Afacan, öğretmenlerin 24 Kasım’da sadece sözle hatırlanmaması gerektiğini, acil ve somut adımlar atılması gerektiğini söyledi. Yüksek puan aldığı halde atanamayan binlerce öğretmen olduğunu vurgulayan Afacan, açıklanacak 15 bin atamaya ek atama yapılmasını istedi. Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılması ve yerleştirmelerin yalnızca KPSS puan sıralamasına göre yapılması gerektiğini söyledi.

Başkan Afacan'ın açıklamasının devamı şöyle oldu:


"Tüm kamu çalışanlarının olduğu gibi, öğretmenlerimizin de ciddi ekonomik sorunları var. Bu sorunların giderilmesine yönelik somut adımlar atılmalı, gerekli tedbirler bir an önce hayata geçirilmelidir. Ek zam ve maaşlara refah payı eklenmesi temel taleplerimizdir.

Ek ders ücretleri en az yüzde yüz artırılmalı, öğretmenin emeğinin gerçek karşılığı ödenmelidir. Uzman ve başöğretmenlik tazminatları emekliliğe yansıtılmalıdır. Emekli ve çalışanlar arasında maaş farkı çok fazladır. Öğretmenlerimizin bir kısmı, emekliliği hak ettiği halde yaşadığımız zor ekonomik koşullar nedeniyle çalışmaya devam etmektedir. Uzman ve başöğretmenlik tazminatı emeklilik kesintisine dahil edilirse, bu durum dolaylı olarak emekliliği de teşvik ederek, genç meslektaşlarımıza kadro açılmasına imkan sağlayacaktır.

Tüm öğretmenler kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz! Kamuda aynı işi yapanlar farklı statüde istihdam edilemez! Bu nedenle, tüm sözleşmeli öğretmenler kadroya alınmalı, ücretli öğretmenlik tamamen kaldırılmalıdır.

Anayasa’mızın temel hükümlerinden biri de aile bütünlüğünü korumaktır. Aile birliğini sağlamamanın hiçbir gerekçesi meşru değildir. Bu noktada hem iller arası hem de il içi tayinlerde, eş durumu nedeniyle mağdur olan hiçbir öğretmenimiz kalmamalıdır. Bu, hem insani hem vicdani bir sorumluluktur; aynı zamanda Anayasa’nın kamu yönetimine yüklediği bir görev ve vebaldir.

Öğretmenlerimizin itibarını koruyacak tedbirler alınmalıdır. Örneğin CİMER uygulaması, kamu yönetiminin vatandaşlara kamu hizmetlerinin denetimi konusunda sunduğu önemli bir imkândır. Ancak, bugün iki satır mesnetsiz bir ifadeyle yapılan başvurular, öğretmenlerimizden savunma istenmesine yol açmaktadır. Bu durumu kabul etmiyoruz. CİMER’e yapılan başvurular sembolik de olsa bir ücrete tâbi tutulmalıdır. Ayrıca, dayanağı olmayan, asılsız başvurular için başvuru sahipleri hakkında hem idari hem mali hem de cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. CİMER, kamu hizmetinin bir denetim aracı olmaktan çıkıp, kamu çalışanlarının başında Demokles’in kılıcı gibi durmamalıdır.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda eğitimcilere yönelik şiddet olaylarına verilen cezaların %50 oranında artırılması, Türk Eğitim-Sen’in uzun yıllardır dile getirdiği taleplerden biridir. Kanunda bu düzenleme yer almasına rağmen uygulamada halen yetersizlikler bulunmaktadır. Ne yazık ki okullarımızda öğretmenlere yönelik şiddet olayları devam etmektedir. Bu nedenle, şiddet olaylarına karşı yaptırımlar tavizsiz bir şekilde uygulanmalıdır.

Yönetici atamaları, başarıyı, liyakati ve ehliyeti esas almalı; referans ve iltimas değil adalet belirleyici olmalıdır. Tüm atamalar, ehliyet, liyakat ve adalet ilkeleri doğrultusunda yürütülmelidir. Proje okulları da dahil olmak üzere tüm yönetici atamaları yazılı sınav esasına dayanmalıdır. Kanunda liyakat esasına dayalı bir yönetici atama sistemi oluşturulmalıdır. Sendikal, ideolojik, siyasi saiklerin ön planda olmadığı, bir grup mensuplarına iltimas geçilmediği, sadece hak edenlerin makamlara getirildiği, yazılı sınavın esas alındığı bir yönetici atama sistemi ihdas edilmelidir.

Ödüller yine mensubiyetler üzerinden değil, ehliyet ilkesine bağlı olarak dağıtılmalıdır.

MEB’de görev yapan il müdür yardımcıları, ilçe müdürleri, şube müdürleri ve müfettişlerimizin ücretleri uzman/başöğretmen tazminatlarına mütenasip şekilde iyileştirilmelidir. Şayet tedbir alınmazsa MEB, yönetici ve müfettiş bulamama sorunuyla karşı karşıya kalacaktır.

Türk bilim hayatının geleceği için akademik personele de hak ettikleri ücret verilmelidir.

Atatürk’e göre, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller öğretmenler ile mümkündü. Bu nedenle öğretmenlerin sorunlarına duyarlılıkla yaklaştı, eğitimlerine önem verdi, statü ve itibarlarını yükseltmek, hak ettikleri konuma ulaşmalarını sağlamak için yoğun çaba ortaya koydu. Kuşkusuz ki Atatürk’ü doğru anlayan, onu içselleştiren, öğretilerinin izinden giden yeni nesil de, Ata’mızın bıraktığı kıymetli mirasları koruyacak, geliştirecek ve kıvançla geleceğe taşıyacaktır. Atatürk’ün fikirleri ve Cumhuriyet’in kazanımları milletimizin baş tacı olmaya devam edecektir.

“Ülküm yükselmek, ileri gitmektir; varlığım Türk varlığına armağan olsun!” diyecek nesiller yetiştiren, aydınlık yarınlarımızın mimarı, vefalı, cefakâr öğretmenlerimizin gününü kutluyor; bu vesileyle Cumhuriyet’imizin kurucusu, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü, görevi başında şehit olan ve ebediyete uğurladığımız öğretmenlerimizi saygı, minnet ve dualarla anıyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun."

Kastamonu - Karaganda eğitim köprüsü YÖK'ten onay aldı
Kastamonu - Karaganda eğitim köprüsü YÖK'ten onay aldı
İçeriği Görüntüle

Muhabir: Serkan Kebecioğlu