Osmanlı arşivlerinden gün yüzüne çıkan 1913 tarihli bir belge, Kastamonu’nun Cide ilçesinde halkın o yıllarda yaşadığı eşkıya korkusunun ne denli büyük olduğunu gün yüzüne çıkardı.
Arşivden çıkarılan belgeye göre, dağlarda dolaşan eşkıyalar köylere baskın düzenleyerek hayvanları ve eşyaları zorla alıyor, bazı kişileri dövüp yaralıyordu. Halk, kendi imkanlarıyla bu duruma engel olamayınca hükümete dilekçe yazarak yardım talep etti. Güvenliğin sağlanması için askeri birlik gönderilmesi ve eşkıyaların yakalanıp cezalandırılmasını istedi.

1 Şubat 1328 (14 Şubat 1913) tarihli ve “Sadullah” imzalı dilekçe, dönemin Anadolu’sunda sıkça rastlanan eşkıyalık olaylarının Kastamonu’daki boyutunu açıkça ortaya koymuş.
Belgelerde yer alan ifade şu şekilde (Günümüz Türkçesiyle):
“HÜKÜMETE
Cide kazasında bazı eşkıyaların halka zarar verdikleri, yol kesip mallarını gasp ettikleri ve ahaliyi tedirgin ettikleri duyulmaktadır. Köylüler büyük bir korku ve huzursuzluk içindedir.
Eşkıyanın köyleri basarak hayvanları ve eşyaları zorla aldıkları, bazı kişileri de dövdükleri ve yaraladıkları haber alınmıştır. Bu hal, hem devletin otoritesine gölge düşürmekte, hem de halkın günlük hayatını yaşanmaz hale getirmektedir.
Köylüler kendi imkânlarıyla bu durumun önüne geçememekte, dağlarda dolaşan bu kimselerin takibi ve yakalanması için hükümetin müdahalesine ihtiyaç vardır.
Bölgenin güvenliği için askeri bir müfrezenin gönderilerek bu eşkıyaların yakalanıp cezalandırılmaları ve halkın can ve mal emniyetinin sağlanması gereklidir.”





