Huriye Helvacı ve 5 yaşındaki oğlu Osman, 2 Kasım tarihinde Bozkurt ilçesi Merkez Mahallesi Meteoroloji TOKİ Konutları’ndaki evlerinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamadı.

Olayın bildirilmesinin ardından AFAD, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), Kastamonu Emniyet Müdürlüğü, Kastamonu Jandarma Komutanlığı’na bağlı Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri ve komando birlikleri geniş çaplı arama başlattı.

Huriye Helvacı’nın eşi Bayram Helvacı, herhangi bir aile sorunlarının olmadığını, eşinin telefonundan en son sinyalin alındığı köyle bir ilişkilerinin bulunmadığını ifade etmiş ve eşinin kaybolduğu gün kendisinin işte olduğunu belirtip, “Pazar sabahı saat 07.00’de iş için evden çıktım. Eşim saat 13.00 civarında evden çıkmış. Gece 23.30’da eve geldiğimde evde olmadığını gördüm. Yakın akrabaları aramaya başladım. Gerekli yerlere haber vermem pazartesi öğle saatlerini buldu. Emin olduktan sonra kolluk kuvvetlerine haber verdim. O saatten sonra eşimi telefonla aradım, hiçbir şekilde ulaşamadım. Telefonu kapalıydı.” ifadelerini kullanmıştı.

“ŞU ANDA YANIMDA OLMALARINI İSTİYORUM”
Huriye Helvacı’nın 16 yaşındaki kızı Meryem Nur Helvacı, annesiyle en son iki hafta önce görüştüğünü belirterek, “En son iki hafta önce okuldan eve gelmiştim. Ben yurtta yatılı kalıyorum. Yurttayken annemle en son cumartesi günü telefonla konuştum. Pazar günü kaybolduğu haberini internet sayfalarındaki haberlerden öğrendim. Çok üzüldüm, şok geçirdim. Sınavlarım bitince eve geldim. Eğer annem beni duyuyorsa ulaşsın, birine haber versin. Gören, duyan, bilen varsa bize ulaşsın. En ufak bir haber bile bizim için çok değerli. En kısa zamanda kavuşmak istiyorum, şu anda yanımda olmalarını istiyorum.” Açıklamasında bulundu.

“KIZIM BENİ DUYUYORSAN EVİNE DÖN, TORUNUMU ÇOK ÖZLEDİM”
Kayıp Huriye Helvacı’nın annesi Ayşe Hıra, kızının ve torununun bir an önce bulunmasını istediğini söyleyerek şöyle konuştu: “Kızımın bir an önce gelmesini istiyorum. Damadım var. Ben onun yanında kışın kalıyorum, yazın köyüme gidiyorum. Burada kapıdan çıkarken kızımı uğurladım. ‘Nereye gidiyorsun?’ dedim, cevap vermedi. Çantasını ve Osman’ı alıp gitti. Sabah çocuk buradaki suyu almış, ‘O suyu içme, o suyu ben içiyorum’ demiş. Damadım da kıza bağırmış. Kızım beni duyuyorsan evine dön, torunumu çok özledim. Osman’ım yok, bir şey içemiyorum, yatamıyorum, uyuyamıyorum. Osman benim elimde büyüdü. Doğduğundan beri benim yanımdaydı. Beş senedir birlikteydik. Kızımı gören, duyan varsa ne olur haber versin.”

“KARDEŞİMİN KAÇTIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
Kayıp Huriye Helvacı’nın ablası Ayşe Çalık, kardeşinin eşiyle herhangi bir ailevi sorun yaşadığına dair bir bilgisi olmadığını söyledi ve “Kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum. Kaçan insan evdeki parayı götürür değil mi? Para evde duruyor. Ne çamaşır almış ne kıyafet almış. Sadece telefonunu, çantasına bir su ve cüzdanını almış. Üzerinde fazla para olduğunu sanmıyorum. Çünkü fazla para tutmaz yanında. Daha önce buna benzer bir kaybolma olayı yaşanmadı. Kızı 16 yaşında, bazen tartışıyorlardı ama her evde olan basit şeylerdi. Benim gördüğüm kadarıyla eşiyle arası da iyiydi.” dedi.

“UMUDUMUZU YİTİRMİYORUZ”
Kayıp Huriye Helvacı’nın ağabeyi Hüseyin Hıra, kardeşinin hiçbir sorunu olmadığını belirterek şu ifadeleri kullanmıştı:
“Pazar günü evden çıktığı, gece dönmediği söylendi. Bunun üzerine polise haber verilmiş. Biz de haber alamayınca pazar gecesi saat 01.00 gibi İstanbul’dan yola çıkıp Bozkurt’a geldik. Ekiplerin aramaları sürüyordu. Biz de zaman zaman çıkıp bakıyorduk. Ancak yolları bile tam bilmiyorduk. Kardeşimin hiçbir sıkıntısı yoktu. İki kez düşük yapmıştı ama psikolojik bir durumu yoktu. Köy camisinin güvenlik kamerasına da yansımış. ‘Bozkurt’a gidiyoruz’ demiş. Ters yönde olduğunu söyleyip çevirmişler.”

“BİZ, KENDİSİNİ MANTAR TOPLAMAYA GELDİ SANDIK”
Anne ve oğlunu yolda yürürken gördüğünü söyleyen Ayşe Algın, şunları söyledi: “Ben mantar toplamadan geliyordum. Evin önünde, yolun kenarındaydım. Anneyle oğlu yukarıdaki yoldan yürüyordu. Ellerinde hiçbir şey yoktu, normal şekilde yürüyorlardı. Ellerimde eşyalar vardı, bu yüzden konuşamadım. Ağır olduğu için mecburen eve geldim, yoksa konuşurdum. Anneyle oğlunu kayboldukları gün gördüm. Daha sonra annemle babam da görmüş. Bozkurt ilçesiyle Köseali köyü arası uzak, bir anneyle çocuk oraya kadar yürüyemez. Ellerinde hiçbir şey yoktu. Poşet dahi bulunmuyordu. Annemle babam da ‘Bunlar çocukla buraya kadar mantara mı geldiler?’ demiş. Biz mantar toplamaya geldiklerini sandık. Köyde cami yanında anneyle oğulla konuşanlar olmuş, ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sormuşlar. O da ‘Bozkurt’a gidiyorum, Bozkurt’a nasıl gidiliyor?’ demiş. Kadınlar da yolu tarif etmişler.”

“GEÇ SAATTE DE OLSA BU KADINI KÖYDEN BİR ARAÇ ALDI”
Köyde yaşayan Ayşe Sarıoğlan, o gün yaşananları şu sözlerle anlattı: “Ben kendi kendime ‘Çocukla buraya neden mantar toplamaya gelmiş’ diye söyleniyordum. Nereli olduğunu bilmiyordum. O gece imama misafirliğe gitmiştik. Sohbet sırasında ‘Köyden bir kadınla çocuk geçti’ dediler. Hocanın hanımı, ‘Ben de gördüm, Bozkurt’u sordular bana. Ben de ters yöndesin, geri dön dedim’ dedi. Köyden geçerken görenler var. Ben balkondaydım, ana yol üzerinde gördüm. Geç saatte de olsa bu kadını köyden bir araç aldı, bu kadın köyde değil.”

“NEREYE GİDİYORSUN?’ DİYE SORUNCA ‘SİZ KARIŞAMAZSINIZ’ DEMİŞ”
Köseali köyünde yaşayan Ayşe Sarı, o gün kendilerinin kadını görmediğini belirterek, “O gün mantar toplamaya gitmiştik. Beş yaşında oğlu da varmış, çok üzüldük. Aşağıda benim dünürüm var, onlar çeşme yanında görmüşler. ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sorunca ‘Siz karışamazsınız’ demiş. Kadını aşağıya doğru giderken geri çevirmişler, Bozkurt istikametine yönlendirmişler. Köyümüzden saat 17.00 sıralarında geçmiş. Biz hiç görmedik. İnşallah tez zamanda bulunur.” açıklamasında bulundu.

NARİN GÜRAN OLAYINDA KULLANILAN YÖNTEM UYGULANDI
Arama çalışmaları kapsamında, Diyarbakır’da yaşanan Narin Güran cinayetinde kullanılan “daraltılmış baz istasyonu” yöntemi de uygulandı. GSM şirketlerinden talep edilen baz istasyonu raporlarında, annenin telefonundan son sinyalin Köseali, Alantepe ve Kocaçam köyleri arasında kalan yaklaşık 1 kilometrelik alanda alındığı tespit edildi.

11 Ağustos 2021 tarihinde Bozkurt’ta yaşanan sel felaketinde de görev alan, Ankara ve Samsun’dan gelen jandarma ve AFAD’a ait “Pekmez”, “Paye” ve “Abre” isimli kadavra köpekleriyle JÖAK bünyesindeki kadavra köpeği, bu ormanlık alanda arama yaptı. Aramalara ayrıca Akıncı İHA da havadan destek verdi.

OLAY MÜGE ANLI’YA TAŞINDI
Kayıp anne ve oğul olayı, televizyon programı Müge Anlı ile Tatlı Sert’in gündemine taşındı. Baba Bayram Helvacı, canlı yayında yardım talebinde bulunarak kamuoyuna çağrıda bulundu. Programda, Huriye Helvacı’nın kaybolmadan önce görümcesinin eski eşi Mustafa Uzun ile telefon görüşmesi yaptığı bilgisine ulaşıldığı belirtildi.
Müge Anlı, “Bir kadının eski eniştesiyle bu şekilde görüşmesi bana normal gelmiyor.” ifadelerini kullandı.
Bayram Helvacı ise, bu görüşmeden eşinin kaybolmasından sonra haberdar olduğunu belirtti. Mustafa Uzun ise jandarmadaki ifadesinde, Huriye Helvacı ile yalnızca “akrabalık temelli bir iletişim” kurduğunu ve kayıp olayına hiçbir şekilde karışmadığını anlattı.
Programda ayrıca, Huriye Helvacı’nın telefonundan son sinyalin 4 Kasım Salı günü sabah saat 05.30’da alındığı da açıklandı.

ANNE VE OĞLUNDAN ACI HABER
Ekipler, bir haftayı aşkın süredir yürütülen arama çalışmaları sonucunda 5 yaşındaki Osman Helvacı’nın cansız bedenine ulaştı. Yaklaşık üç saat sonra ise anne Huriye Helvacı’nın cansız bedeni, oğlunun bulunduğu noktaya yaklaşık 50 metre mesafede bulundu.

ADLİ TIP KURUMUNA GÖNDERİLDİ
Anne ve oğlunun cansız bedenleri, olay yeri incelemesinin ardından otopsi işlemleri için Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
Kastamonu'nun ve Türkiye'nin gündemini meşgul eden elim olaya dair detaylar adli tıp kurumundan çıkacak sonuçlar doğrultusunda aydınlanacak.




