Kastamonu Merkez İnceboğaz Köyü önceki dönem Muhtarı Mehmet Yenikomşu Kastamonu Sarımsak üretimi ve satışı, ilimiz ile ilgili sulama kanalları ve Kastamonu Sivil Toplum Kuruluşları ile ilgili açıklamada bulundu.
“İthal Sarımsak ülkemize kesinlikle getirilmemeli”
Kastamonu Şeker Fabrikası’na bağlı olduklarını ve sarımsak alım ve satımı işini yaptığını söyleyen Mehmet yenikomşu, “Bu sarımsak işi şu anda Kastamonu’da maliyetli. Çin’den çok fazla ithal sarımsak geliyor. Bir de Maraş ve Antep sarımsağı fazla olduğundan, bizim sarımsağımız şu anda maliyetini zar zor koruyor. Çin sarımsağının ithal edilmemesini, ithalinin önlenmesini ilgililerimizden istiyorum, bunu saygılarımla ilgililerimize arz ediyorum. Çünkü Çin sarımsağı, bizim sarımsağımıza büyük darbe vuruyor. Onların bir başı, bizim bir dişimize denk geliyor. Yani Çin sarımsağının bir başını soysan, o tatlı soğan gibi, etkisi bizim bir dişimiz kadar değildir. Bizim sarımsağımız, hem ham maddesi hem de vücuda sağladığı faydalar açısından çok daha etkili. Vücuttaki toksinleri atıyor, enfeksiyonları önlüyor; yani adeta doğal bir hap vazifesi görüyor. Vücut duru ve sağlıklı oluyor. Bizim sarımsağımız organik ve esmer sarımsaktan oluşmaz. Kastamonu sarımsağını havası, yeri ekimi ve doğallığı ve organikliği ile başka bizimkini tutacak sarımsak yok. Kastamonu sarımsağı kırmızı dişten oluşur; bu, asıl orijinal sarımsaktır. Bu sarımsağı yediğinizde vücutta enfeksiyon kalmaz, kan dolaşımını dengeli tutar. Her akşam bir diş yutmanız yeterlidir; hap yerine sarımsak kullanabilirsiniz. İthal sarımsak kesinlikle olmamalı. Kastamonu sarımsağı değerini bulmalı. Vatandaş pazara gittiğinde kızıl diş mi, beyaz diş mi olduğunu ayırt edebilmelidir. Çin sarımsakları erken çıkmasından dolayı yeşil olarak satılıyor; bazıları satılmayınca kuruyor. Çin sarımsağı yöremizde kesinlikle ekilmemelidir, bu sarımsak yurt dışından da kesinlikle getirilmemelidir. Bu bizim doğal ve organik özellikli sarımsağımıza ihanettir. Çünkü o sarımsaklar bizim malımızı baltalıyor. O sarımsakları da Taşköprü ve yörelerimiz sarımsağı diye satıyorlar. Bunlara yakalandığında büyük cezalar uygulanmalıdır” dedi.
“Kastamonu’da gerekli hizmetler yapılmıyor, nüfus kaybediyor ve göç veriyoruz”
Kastamonu'da 38 tane Sivil Toplum Kuruluşu (STK) örgütü var diye açıklamasını sürdüren Mehmet Yenikomşu, “İlimizdeki sivil toplum kuruluşlarımızın 5-6 tanesi çalışıyorsa diğerleri zorla çalışıyor. Bunu yani olumsuz olarak, kötü olarak eleştirmiyorum, doğrusunu söylüyorum. Bu her gün “Hoş geldin, sefa geldin, çayınız hazır, valla hadi güle güle” diyor. STK’ların birkaç tanesi gerçekten çalışıyor. Öbür tarafını ben tam olarak çalıştıklarını bugüne kadar görmedim. Bir tanesinin Allah rızası için projesi yok üretmiyor. Kastamonu'ya bir çivi çakayım, bir şey yapayım diye çaba gösteren yok. Hoş geldin, sefa geldin, güle güle; başka bir şey yok. Bu sivil toplum örgütlerinin ne iş yapıyorsa kendi alanlarına göre ilimize yönelik güzel projeler üretmesi gerekiyor. Bu projeleri bakanlarımıza, vekillerimize vermesi ve sunulması lazım. Vekillerimiz de bakanlarımızda bunların gereğini yapmaları lazım. Kastamonu’nun bu zaman kadar hala yol haritası yok, nasıl bir yol izleyeceği ile ilgili bir şey yok. Valilerimizi, gelen Kurum ve Kuruluş müdürlerimizi yönlendirecek bu proje ve yol haritalarımız yok. Her yeni gelen kendine göre bir yol çiziyor, kendine göre bazılarını yapıyor, plan projeli bir gidiş için bir hazırlığımız yok. Bu yüzden de sürekli Kastamonu kan kaybediyor, nüfus kaybediyor. 360-370 bin nüfusumuzu 30-40 yıldır 400 bine ulaştıramadık. Köyler ilçelere, İlçelere ile ve diğer büyük illere gidiyor. Kastamonu’ya çok iyi hizmetler konusunda akil ve belirlenecek bir komite ile bu plan ve projeleri yol haritası belirlenebilir ve bu şekilde işler planlı ve projeli yürür; aksi takdirde hala böyle yerimizde sayarız. İleriye gidemeyiz. Dört mevsimi ayrı güzel olan ve dört mevsimi dolu dolu yaşanabilen, doğası, denizi, kış turizmi, İnanç turizmi ve diğer yörelerde çok nadir bulunan bulunmaz özellikleri olan Kastamonu bugün bu durumda olmamalı. Artık Kastamonu için çok önemli radikal kararlar alınarak yapılacak hizmet ve projeler ile ilgili yol haritamızda da belirlenmeli. Bir çivi çakandan, hizmet yapandan da Allah razı olsun. Kastamonulu hemşehrilerimiz göç etmiş hala da göç etmeye devam ediyor, Kastamonu nüfusunun 4 misli büyüklüğünde nüfusu el memleketlerinde yaşıyor. Ben 67 yaşıma girdim, biz Kastamonu için bir şeyler yapmazsak benim torunum bana beddua ediyor, bu memleketin gençleri çocukları bizlere beddua eder” dedi.

Sarımsak ve ekili alanların sulaması hakkında da konuşan Yenikomşu, “Sulama konusunda da yöremiz büyük sıkıntı yaşıyor. Hala daha kapalı sulamaya geçemedik. Sulamada bizim Germeçtepe barajımız var. Oradan şeker fabrikasına kadar gidiyor. Bu açık sistem. Yarısına yakınını havaya oksijen çekiyor. yüzde 25’i de zaten kanallardan taşıyor. Yani sulamada verim alamıyoruz. Bu kapalı sistem olmadığı sürece Kastamonu bir adım ileri gidemez. Tarımla ilgili bizim arazilerimiz var; Mayıs'ta kabak ekeriz, sarımsak dikeriz, sonra patates ekeriz. Ancak bunlardan verim alamıyoruz. Kapalı sistem muhakkak olmalı. Bunu muhtarlığım döneminde, 15 yıldır söylüyorum; fakat bir türlü bunu yapamadık. Örnek olarak Oyrak Barajı veya Germeçtepe Barajı'nın kapalı sistemi oluşumunu gösterebilirim. Hadi oluyor, gidiyor derken 15-20 yılımız geçti. 150-200 dönüm araziyle uğraşıyoruz. Bu işlerimiz yeterli olmadığı için insanlar ne yapıyor? Torunlarımız gençlerimiz her gün asgari ücretle iş arıyor, üretim yapmayı da bırakıyor. Bu sorunları çözemediğimiz sürece de torunlarımız, gençlerimiz bize beddua eder duruma geliyorlar. Bakın, 15 yıldır bu kapalı sistemi yapamadık, yaptıramadık. Yapılıyor, geliyor; üç yere gidiyoruz, Kırca’larda toplantılar yapıyoruz. Bir alkış, "Şunu yapacağız, bunu yapacağız." Gidiyoruz şeker fabrikasına toplantı yapıyoruz, vekil adaylarını alkışlıyoruz. Gidiyoruz Subaşı Köyü'ne, orada alkışlıyoruz. Ha yapılıyor, ha gidiyor derken 15-20 yılımız geçti. Hâlâ bu memlekete kapalı sistem yapılacak. Bu memlekete yollar yapılacak. İnşallah olur, yaparlar. Yeni vekillerimiz yapar, bilmiyorum; hepsine de başarılar dilerim. Kastamonu için ne olabilir? Size bir şey söyleyeyim mi? Kastamonu'dan, zamanında dedim ki, İnebolu'ya kadar otoban yapalım. Bartın'dan da Sinop’a kadar, Daday’dan Taşköprü’ye kadar sulama sistemini kuralım; İhsangazi dahil. İhsangazi'nin bu tarafları tamamen verimli araziler. Buraları kapalı sistem yapmadığımız sürece bu memleket bir santim ileri gitmez ve torunlarımız iş aramaya devam eder. Kastamonu kendi kendine kalkınıyor; burada bir şeyler yapılması gerekiyor. Cide'den Sinop’a kadar yolumuz yok, otobanımız yok. Yol olsa turizmde patlar Kastamonu. Kastamonu'nun çok yerinin düzgün yolu yok. İki tır yan yana geçemiyor. Burada verimlilik gerekiyor. Bu memleket tarımda kalkınmak istiyor, turizmde kalkınmak istiyor. Antalya’dan sebze yüklediğiniz zaman, İnebolu Limanı’na gelir, oradan Rusya’ya dağılır. Bu üç unsur olmadığı sürece Kastamonu bir türlü kalkınamaz. Yine hala İstanbul’dan Kastamonu’ya tren yok. Yolumuz yok, istihdam alanları yeterli değil. İstanbul’da yaklaşık 1,3 milyon insan var. Biz bir kere İstanbul’da da birbirimize bağlı değiliz. İstanbul’da büyük nüfusumuz olmasına rağmen doğru düzgün bir vekilimiz yok, bir belediye başkanımız yok, bir muhtar yok. Üç beş kişi varsa bu da yeni yeni oluşuyor” ifadelerini kullandı.




