Kastamonu Valisi Meftun Dallı, Uzun Sokak'ta bulunan ve "Hacıkadı Camii" olarak da bilinen "Ferhatpaşa Camii" hakkında değerlendirme ve bilgilendirmelerden oluşan bir gönderi yayınladı.

Vali Dallı'nın sosyal medya hesaplarından paylaştığı gönderide şu ifadeler yer aldı;

"Kastamonu Cebrail Mahallesi Uzun Sokak’tadır. Hacıkadı Camii olarak da bilinir.

Kesme taş ve moloz taşından yapılan binanın çatısı ahşap üzeri sacla örtülüdür. Çatı ile duvarların birleştiği kısım, iki sıra testere dişi taş motifle süslenmiştir.

Son cemaat yerinin zemini taş döşeli, çatısı ahşap üzeri sacla kaplıdır. Buranın altında ayrı bir kapısı olan ve ibadet yeri olarak da kullanılan bir mekân vardır. Daha önceden yıkıldığı bilinen bu kısım, 1958 yılında yeniden yapılmıştır. Buranın dış duvarındaki bitki süslemeli taş, dikkat çekicidir.

Caminin taç kapısı, renkli mermerden geçme tekniğiyle yapılmıştır. Kapı üzerinde biri inşa, diğeri de tamir kitâbesi olmak üzere iki kitâbe bulunmaktadır. Tamirler sırasında karıştırılmış olmakla beraber manzume bütünlüğüne ve eski kayıtlara sâdık kalarak okunan kitâbelerden inşa kitâbesi şöyledir:

Nâm ile Seyfi Dede hâl ile kutb-ı urefâ
Kendüye câmi-i zîbâ içün etdükde duâ
Hüsrev-i dehre vezîr Hazret-i Ferhat Paşa
Yaptı bu camii şirîn ü berîn ü zîbâ
Ârifin biri iki târih-i zîbâ yazdı
Birisi “hoşça binâ” biri de “şuhça binâ” 967

Kitâbeye göre, âriflerin kutbu olarak bilinen Seyfi Dede, güzel bir cami yaptırmak istemiş, onun bu arzusu, Ferhat Paşa tarafından yerine getirilmiştir. Ârifin biri de “hoşça binâ” ve “şuhça binâ” ifadeleriyle iki tarih düşürmüştür ki ebced karşılığı 967/1559 yılına tekabül eder.

Ferhat Paşa, kapıcıbaşılık ve yeniçeri ağalığı yapmış, beylerbeyi rütbesiyle 965/1557 yılında Kastamonu Sancağı’na tayin edilmiştir. Sekiz yıla yakın görevde kaldığı Kastamonu’da bu caminin yanı sıra bir de hamam yaptırmıştır. 972/1564 yılında üçüncü vezir unvanıyla payitahta dönen Ferhat Paşa, 982/1574 yılında vefat etmiştir. Devrinin önemli hattatlarından olan Ferhat Paşa’nın, yaptırdığı hayır eserlerini yazdığı mushaflar karşılığında aldığı paralarla yaptırdığı bilinmektedir.

Tamir kitâbesinde de şu yazı vardır:

Ruhuna fâtihâ Seyfi Dede gerçek er imiş
Himmeti erdi bu harap camii kıldı ihyâ
Çıkdı bir ârif dedi târih-i bediî
Hele tecdîd-i bina oldu bu Ferhad Paşa 1166

Kapı etrafını dolaşan çerçeveler üzerinde ise şu yazı okunabilmektedir:

Ol mîr-i kerîmüttâb-ı Ferhadpaşazâde,
Bu cami-i zîbâsın ihyasın edüb dilhâh
Memûr-ı meremmât-ı vakfın kâtibi dedi
Kâmi bunu yaz târîh-i tâmîrine: Mâşâallâh

Bu yazıdan 1195/1780 yılında Ferhat Paşa’nın soyundan gelen birisi tarafından caminin tamir ettirildiği anlaşılmaktadır.

Girişin üstünde ahşap mahfil mevcuttur. 10,60x11,55 metre ebadındaki sahnın döşemesi ahşaptır. Ahşap kırlangıç tavan, iç içe geçmiş üç katlıdır ve göbeği süslüdür. Taş işçiliği ile yapılmış minber, sadedir. Yine taştan yapılmış olan mihrabın hücresinin üst kısmı mukarnas sanatının güzel bir örneğidir. Mihrap üstündeki Âl-i İmrân sûresi 37. ayet-i kerimenin yazılı olduğu levha, Emrullah Demirkaya'nın hattıdır.

Minare kesme taştan yapılmış olup kaidesi sekiz köşelidir. Çatı hizasındaki süslemeler dikkat çekicidir.

Arşiv belgelerinden caminin, 1815 yılında da tamir gördüğü anlaşılmaktadır. Caminin adı vakıf kayıtlarında Hacıkadı Camii, Hatipzâde Dergâhı ve Seyfîzâde Dergâhı olarak da geçmektedir. Vilayet salnamelerinden caminin aynı zamanda Halvetî dergahı olduğu anlaşılmaktadır. Milli Mücadele döneminde Hilâl-i Ahmer deposu olarak kullanılmıştır.

1958 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir edilen cami, 2005 yılında yine Vakıflar tarafından restore edilmiştir. Haziresinde çok sayıda Osmanlı dönemi mezar bulunan cami, ibadete açık tarihî camilerimizdendir."

Muhabir: Yiğit Selahattin Eraslan