Hayrettin Melezoğlu, “Devrekâni Kınık Köyü’nde tarih gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Kınık Köyü'ndeki tarihi yerleşimde kazıların devamı için girişimleri başlattık. Yeraltı kentinin ortaya çıkarılarak Kastamonu turizmine kazandırılması amacıyla kazıların yeniden başlatılmasını talep ediyoruz.” dedi.
Sulama ile ilgili konuşan Hayrettin Melezoğlu, “Devrekâni ilçemiz sınırlarında bulunan ve Kastamonu DSİ Bölge Müdürlüğü ile Devrekâni ve Seydiler Sulama Birliği himayesindeki Beyler Barajı, açık sulama kanallarıyla yaklaşık 5.178 hektar alanda sulama yapılan bölgemizin en büyük barajlarından biridir. Açık kanalların kapalı kanala çevrilip çevrilemeyeceği, daha az araziyle daha fazla sulama yapılıp yapılamayacağı ve su tasarrufu sağlanıp sağlanamayacağı gibi konuları değerlendirdik. Ayrıca İhsangazi ilçesi Sevindik Göleti'ndeki kapalı kanalların iyileştirilmesi ve daha geniş alanlara ulaştırılması için neler yapılabileceğine dair önerge eki ve dosyasının incelenmesi sonucunda, Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan proje alanının Devrekâni Çayı havzasında, İncesu Deresi üzerine inşa edildiği belirlenmiştir.” dedi.
Melezoğlu konuşmasının sonunda, “Devrekâni ilçemiz sınırlarında yer alan ve Devrekâni ile Seydiler Sulama Birliği’nin sorumluluğundaki Beyler Barajı’nda sulama altyapısının iyileştirilmesi gündeme gelmiştir. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 2001 yılında işletmeye alınan ve 2010 yılında Beyler Sulama Birliği’ne devredilen baraj, 5.178 hektarlık alanda sulama hizmeti sunmaktadır. Barajın ana kanalı 42.312 metre, yedek kanalı 69.917 metre, servis yolları 112.229 metre ve drenaj kanalları 16.545 metredir. Sulama hizmeti, 26 köy ve 13 mahalledeki çiftçiye ulaştırılmaktadır. Gündeme alınan öneriler arasında, açık sulama kanallarının kapalı sisteme dönüştürülmesiyle su tasarrufu sağlanması, daha fazla arazinin sulanabilmesi ve verimliliğin artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca, İhsangazi ilçesindeki Sevindik Göleti’nde yer alan kapalı kanalların iyileştirilmesi ve yeni alanlara ulaştırılması için yapılabilecek çalışmalar da değerlendirilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Kınık Köyü’nde bulunan ve önceki yıllarda kazı çalışmaları yapılan alanla ilgili de konuşan Melezoğlu, “Devrekâni ilçemiz Kınık Köyü sınırlarında bulunan bölgede, Hitit dönemine ait kalıntıların çıkarıldığı kazı çalışmaları, Türkiye genelinde artan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları nedeniyle durdurulmuştu. Kazı çalışmalarına devam edilerek tarihi yeraltı kentinin gün yüzüne çıkarılması ve ilimiz turizmine kazandırılması için neler yapılabileceğini içeren önerge eki ve dosyasının incelenmesi sonucunda, 1990 yılında Kınık Köyü yakınlarında yapılan baraj inşaatı sırasında tespit edilen yerleşmenin, daha sonra 1994–1997 ve 2002 yıllarında Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu başkanlığında Kastamonu Müzesi iş birliğiyle kazıldığı belirlenmiştir. Kınık Köyü Harmankaya Mevkii'nde, Delibeyoğlu Sırtı isimli alanda yapılan kazılarda, kireçtaşından ana kaya üzerine kurulmuş yerleşimin M.Ö. 4. bin sonlarından M.Ö. 1. binin ilk yarısına (yaklaşık günümüzden 5.300 ila 2.500 yıl öncesine) kadar olan dönemi kapsadığı anlaşılmıştır. Bu zaman dilimine ait üç tabaka tespit edilmiştir:
-
I. Tabaka: Kalkolitik döneme aittir, ancak bu döneme ait mimariye ulaşılamamıştır.
-
II. Tabaka: M.Ö. 3. binin ilk yarısından M.Ö. 2. binin başlarına tarihlendirilmiştir.
-
III. Tabaka: Demir Çağı’na aittir.
Kazı alanının kuzeybatısındaki Harmankaya ve Ören Yeri olarak adlandırılan alanlarda ise kazı yapılmamış ancak kaçak kazılar sonucu tahrip olmuş Demir Çağı’na ait mezar kalıntılarına ulaşılmıştır.” dedi.
Melezoğlu konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Devrekâni ilçemiz Kınık Köyü sınırlarında bulunan ve Hitit dönemine ait kalıntılar barındıran arkeolojik alanda kazı çalışmalarının yeniden başlatılması için adımlar atıyoruz. Türkiye genelinde artan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları nedeniyle durdurulan bu çalışmalar, bölge turizmine önemli katkılar sağlayacak niteliktedir. Söz konusu alan ilk kez 1990 yılında bir baraj inşaatı sırasında keşfedilmiş, ardından 1994–1997 ve 2002 yıllarında Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu başkanlığında ve Kastamonu Müzesi iş birliğiyle kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Öte yandan, kazı yapılmamış alanlarda kaçak kazılar sonucu zarar gören Demir Çağı’na ait mezar kalıntılarına da ulaşılmıştır. Yetkililerden, yeraltı kentinin gün yüzüne çıkarılarak Kastamonu turizmine kazandırılması amacıyla kazıların yeniden başlatılmasını talep ediyoruz.”
