Kenelerin, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi hastalıkları insanlara taşıma süreciyle ilgili bilgi veren Maşalacı, "Keneler, yaşamlarının larva ve nimf adı verilen ilk evrelerinde küçük omurgalılar dediğimiz kuş, kirpi ve tavuk gibi canlılardan kan emerken virüsü alıyor. Gelişimlerini tamamlayıp ergin hale geldiklerinde ise insan, sığır, koyun, köpek, tilki gibi büyük omurgalılara bulaştırabiliyorlar" dedi.
Bazı evcil ve yaban hayvanlarında hastalığın belirti göstermeden geçebildiğini belirten Maşalacı, "Ancak insanlarda bu hastalık ciddi sonuçlara yol açabiliyor ve ölümle neticelenebiliyor" uyarısında bulundu.
Keklik ve kuş türlerinin keneyle beslenmesinin önemine de değinen Maşalacı, “Küçük omurgalı kuşlar ve tavuklar, kenelerin larva ve nimf dönemleriyle beslenerek bir denge unsuru oluşturuyor. Ancak doğa, bu canlılar olmasa da kendini dengeleyebiliyor. Çünkü bu erken dönem keneler, gelişimlerini sürdürebilmek için mutlaka küçük omurgalılara ihtiyaç duyuyor” dedi.
Maşalacı, doğadaki ekolojik dengenin bozulmaması ve zararlıların kontrol altında tutulabilmesi için doğal yaşamın korunmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.