DW'nin haberine göre; çocuk yaşlarda köçeklik yapmaya karar veren İlkay, ailesinin ve çevresinin tüm karşı çıkışlarına rağmen bu mesleği sürdürüyor. İlk köçek kıyafetini giydiği günü, “Mutluluktan gözlerim doldu. Ağladım, ağlayacağım. O kadar heyecanlıydım” sözleriyle anlatan İlkay, köçekliği yalnızca bir dans değil, bir yaşam biçimi olarak tanımlıyor.

Kastamonu Köçek Gelenegi (2)

“ETEK GİYEN ERKEK OLUR MU”
İlkay Geçtoğan, sahnede neşeyle dans ederken karşılaştığı önyargıların sahne arkasında oldukça ağır olduğunu ifade ediyor. “Dans ederken kendimi başka bir boyutta hissediyorum. Ama sahneden indikten sonra gelen o klasik cümleler: ‘Erkek adam etek mi giyer?’ Bu bizim için artık sıradan oldu” diyor.

DW’nin aktardığına göre İlkay, zamanla sahnelerde azalmak zorunda kalınca geçimini sağlamak için özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladı. İki meslek arasında kurduğu duygusal dengeyi şu sözlerle özetliyor: “Köçeklikte insanları eğlendiriyorum, güler yüzlüyüm. Ama güvenlikte ciddiyim. İnsanlar şaşırıyor, ‘Dün gece dans ediyordun, bugün nöbettesin’ diyorlar.”

SARAYDAN YASAĞA..
DW’nin konuştuğu etnomüzikolog Doç. Dr. Mustafa Avcı, köçekliğin 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı saraylarında yer bulduğunu ve padişah huzurunda dahi dans edildiğini belirtiyor. Kanuni Sultan Süleyman devrinde yazılan Süleymanname'de köçeklerin resmedildiğini, Evliya Çelebi’nin seyahatnamelerinde onların saray ve halk eğlencelerinde boy gösterdiğini hatırlatıyor.

Ancak köçeklik, zamanla toplumsal baskılara ve ahlaki kaygılara kurban gitti. 1920’de çıkarılan Men-i İsrafat Kanunu’yla birlikte “israf” sayıldığı gerekçesiyle düğünlerde yasaklandı. Cumhuriyet’in ilk yıllarından bugüne dek farklı şehirlerde dönem dönem yasaklandı. En son 2016 yılında AK Partili Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, düğünlerde köçek oynatılmasını kamu düzenine aykırı bularak yasakladı.

“Yasakların ardında genellikle erkeklerin kadınsı kıyafetler giymesi, dansın ‘ahlaka aykırı’ görülmesi gibi gerekçeler var” diyor DW'nin uzman kaynakları.

Kastamonu Köçek Gelenegi (5)
“HERKESİN AĞZI AÇIK KALDI”
“Köçek yerden para alırken köprü kurabiliyorsa ustadır. Biri ‘bu kiloyla yapamazsın’ dedi, düğünde yere para attılar, köprü kurdum, herkesin ağzı açık kaldı.”

Kastamonu, İnebolu ve Karabük gibi Orta Karadeniz kentlerinde köçek kıyafetlerinin renkleri ve dans figürleri değişkenlik gösteriyor. Elbiseler, ölçü alınarak özel dikiliyor. İlkay, genç yaşta heveslendiği köçeklik için annesinden ilk başta tepki görmüş:

“Alkol kullanmamak için söz verdim. Annem de razı oldu. Etekliğim geldiğinde mutluluktan gözlerim doldu, ağladım.”

Kastamonu Köçek Gelenegi (1)

“KÖÇEK YOKSA AÇILIŞA GELMEZLER”
Bugün köçekliğin düğünlerin yanı sıra dükkan açılışları, bayram etkinlikleri, sokak şenlikleri gibi organizasyonlarda da yaşatılmaya çalışıldığını ifade eden İlkay, yöre halkının bu konuda “hassas” olduğunu vurguluyor:

“Köçek yoksa açılışa gelmezler. Bu bizim kültürümüz.”

Lübnanlı turizmciler Kastamonu’ya hayran kaldı
Lübnanlı turizmciler Kastamonu’ya hayran kaldı
İçeriği Görüntüle

Yine de toplumun tüm kesimlerinden saygı göremediğini, hakarete uğradığını belirtiyor. Ancak geri adım atmıyor:

“Köçeklik benim zirvem. Severek yapıyorum. Gidebildiğim yere kadar yapacağım.”

Kastamonu Köçek Gelenegi (3)

“NİŞANLIM OYNAR, BEN İZLERİM”
İlkay’ın nişanlısı Esma Soysal ise onun mesleğini anlayışla karşılıyor:
“Ben oynamayı hiç sevmem ama nişanlım oynar, ben izlerim. Tek sıkıntım onun çok yorulması. Ama alışkınız, destekliyoruz.”

Nisan ayının sonunda dünya evine girmeye hazırlanan İlkay, bu kültürü çocuklara da aktarmak istiyor:

“Köçeklik bir kültür. Devam etmesini isterim. Gerekirse ben eğitimini bile veririm.”

Muhabir: Serkan Kebecioğlu