Olay, 28 Nisan 2024 tarihinde Baylar Mahallesi'nde meydana geldi. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde Kuzyaka köyü muhtarı seçilen Mehmet Başoğlu, köydeki evlerde su sayaçlarını okumak ve ücretleri toplamak istedi. Ancak, 2014-2019 yılları arasında köyde muhtarlık yapan eski muhtar Mehmet Depişgen ile arasında bu nedenle tartışma çıktı. Telefonda başlayan tartışmanın ardından Başoğlu, azasıyla birlikte bir vatandaşın evine gittiği sırada, Depişgen evin önüne gelerek pompalı tüfekle üç el ateş etti. Bahçede bekleyen Başoğlu, açılan ateş sonucu olay yerinde hayatını kaybetti.

Olayın ardından jandarma ekiplerince yakalanan Depişgen, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Hakkında "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme" suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Whatsapp Görsel 2025 04 28 Saat 12.09.30 Deb4940F

Davanın karar duruşmasında mahkeme heyeti kararını açıkladı. Sanık, muhtar Mehmet Başoğlu'nun yakınları ve avukatlar duruşmada hazır bulundu. Duruşmada konuşan Mehmet Başoğlu'nun eşi S. Başoğlu, "Mütalaa doğrultusunda sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

"ÖMRÜNE ÜÇ CİNAYETİ SIĞDIRMIŞ"
Başoğlu ailesinin avukatı İ.D. ise sanığın köyde bir korku etkisi oluşturduğunu ifade ederek, "O sayacı okuyamıyorsa ya da o sayacı okutturmuyorsa muhtar elbette kolluklardan yardım isteyecek ve köyün suyunun kesilmemesi için bu sayaçları okuyacaktır. Köye sanık korku kurmuştur. Kardeşini ve babasını öldürmüştür. Köyde kurduğu korku ile muhtar seçilmiştir. Köyden birisi cesaret edip şikayet etmiş ve muhtarlığı düşürülmüştür. Muhtar seçilemediği için husumet beslemesi, 'size muhtarlık yaptırmayacağım' diyerek ilk görüşmede kendisi önce küfür etmiştir. Bu yüzden görevi yaptırmamak için devleti dahi yok sayarak herhangi bir tahrik altında suçu işlememiştir. En küçük şekilde tahrik bile yoktur. Ömrüne üçüncü cinayeti sığdırmış bu kişinin toplumdan tamamen soyutlanarak en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.

"MECBUR BIRAKILDIM"
Duruşmada kendisini savunan Mehmet Depişgen ise, "Ben kümese girdim, kümeste yaşıyordum. Ne camiye gittim, ne mevlide gittim, ne düğüne gittim. Benim çocuklarım mağdur olmasın istemedim. Benim çocuklarım mağdur olmasın, başım belaya girmesin diye bunlardan kaçabildiğim kadar kaçmaya çalıştım. Bana tezgah kurdular. 'Mehmet'e küfür edelim, onu tahrik edelim, o da tüfekle muhtarı öldürsün' istediler. . Benim kimseyle bir işim yoktu. Kendi halimde yaşıyordum. Ben canavar mıyım, hayır, Türkiye vatandaşı birisiyim. Ben canavar da değilim, cani de değilim. Beni mecbur bıraktılar. Ben olsam kapıya çıkmazdım, hem bana küfür edeceksin hem de köy meydanına çağıracaksın, ondan sonra da kapıya çıkacaksın. Evden çıkmasa, bana bir şey demese ben orada bağırıp çağırıp gidecektim. Kimseye de bir şey olmayacaktı. Ben kendimi yargıladım. Ben kendimi yargılayacak bir insanım. Benim bu olayda hiçbir suçum yoktur. Ben suçsuzum, bana silah doğrultulmasaydı ateş etmezdim. Ben muhtarın vurulduğunu dahi görmedim. Kaçıp gittim, ben onu vurmasam o beni vuracaktı. Takdir yüce mahkemenin, adaletin tecelli etmesini istiyorum. Ben buraya düştükten sonra, çocuklarım mağdur olduktan sonra ceza verseniz ne olur" şeklinde konuştu.

"İlk küfür ve eylem karşı taraftan gelmiştir"
Sanık avukatı ise, "Köylerde su parası diye bir şey yoktur. Suyu, Türk köylüsü ücretsiz kullanıyor. Su parası köylüler ödemiyor, su parası diye bir şey yoktur. Suyu evlere pompalayan, gitmesini sağlayan elektrik sisteminin ücreti vardır. Toplanan para da bununla ilgilidir. Müvekkilim hiçbir sebep olmadan bu eylemi gerçekleştirmesi olağan değildir. İlk küfür ve eylem karşı taraftan gelmiştir. Şüpheden sanık yararlanır uygulamasının, tahrik indirimlerinin uygulanmasını, adaletin işini kolaylaştırıp tüfekle birlikte kendisi teslim olmuştur. Olayın şokunu atlatamamış, susma hakkını bu yüzden kolluktaki ifadesinde kullanmıştır. Şimdi mahkemenizde de olayı tüm çıplaklığıyla anlatmıştır. Bu yüzden müvekkilimin beraatına, tahrik hükümlerinin de uygulanmasına karar verilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, daha önceki sabıkasını da göz önünde bulundurularak sanığı 'kasten öldürme' suçundan, hiçbir tahrik ve indirim hükümleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Kaynak: İHA