Vali Dallı, bu kez sosyal medya hesabı üzerinden Kastamonu’nun Hepkebirler Mahallesi’nde yer alan Alacamescid Camii hakkında bilgiler paylaştı. Paylaşımda, caminin tarihçesi, mimari yapısı ve geçmiş kayıtlarda yer alan isimleriyle ilgili bilgilere yer verildi. Caminin, Candaroğulları dönemine ait olduğu ve çeşitli dönemlerde farklı adlarla anıldığı ifade edildi.
MAHKEMENİN GÖLGESİNDE YÜKSELEN CAMİ
Kastamonu Hepkebirler Mahallesi, Mahkemealtı’ndadır. Eskiden caminin bulunduğu mahallenin adı da Alacamescid Mahallesi’ydi. Candaroğulları Dönemi camilerindendir.İkinci Bayezid dönemi tahrir defterinde “Frenkşah Mescidi”, 1530 tarihli muhasebe defterinde ise “Mescid-i Frenkşah ki Alacamescit” adıyla geçmektedir. Frenkşah Cemaleddin Efendi, Çobanoğulları Dönemi’nin önde gelen isimlerindendir. Alacamescit, bu zatın soyundan gelen bir hayırsever tarafından yaptırılmıştır. Caminin ismi bazı kayıtlarda Mahkeme Camii olarak geçmektedir ki yakınında bulunan Kısmet-i Askeriye Mahkemesi’ne hizmet verdiği ve bazı görevlilerin maaşlarının bu mahkeme gelirlerinden karşılandığı vakıf kayıtlarından anlaşılmaktadır. Cami vakfı, bazı kayıtlarda İbn-i Süle Vakfı adıyla da anılmaktadır.Şer’iyye sicillerindeki bazı kayıtlarda imamet ve cüzhanlık ücretinin Frenkşah Vakfı’ndan ödendiği ifade edilmiştir.
Giriş kapısının yuvarlak kemeri üzerindeki kitabenin metni şöyledir:
Olup ihrak bu cami nice dem kaldı harap,
Dedi bir kadı Bedîa’ya imâret eyle,
Sülüsü mercimeğin bâdî olup tamire,
Kerem-i lütf ile yâ Râb inâyet eyle,
Girdiler camiye üçler dediler tarihin,
Beyt-i Mevlâ’ya gel ey âbid ibadet eyle. 1160
1747’DE YENİDEN İBADETE AÇILDI
Kitâbeden, yanarak harap olduğu, bir süre bu şekilde kaldıktan sonra bir kadı efendinin yönlendirmesiyle Nasrullah Kadı Şadırvanı bânîi Bediî Ahmed Efendi tarafından 1160/1747 tarihinde ihya edilerek ibadete açıldığı anlaşılmaktadır. 1172/1759 tarihli bir buyrultuya göre bu tarihte minber konularak cami hüviyetine kavuşturulmuştur. 1286/1878 tarihli bir berattan, bu tarihte caminin hatibi, şaire Baharzâde Ferîde Hanım’ın babası; müderris, şair, hattat Mehmed Râşid Efendi’dir.
MİMARİ ZARAFETİYLE ÖNE ÇIKIYOR
Moloz taşından yapılan duvarların kalınlığı 110 cm ve yer döşemeleri ahşaptır. Caminin üzerini sekiz köşeli kasnağı olan bir kubbe örtmektedir. Kubbenin üzeri kiremitle de örtülü olup, kasnakla duvarın bittiği yüzeye boydan boya künk dizilmiştir.Minare kaidesi kesme taş ve gövdesi tuğladandır.6.60 x 8.60 metre ölçüsündeki sahnın kapalı tarafında üstü tonozla örtülü bir mahfel ve mahfelin Sade olan mihrabın üzerindeki Âl-i İmrân Suresi 39. ayeti muhtevî hat levha, Emrullah Demirkaya'nın yazısıdır.Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne kayıtlı bulunan cami, ibadete açık tarihî camilerimizdendir.