Sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, alkol ve tütün kullanımı, hava kirliliği ve çeşitli hastalıkların kalp ve damar hastalıklarını tetikleyebildiğine dikkat çeken Derdiyok, 40 yaş ve üstündeki bireylerin yılda bir kez kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapması gerektiğini kaydetti. Sağlıklı yaşamın kalp hastalıkları riskini azaltacağına vurgu yapan Derdiyok, erken teşhis ile hayati riskin ortadan kaldırılabileceğini ifade etti.

“YÜZDE 80’İ ÖNLENEBİLİR”

Kalp ve damar hastalıklarının küresel bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edildiğini kaydeden Derdiyok, "Kalp ve damar hastalıkları kişisel, davranışsal, çevresel ve sosyoekonomik risk faktörlerinden kaynaklanabilmektedir. Sağlıksız beslenme, Fiziksel hareketsizlik, Alkol kullanımı, Tütün kullanımı, Hava kirliliği, Yüksek tansiyon, Yüksek kolesterol, Diyabet, Obezite ve böbrek hastalığı en önemli risk faktörleri arasında yer alır. Ayrıca aile geçmişi, stres, etnik köken, cinsiyet ve yaş da kişide kalp ve damar hastalıklarının gelişimini etkileyebilmektedir. Dolayısıyla risk faktörleriyle mücadele etmek kalp ve damar hastalıklarından korunmada ya da ilerlemelerini durdurmada birincil korunma yöntemidir. Yapılan araştırmalar, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle 30-70 yaş arasında görülen kalp ve damar hastalığı kaynaklı ölümlerin yüzde 80’inin önlenebileceğini ortaya koymaktadır" dedi.

Kastamonu'da huzurevi sakinleri ile bir araya geldiler Kastamonu'da huzurevi sakinleri ile bir araya geldiler

"40 YAŞ VE ÜSTÜ BİREYLERİN YILDA EN AZ BİR KEZ KARDİYOVASKÜLER RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPILMAKTADIR"

Aile hekimlerine başvurularak kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapılabileceğini ifade eden Derdiyok, "Kalp ve damar hastalıklarının erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlenmesi yoluyla söz konusu hastalıkların ilerlemesini durdurulması ve bu hastalıklara bağlı yeni hastalık oluşmasını engellemesi en önemli mücadele basamaklarından biridir. Bu sebeple Bakanlığımız, Hastalık Yönetimi Platformu (HYP) adını verdiği bir uygulama geliştirerek birinci basamak sağlık hizmet sunucularının kronik hastalıkların erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlemlerinde daha aktif bir rol üstlenmesini sağlamıştır. Sürecin, kanıta dayalı klinik uygulama yönergeleri doğrultusunda yürütülmesi ile hastalıkların kontrol altına alınması, bireylerin fonksiyon kaybı yaşamalarının ve engelli hale gelmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. HYP kapsamında aile hekimlerimiz tarafından, 40 yaş ve üstü bireylerin yılda en az bir kez Kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapılmaktadır. Kardiyovasküler risk değerlendirmesinde öncelikle kişinin yaşı, cinsiyeti, sigara kullanım bilgileri alınmakta, kan basıncı ölçülmekte ve kolesterol değerine bakılmakta, elde edilen veriler kullanılarak 10 yıl içinde ölüme neden olabilecek bir kalp ve damar hastalığı geçirme riski hesaplanmaktadır. Aile hekimlerimiz, kardiyovasküler risk değerlendirmesi sonucuna göre hastaların gerekli tedavilerini düzenlemekte, yaşam tarzı değişiklikleri konusunda danışmanlık yapmakta, gerekli hallerde Sağlıklı Hayat Merkezlerine ya da hastanelere yönlendirmektedir. Sağlıklı bir kalp için aile hekimine başvur, kardiyovasküler risk, değerlendirmeni yaptır, sağlıklı beslen, hareket et, sigaradan uzak dur" diye konuştu.

Editör: Barış Kılınçkıran