AK Parti Kastamonu Milletvekili Halil Uluay, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen anma programında konuşma yaptı. Uluay, Türkiye’nin darbelerle geçen yakın tarihine değinerek, 15 Temmuz’un ülke için taşıdığı kritik öneme dikkat çekti.

Uluay'ın konuşması şu şekilde oldu:

“EĞER 17-25, GEZİ YA DA 27 NİSAN BİLDİRGELERİ BAŞARILI OLABİLSEYDİ 15 TEMMUZ'DA BAŞARILI OLURDU”

“15 Temmuz bir darbe girişimiydi ama buraya gelmeden önce kısaca Türkiye'nin darbelerle ilgili bir ufuk turu yapmak istiyorum. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra savaşta yerle bir olan Japonya gibi, Almanya gibi ülkeler dahi bir kalkınma hamlesi içerisine girdikleri bir dönemde biz 1960 darbesiyle mücadele ettik. 1960 darbesiyle tüm kazanımlarımızı sıfırla çarpıp ondan sonraki süreçte de belimizi doğrultamaz hale geldik. Daha sonra yine tüm dünya uzay çağını yaşarken, uzaya uydular gönderirken nükleer teknolojiye sahip olma mücadelesi içerisindeyken biz 1980 darbesiyle karşı karşıya kaldık. Bizim bilimle teknolojiyle hiçbir gündemimiz olmadı. 2000'li yıllardan sonra Türkiye teknolojide dünyada ben de varım dedi ama darbeler, darbenin öncesindeki el ense çekmeleri hemen başladı. Hatırlarsınız işte 27 Nisan Bildirgesi, Gezi olayları, 17-25 darbe girişimi hep böyle bir çelme takmanın mücadelesiydi. Eğer 17-25, Gezi ya da 27 Nisan bildirgeleri başarılı olabilseydi 15 Temmuz'da başarılı olurdu. 12 Eylül'de olduğu gibi, 60'ta olduğu gibi tüm kazanımlarımızı sıfırla çarpmış olurduk.”

“TÜRKİYE GİBİ ÜLKELER ONLARA GÖRE ÜÇÜNCÜ DÜNYA”

“Dünyanın hâkim güçlerinin ‘üçüncü dünya’ diye tabir ettikleri bir kavram var. Kendileri birinci dünya, Türkiye gibi ülkeler de onlara göre üçüncü dünya. Sadece sömürülmek için çalıştırılıp tüm emeklerinin kendilerine hizmet etmesi için var olan ülkeler arasında onlara göre Türkiye de. Bu amaçla ne zamanki belini doğrultmaya, ‘ben de bu dünyada varım’ demeye teşebbüs etse kafasına demir yumruk vurmakla meşgul oluyorlar. Hatırlarsınız ASELSAN mühendislerimiz bir gece öldürüldü, intihar süsü verildi. Yine birçok kıymetli mühendisimiz uçağa bindirildi ve uçak düşürüldü, hepsi imha edildi. Bu anlattıklarımı son günlerde yaşadığımız savaşlarda, özellikle İran-İsrail Savaşı'nda aslında yaşıyoruz, değil mi? Bizim o günlerde yaşadıklarımızı eğer biz başarıyla atlatmamış olsaydık, bugünkü İsrail-İran durumundaki İran durumuna düşme ihtimalimiz yüksekti. Tüm mühendislerini öldürebiliyorlar. Genelkurmay Başkanını öldürebiliyorlar. Genelkurmay Başkanı'nın yerine atanan Genelkurmay Başkanını da öldürebiliyorlar. Bir ülkenin bu kadar aciz olmasının Türkiye açısından yollarının döşenmesi işte 15 Temmuz'dan geçiyordu.”

“BUGÜN NE İHA’MIZ NE SİHA’MIZ NE DE NÜKLEER SANTRALİMİZ OLURDU”

“15 Temmuz'da başarılı olsalardı, bizim bugün ne İHA'mız, ne SİHA'mız, ne nükleer bir santralimiz olacaktı. Birçok tesisimiz de yok olacaktı aslında. Şu an biz çok daha farklı şeyler konuşuyor olacaktık. Kazançlarımızın, emeklerimizin birçoğu, o az önce bahsetmiş olduğum birinci dünya ülkelerinin refahına akıyor olacaktı. Ama Allah'a şükür 15 Temmuz'da askeriyle, polisiyle, siviliyle bu darbeci zihniyetin karşısında duruldu. İlk başta asker gibi göründüler ama askerin içerisindeki kahramanlara çattılar. Polisin içerisindeki kahramanlara çattılar. Hepsinden önemlisi, abdestinden başka hiçbir silahı olmayan vatan sevdalısı gençlerimize çattılar. Tankların önüne yatılmasaydı, biz bugün çok daha farklı şeyler konuşuyor olurduk.”

“BİZ REFAH SEVİYEMİZİ YÜKSELTTİKÇE, 15 TEMMUZ'A BENZER HAİN GİRİŞİMLER MUTLAKA OLACAKTIR”

“Kısaca az önce bahsetmiş olduğum, kendini birinci dünya ülkesi olarak tanımlayan ülkelerin ülkemizdeki kumpasları hiç bitmeyecektir. Biz refah seviyemizi yükselttikçe 15 Temmuz'a benzer darbeler, 15 Temmuz'a benzer hain girişimler mutlaka olacaktır. 15 Temmuz'dan ders alarak, bundan sonraki bilim hayatımızda, sanat hayatımızda, savunma sanayimizde de aynı bilinçle hareket etmemiz gerekir. Tarihten ders almamız gerekir. 15 Temmuz'un üzerine sabaha kadar konuşabiliriz. Ama çok fazla vaktinizi almak istemiyorum. Sadece özellikle vurgulamak istediğim; bizim bu darbe girişimlerinden ders almamız gerekir. Bunlar her zaman silahlı darbe olmayabilir. Siyasi darbe olur, başka türlü darbeler olur. Başka türlü algı darbesi olabilir. Kısaca biz hayatımızın her alanında uyanık olmak zorundayız diyorum. Gecemiz hayır olsun. İnşallah bu kalabalıklar, bu birliktelikler, bu meydanlarda olduğu müddetçe bundan sonraki hain girişimlerine fırsat verilmez diyorum.”

Muhabir: Ercan Çatal