Göksu, yaptığı açıklamada, kalıcı yaz saati uygulamasının 2016 yılından bu yana sürdüğünü hatırlatarak, “Ülkemizin dört bir yanında öğrenciler sabahın karanlığında okula gitmek zorunda kalıyor. Çocuklar servis beklerken hem soğukla hem de karanlıkla mücadele ediyor. Bu durum hem fiziksel güvenliği hem de psikolojik sağlığı olumsuz etkiliyor” dedi.

“Enerji Tasarrufu Sağlamıyor, Tüketimi Artırıyor”

Enerji tasarrufu gerekçesiyle kalıcı hale getirilen uygulamanın amacına ulaşmadığını vurgulayan Göksu, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından hazırlanan raporlara dikkat çekti.

“Yapılan araştırmalar, bu uygulamanın enerji tasarrufu sağlamadığını ortaya koymuştur. Aksine, akşam saatlerinde artan elektrik kullanımına bağlı olarak toplam tüketim oranı yüzde 1,2 artmıştır”
ifadelerini kullandı.

“İş Kazası Riski Arttı, Dikkat Dağınıklığı Yaygınlaştı”

Göksu, uygulamanın yalnızca enerjiyle ilgili bir sorun olmadığını, aynı zamanda biyolojik uyku döngüsünü bozarak çalışma hayatını da olumsuz etkilediğini dile getirdi.

“Sabah karanlığında işe başlayan çalışanlarda dikkat dağınıklığı, yorgunluk ve hata oranında artış görülmektedir. Özellikle vardiyalı işlerde çalışanlar için bu durum ciddi bir güvenlik riski doğurmuştur. Erken vardiyada iş kazası oranı yüzde 10 ila 15 arasında yükselmiştir.”

“Eğitimde Fırsat Eşitliği Zedeleniyor”

Öğrenciler açısından durumun daha da vahim olduğunu söyleyen Göksu, erken saatte başlayan derslerin çocukların biyolojik ritmini bozduğunu belirtti:

“İlkokul ve ortaokul çağındaki çocuklar güneş doğmadan evden çıkmakta, karanlıkta servis beklemektedir. Bu hem güvenlik açısından tehlikelidir hem de öğrenme performansını düşürmektedir. Uykusuz kalan öğrencilerde dikkat eksikliği ve davranış bozuklukları artmaktadır.”

Göksu, batı illerinde güneşin geç doğması nedeniyle öğrencilerin daha uzun süre karanlıkta eğitim görmek zorunda kaldığını belirterek, bunun eğitimde fırsat eşitliğini bozduğunu savundu:

“Eğitim, güne eşit ışıkta başlamakla mümkündür. Gün ışığından yararlanamayan öğrenciler dezavantajlı hale gelmektedir.”

“Avrupa ile Uyum Kayboldu”

Kalıcı yaz saati uygulamasının Türkiye’yi Avrupa standartlarından uzaklaştırdığını da dile getiren Göksu, “Avrupa Birliği ülkeleri hâlâ mevsimsel saat değişimini sürdürürken, Türkiye’nin sabit GMT+3 uygulamasında ısrar etmesi uluslararası iletişim ve iş akışını da olumsuz etkilemiştir. Bugün Avrupa ile saat farkı ikiye çıkmıştır. Bu fark, ticaret, ulaşım ve diplomatik görüşmelerde dahi zorluk yaratmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Uygulama Yeniden Değerlendirilmeli”

Kalıcı yaz saati uygulamasının toplum sağlığı, eğitim düzeni ve çalışma yaşamı açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Göksu, hükümete çağrıda bulundu:

Yeniden Refah Kastamonu teşkilatı Tosya’da sahaya indi
Yeniden Refah Kastamonu teşkilatı Tosya’da sahaya indi
İçeriği Görüntüle

“Bu uygulama bilimsel veriler ışığında yeniden değerlendirilmelidir. Enerji tasarrufu gerekçesiyle dayatılan bir sistemin insan sağlığını, eğitimi ve sosyal yaşamı olumsuz etkilemesine izin verilmemelidir.”

Göksu, açıklamasını, “Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın karanlıkta okula gitmek zorunda kaldığı bir sistem sürdürülebilir değildir” sözleriyle tamamladı.

Muhabir: Serkan Kebecioğlu