Mahmut İslamoğlu, Çankırı’daki halk pazarında bulduğu yazma eseri incelemek üzere Kastamonu’ya getirdi.

Memlûk Devleti zamanında yazılan ve dünyada bilinen iki nüshası olan 500 yıllık yazma eser, eski bir sözlük olmasıyla dikkat çekiyor.

500 Yıllık Yazma Eser Kastamonu’da (3)

Meslekte 13 yılını dolduran antikacı ve şehir araştırmacısı Mahmut İslamoğlu, Kastamonu Üniversitesi öğrencisi Ayşe Avcı’yla yaptığı röportajda mesleğine nasıl başladığını anlattı:

“Geçmişe ve tarihe bir merakımız vardı. 2012 yılında ortağımla tanıştıktan sonra böyle bir antikacı dükkânı açma fikri doğdu. Kendimizi bu işin içinde bulduk daha sonra ise yollarımız ayrıldı. Yaklaşık 8-9 yıldır tek başıma antika dükkânını işletiyorum.”

Kastamonu kültürüne ve tarihine ışık tutacak bir takım eserlerin elinde olduğunu ve bu eserleri halkı bilgilendirmek amacıyla dergilerinde sunduğunu dile getiren İslamoğlu, eserleri nasıl bulduğunu ve bu yazma eserin eline nasıl ulaştığını şöyle anlattı:

“Ben eserleri; hurdacılardan, enkazcılardan, içinde oturulmayan eski evlerden, halktan ve halk pazarlarından bulurum. Bu eseri de Çankırı'daki halk pazarına gittiğim esnada, eski eşya satan birinden satın aldım. Daha sonra ise Kastamonu’ya getirdim.”

İslamoğlu, her buldukları eserde sevindiklerini, hemen alıp satmadıklarını öncelikle araştırıp incelediklerini, “Kastamonu’nun tarihine, kültürüne ışık tutacak bir eser mi?” diye düşündüklerini dile getirdi.

Bu eserin değerini de ilk gördüğünde şimdiki Türkçe gibi okunmadığından anlayamadığını ifade eden İslamoğlu, araştırmacı-yazar Tuncay Sakallıoğlu ile eseri incelendikten sonra değerini anladığını belirtti.

13 senelik bu süreçte, araştırmacı-yazar Sakallıoğlu ile Türkçe- Osmanlı Türkçesi eserleri ile değerlendirdiğini anlatan İslamoğlu, bulduğu eserin de birkaç sayfasını Sakallıoğlu’na gönderdikten sonra eseri bir ay boyunca incelediğini, eserde şuanda kullanılmayan birçok kelimenin olduğunu ve akademisyenler tarafından araştırmaya başladığını ifade etti.

İslamoğlu, eseri inceletmek için Bartın Üniversitesinden Dr. Savaş Karagözlü’ye ulaştıklarını aktararak “Karagözoğlu’nun yaptığı incelemeler neticesinde bulduğumuz eserin Memlûk Devleti zamanında Araplara, Türkçe'nin öğretilmesi için yazılan bir eser olduğunu öğrendik. Böyle kıymetli bir eserin bulunmasına kendisi de çok sevindi.” diye konuştu.

İslamoğlu, eser hakkında şu bilgileri paylaştı:

“Eserin dünyada iki nüshasının olduğu bilinmektedir. Bir nüshası Fransa Milli Kütüphanesi’nde diğer nüshası ise Kastamonu’dadır. Paris’teki nüshanın adı “Kitâbu Bulgatu'l-Müştak” olduğundan dolayı diğer eserin adına da buradan esinlenip “Kitâbu Bulgatu'l-Müştak fî Lugâti-t ve'l-Kifçâk” dendi. Yazarı ise İmâm Cemâluddin Ebû Muhammed Abdullah Et-Türkî’dir. Memlûk Devleti zamanında yazıldı. Yazılışının net bir tarihi yok fakat ilk nüshasının yazılışına göre tarihlendirildi. 14. Yüzyılın ortaları 15. Yüzyılın başları gibi yazıldığı düşünülüyor. Eserin çevrilmesi 3 yılda tamamlandı."

500 Yıllık Yazma Eser Kastamonu’da (2)

KASTAMONU’DAKİ NÜSHASI 759 PARİS NÜSHASINDA İSE 71 SÖZCÜK VAR

İslamoğlu’nun bulduğu Kastamonu nüshası ile eserin Paris nüshası emen hemen aynı içeriğe sahip.

Kastamonu nüshasında bazı sayfalar eksikken Fransa Milli Kütüphanesi’ndeki eserin başı ve sonu daha belirgin.

Kastamonulu sanatseverler 'Bir Çay Molası'verecek
Kastamonulu sanatseverler 'Bir Çay Molası'verecek
İçeriği Görüntüle

Kastamonu Araştırmalar Dergisi’nin ikinci sayısında eserin Kastamonu nüshası şu şekilde yorumlandı:

“Karagözlü ve Salan, eserin Paris nüshası hakkında çalışma yapanların eserin ismi üzerindeki birbirine yakın çeviri ve yorumlarının yanında eserin adını “Türk ve Kıpçak dillerini öğrenmek isteyenlerin merakını gideren kitap.”

Eserin yazılış tarihi bilinmese de Paris nüshasının ilk sayfalarında Ebûbekir isimli bir okur tarafından düşünülen h. 855 (m.1451) tarihi bulunuyor.

Eserin Paris nüshası üzerinde çalışma yapan Zajaczkowski tarafın da eserde Suriye ile ilgili Dicle ve Zap Nehirlerini geçmek için kullanılan ve o bölgeye ait “sal” ile Irak’taki “Erbil” şehrinin adı bulundu.

Ayrıca eserde klasik Arapça’nın dışında Suriye Arap diyalektiklerinden ve eski Süryanice’den bulunan ögelerin verilerine dayanarak eserin büyük olasılıkla Suriye kökenli olduğu sonucuna varıldı.

Karagözlü ve Salan ise Kastamonu nüshasında yer alan yemekler bölümünü incelerken Suriye ve civarında bir yemek adı olarak kullanılan “şiş börek” sözcüğünü görmeleri üzerine eserin Suriye‘de yazılması fikrini öne sürdü.

Fakat G. el-Türk’ün Nil sahilinde yaşayan “sürek sırt” isimli bir çeşit timsahın sözlükte geçiyor olmasına dayanarak eserin Mısır’da da yazılmış olabileceği değerlendirmesi dikkat çekti.

İslamoğlu’na göre, eserin Kastamonu nüshasının dünyada bilinen iki tane nüshadan biri olması, çok eski bir lügat, yazma bir eser olması ve o dönemde konuşulan Türkçe’nin ortaya çıkarılmasına katkı sağlaması eseri özel kılan ayrıntıları olarak öne çıkıyor.

500 Yıllık Yazma Eser Kastamonu’da (4)

Eserin geniş kitlelere tanıtılması hakkında düşüncelerini paylaşan İslamoğlu, “Bu eseri zaten ilgilenenlere ve meraklılarına tanıtmak gerekir ama her şeyden önce akademik camiaya tanıtılması gerektiğini düşünüyorum.” Değerlendirmesinde bulundu.

İslamoğlu, bu nüshanın Türk dünyasında önemli bir yere sahip olduğunu öğrendikten sonra gururlandığını vurgulayarak 13 yıllık meslek hayatında antika dükkânının bir medrese, müderrisi ise araştırmacı-yazar Tuncay Sakallıoğlu olduğunu vurgulayarak bu yazma eserin değerinin anlaşılmasında Sakallıoğlu’nun büyük katkıları olduğunu vurguladı.

İslamoğlu, bu nadide yazma eseri Türk dünyasına armağan etti.

Kaynak: Kastamonu İstiklal Gazetesi - ÖZEL HABER