Hüseyin Kuzu yaptığı açıklamasında şu cümleler yer aldı, “Kastamonu Tarihin, maneviyatın ve Milli Mücadele ruhunun en güçlü kalelerinden biri. Ancak bakıyoruz ki, bu kadim şehirde yıllardır süren bir "rehavet perdesi" mevcut. Özellikle de kendini Milli Görüş davasının mirasçısı sayanların, bu kutlu mirası ne denli sahiplendiği, ne denli icraata döktüğü büyük bir muamma!
Milli Görüş demek; betonlaşmaya, rant ekonomisine ve küresel dayatmalara "Dur!" demekti. Peki, bugün Kastamonu’da ne görüyoruz?
Rant mı, Refah mı? Kaynaklar Kimin Cebine Akıyor?
Şehrin dört bir yanı, kısa vadeli çıkarlar uğruna feda edilen yeşil alanlarla, ruhsuz, kimliksiz binalarla doldu. "Erbakan Hoca"nın bize öğrettiği Adil Düzen, Önce Ahlak ve Maneviyat ilkesi, şehir planlamasından tutun da esnafın desteklenmesine kadar her alanda uygulanmalıydı. Oysa ki, Kastamonu'da yerel yönetimlerin icraatlarında rantiye kokusu buram buram geliyor.
Soruyorum: Şehrin yer altı ve yer üstü zenginlikleri, sadece belli zümrelerin cebini mi dolduruyor? Yoksa kaynaklar adil bir şekilde halka mı dağıtılıyor? Cevap ortada: Halk nefes alamıyor! Emekli, esnaf ve çiftçi borç batağında. Milli Görüş'ün ilk hedefi, üreten Türkiye'ydi. Kastamonu'nun bereketli toprakları neden hala atıl?
Ruhsuz Binalar, Savrulan Gençlik: Maneviyat Nerede?
Milli Görüş'ün asıl kalesi, gençlikti; ahlaklı, maneviyatlı ve ideal sahibi bir nesil yetiştirmekti. Peki bugün Kastamonu'nun gençleri hangi bataklıkta savruluyor?
Yerel yönetimler, milyarları betona gömerken, gençlerin ruhunu ve geleceğini ihmal etti! Boş zamanlarını tüketecek faizsiz, ahlaklı ve kültürel bir ortam sunulamadı.
Batı'nın çürümüş kültürüne karşı duruş sergilemesi gerekenler, maalesef bu çürümeye göz yumuyor. Gençlik; sanal dünyaya, Faiz,Alkol ve uyuşturucu vb kötülüklerle boğuşurken kolay tüketime ve anlık hazlara teslim edilmiş durumda. Bu, Milli Görüş'ün en temel değerlerine vurulmuş en büyük darbedir! Hani nerede o "Hak Geldi Batıl Zail Oldu" diyen ruh? Gençlerin eline sadece kağıttan diplomalar değil, çelikten bir karakter verilmesi gerekmiyor muydu?
Milli Görüş geleneğinden gelen partilerin Kastamonu siyasetindeki pozisyonu ise ayrı bir trajikomik durum. Ya büyük partilerin yedek lastiği olmayı kabul ettiler, ya da cılız bir muhalefet sesi olmaktan öteye gidemediler. Oysa Milli Görüş, iktidar olmaya, ülkeyi yönetmeye talip olan, cesur ve bağımsız bir davanın adıydı!
"Hakkı üstün tutmak için siyaset yapılır." - Merhum Necmettin Erbakan
Bugün Kastamonu'da "Milli Görüşçüyüm" diyen her parti ve her şahıs, bu sözün neresinde duruyor? Korkakça susmak ya da biat kültürüne teslim olmak, Milli Görüş'ün onurlu çizgisine asla yakışmaz! Sizler susarken, Kastamonu'nun gençliği ruhunu kaybediyor, şehir rantla boğuluyor!
Ancak biliniz ki, Asıl Fırtına Geliyor: Sandıkta Hesaplaşma Vakti
Kastamonu halkı, artık "idare eden" değil, "adaletle yöneten" bir kadro istiyor. Milli Görüş'ün sert, tavizsiz, ahlaklı ve özellikle gençliğe sahip çıkan siyaseti, bu şehrin en büyük ihtiyacıdır.
Kendini bu davanın neferi sayanlara son çağrımızdır: Kendinize gelin! Oyların peşinde koşarken, davanın ruhunu kaybettiniz! Kastamonu, rant siyasetinin, kültürel yozlaşmanın ve yorgun kadroların esiri olmaktan kurtulmalıdır.
Unutmayın; bu millet ne zaman dara düşse, "Yeniden Büyük Türkiye" idealini haykıran Milli Görüş vizyonuna sığınmıştır. 2018 yılında 45.000 kişi ile Ankara Arena'da büyük kongresini yapan Yeniden Refah Partisi, 16 Kasım 2025 Pazar günü 3. Olağan Kongresi’nde yüz binlerce kişiyi ağırlamayı hedeflemektedir. Bu şahlanışa, bu dirilişe her biriniz davetlisiniz!”





