan mevduatın 2025 yılı itibarıyla 75,8 milyar liraya yükseldiğini hatırlatan Büyükşen, bu artışın üretim, sanayi, teknoloji ya da istihdamdan değil; rant, faiz ve emek sömürüsünden kaynaklandığını savundu.
Kastamonu halkının çalışmasına rağmen kazancın küçük bir kesimde toplandığını dile getiren Büyükşen, imar rantı, betonlaşma ve faiz gelirleriyle şişen bir servetin oluştuğunu, bunun bedelini ise iş bulamadığı için göç eden gençlerin, siftahsız kepenk kapatan esnafın ve borç yükü altındaki vatandaşların ödediğini belirtti.
Açıklamada, Kastamonu’da ev kiralarının büyükşehirlerle yarışır hale geldiğine de dikkat çekildi. Çalışan gençler için ev ve araba sahibi olmanın hayale dönüştüğünü, emekli, dul ve yetimler için ise geçim şartlarının her geçen gün ağırlaştığını vurgulayan Büyükşen, kentte yardım çağrılarının arttığını ifade etti.
Belediyelere de çağrıda bulunan Büyükşen, halk lokantaları ve halk büfelerinin yaygınlaştırılması gerektiğini, sağlık hizmeti için İstanbul ve Ankara’ya giden vatandaşlara konaklama ve ücretsiz ulaşım imkânı sağlanmasının önemli olduğunu kaydetti.
Zafer Partisi Kastamonu İl Başkanı Özcan Büyükşen, Kastamonu’nun yeniden ayağa kalkabilmesi için iki temel adımın zorunlu hale geldiğini belirterek, bunları “Bölgesel Kalkınma Planı” ve “Bölgesel Ücret Tarifesi” olarak sıraladı.
Başkan Büyükşen sözlerine şöyle devam etti:
Bölgesel Kalkınma Planı acilen devreye alınmalı; yerel işletmelere, esnafa ve üreticilere vergi indirimi ile teşvik programları uygulanmalıdır. İşletmelerimize sadece nakdi veya kredi yardımlarıyla değil, eğitim, teknoloji, kargo, banka ve gider maliyetlerini azaltacak desteklerle yardımcı olunmalıdır. En yoksul bölge olan TR82’de yer aldığımız için, Bölgesel Ücret Tarifesi mutlaka uygulanmalıdır.
Kastamonu’daki haneler için doğalgaz, elektrik, su ve ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarda belirli bir kota dikkate alınarak indirimli tarifeler getirilmelidir. Dağıtım ücretleri beş yıl süreyle alınmamalıdır. TÜİK ve BDDK verilerine bakıldığında bunun bir ayrıcalık değil, açık bir ihtiyaç olduğu görülmektedir.
"ASGARİ ÜCRET STANDART HALİNE GELDİ, KOMİK ÜCRETLER KONUŞULUYOR"
Asgari ücretin memurlar dışında neredeyse standart hale geldiği ilimizde, komik ücretler konuşulmaktadır. Şehrimizde 15 bin TL emekli maaşıyla, 13-14 bin TL dul-yetim aylığıyla geçinmeye çalışan çok sayıda vatandaş bulunmaktadır. Bu nedenle, bölgesel olarak asgari ücretlerde vergi indirimi sağlanmalı; Asgari Ücret Desteği Kastamonu’da uygulanmalıdır. Bu destek, vergi indirimi şeklinde yapılarak işletmelere ek yük getirmeden uygulanabilir.
Kastamonu’da boş ve atıl durumdaki lojmanlar değerlendirilmeli; bu lojmanlar, memurlar dışında şehirde ikamet eden ve evi olmayan vatandaşlara asgari ücretin %30’u oranında kira bedeliyle yaşanabilir barınma imkânı sunmalıdır. TOKİ aracılığıyla inşaat şirketlerine ihale verilerek yürütülen yüksek maliyetli projeler, ev fiyatlarını düşürmez; tam tersine artırır. Bunun yerine, devlet destekli kooperatif sistemi kurulmalı; halk kendi evini kendi emeğiyle ve gücüyle yapabilir hale getirilmelidir.
Aksi takdirde Kastamonu göç vermeye devam edecek, 60 yıllık kötü göç tarihimiz ve ekonomik göstergelerimiz daha da gerileyecektir. Türkiye’de daha önce başka bölgelere tanınan bu pozitif ayrımcılık, artık Kastamonu’ya da uygulanmalıdır.
Gelir adaleti bir ekonomi meselesi değil, bir vicdan meselesidir. Vicdan sahibi her siyasetçiyi ve her bireyi, bölgesel kalkınma planı ile bölgesel ücret tarifesi gibi hayati alanlarda Kastamonu’nun yanında olmaya davet ediyoruz.
Bugün ülke genelinde, yabancı sermaye ve faiz politikalarına karşı söylenenlerle yapılanlar arasında ciddi bir tutarsızlık yaşanmaktadır. Biz, bu çelişkili rant düzenine karşı; Kastamonu’nun ve Türk milletinin emeğini, üretimini ve alın terini savunuyoruz.
Zafer Partisi Teşkilatı olarak, Kastamonu her alanda hak ettiği değeri görene kadar mücadele kararlılığındayız."




