Muharrem ayı geldi ve ne yazık ki İslam dünyasını yasa boğan, tüm Müslümanları hüzne gark eden o acı olayı her yıl olduğu gibi yine derin bir üzüntü ile anıyor ve yaşıyoruz.

Ehl-i Sünnet Alimlerinin pek çoğu bu konuda ittihadlı olmaya davet ederken aynı zamanda Hz. Hüseyin'i de haklı bulmaktadır.

Nitekim tarihsel, kültürel ve sosyal hayatta ki  gerçeklik de gösteriyor ki, tüm anadolu ve Ehl-i sünnetin çoğunlukta olduğu islam coğrafyasında, Yezid, yahut Muaviye isimlerine rastlanmazken, Ali, Hasan, Hüseyin isimleri çokca görülmektedir.

Kerbela Olayı,  Hicri 10 Muharrem 16 tarihinde Irak’ın sınırları içindeki Kerbela şehrinde, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in torunu Hz. Hüseyin’e bağlı küçük bir birlik ile Emevi Halifesi I. Yezid‘e bağlı ordu arasında gerçekleşen elim bir olaydır. Bu kanlı olay neticesinde az bir askeri güce sahip Hz. Hüseyin efendimiz güçlü bir ordu tarafından hunharca katledilmiştir. Bu olayda çekilen açlık, susuzluk, kan, gözyaşı önemli bir kırılma noktası olmuştur.

Bu katliam Şii ve Alevi inanışının belkemiğini oluşturan en önemli olaylardan biridir. Peygamberimizin kızı  Hz. Fatıma‘nın Peygamberimizin Amcasının oğlu Hz. Ali‘den olma oğlu olan Hüseyin‘in şehadeti, Şiilerce ve Sünnilerce her sene Aşure Günü‘nde yad edilir.

Peki kerbela nasıl oldu?

Sorularla İslamiyet sitesinden aldığımız bilgilere göre:

679 yılında babası Muaviye’nin vefatı üzerine Yezid halife oldu. Bu gelişme ile halifelik Yezid’in şahsında saltanata dönüşmüş oldu. Veliahtlığına karşı çıkanlar kendisine biat etmediler. Söz konusu kişilerin halifeliğini tanımaları için Medine valisi Velid bin Utbe’ye mektup yazdı. Ancak, Medine valisi bu girişimde muvaffak olamadı. Bu arada, Hz. Hüseyin (ra)’e elçi gönderen Küfeliler, kendisini halife olarak tanıyacaklarını bildirdiler. Bunun üzerine amcasının oğlu Müslim Küfe’ye giderek Hz. Hüseyin adına biatleri kabul etti. Küfe valiliğine de atanan Basra valisi harekete geçti ve Müslim’i öldürdü.

Hz. Hüseyin (ra) son gelişmeden habersiz bir şekilde Küfe’ye doğru yola çıktı. Yolda Müslim’in öldürüldüğünü öğrendi. Ancak, geri dönmedi. Kerbela’ya ulaşan Hz. Hüseyin’in üzerine dört bin kişilik bir ordu gönderildi. Kendi maiyeti çok az olan ve Küfe’den de yardım gelmeyeceğini anlayan Hz. Hüseyin (ra) geri dönmek istediyse de vali Ubeydullah bin Ziyad, Yezid’e biat etmesini ve ondan sonra geri dönmesine izin verileceğini bildirdi. Teklifi kabul etmeyen Hz. Hüseyin 680 yılında (Hicri 10 Muharrem 61) yetmiş kişi ile birlikte şehit edildi.

İslam tarihine “Kerbela Faciası” faciası olarak geçen bu olay, özellikle Yezid başta olmak üzere Emeviler için büyük bir leke oldu. Hz. Muaviye (ra), Hz. Hüseyin (ra) ve ailesine iyi davranması için oğluna vasiyette bulunmuştu. Yezid, Hz. Hüseyin'in şehit edildiğini duyduğunda çok üzüldüğü ve kendisini şehit ettiren vali Ubeydullah’a lanet getirdiği ve ağladığı nakledilmektedir. Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi için, Yezid’in emir vermediğini ileri sürenler olduğu gibi, valisini her yönden desteklediğini ileri sürenler de olmuştur. Hz. Hüseyin’in çocuklarını Şam’a getirttiği ve kendilerine çok iyi davrandığı da ifade edilmektedir. Ancak, tüm bunlar İslam dünyasında kendisine karşı duyulan tepkiyi engelleyemedi.

Yezid döneminde gerçekleşen bu acı olay, gerek Müslümanlar ve gerekse ilim dünyasında çok büyük üzüntülere sebep oldu. Çok büyük tepki aldı. Sadece Şiilerin değil, Sünniler bile Yezid isminden özellikle kaçındı. Kendi çocuklarına Ali, Hasan ve Hüseyin ismini çok fazla sayıda vermelerine rağmen, Yezid ismini kullanmaktan imtina ettiler. Alimler arasında da bu isim üzerinde tartışmalar yaşandı. Kendisini lanetleyenler olduğu gibi, sonradan pişman olup tövbe etmiş olma ihtimalini göz önünde bulundurarak temkinli yaklaşanlar da oldu.

Muhabir: İrfan Salcı