Şenol’un, görüntülediği kuşlardan bazıları dünyadaki çevre örgütleri tarafından korunmaya alınan türler arasında yer alıyor.

Yaklaşık 10 yıldır Abana ve çevresindeki kuşları kayıt altına almaya çalıştığını ifade eden Mehmet Şenol, “İstedim ki kar, yağmur, çamur kimi zaman sıcak demeden berim arazide tanıştığım, birlikte olduğum bu dostlarımızla sizler de bu albüm vasıtasıyla tanışın. Bana bugüne kadar her konuda olduğu gibi bu albümün oluşmasında da destek olan aileme teşekkürü borç bilirim. Abana kuşlarını birlikte kayıt altına aldığımız, bir araya geldiğimizde sürekli kuşlardan konuştuğumuz, İskender Şengör, Nevzat Atkan, Serhat Çakıcı ve Güven Gürsoy’a, ayrıca kitabın basımında bana verdiği destek ve katkı için oğlum Alper Şenol’a ayrıca teşekkür ederim” dedi.

Abana’nın önemli bir göç rotası üzerinde olmasının bir çok farklı kuş türünün görülmesine olanak sağladığını da söyleyen Mehmet Şenol, “80’li yılların sonunda başlayan hızlı yapılaşma ile bir çok yeşil alan günümüzde yok olmuş durumda. Bu yüzden artık günümüzde Abana’da da kuşlara sık ve yoğun şekilde rastlayamıyoruz. Yapılaşma başlamadan önce Abana'da hemen hemen her evin bir bahçesi bulunuyordu. Bu bahçelerde meyveler ve bostanlar vardı. Çarşı merkezde şu an halk pazarının olduğu noktadan Ezine çayına kadar olan bölgede de tarım yapılırdı. Bu bahçelerde her türlü meyve ağacı bulunur; özellikle büyük alanlarda mısır yetiştiriciliği yapılırdı. Bahçelerin etrafında bulunan kavak ağaçlarının altına, tırmanıp büyümesi için üzüm fidanı dikilirdi. Mevsiminde kavak ağaçları boyunca kara üzümleri görmek mümkün olurdu. Göç dönemi binlerce sığırcık kuşu, kara bir bulut gibi gelir bu üzümler ile beslenirdi. Bu doğal ortam, yapılan tarım sonucunda oluşan bolca besin, diğer birçok kuş türünün de Abana'da uzun süre konuklamasına neden olurdu. 90'lı yıllara kadar Abana'da hemen hemen her erkek çocuğun elinde "Kuş Lastik” denilen bir sapan görmek mümkündü. Şimdilerde çoğumuza garip ya da vahşi gelse de Abana'da hem kuşların bolluğundan hem de zamanın yokluklarından olsa gerek çocuklarda bile bir avcılık kültürü oluşmuştu. O dönemlerde avcılık zevk için değil, genel olarak besin ihtiyacı için yapılıyordu. Şimdilerde olduğu gibi sıklıkla kırmızı etle, tavukla beslenmek mümkün değildi. O dönemlerde kuşların sadece etinden faydalanılmıyordu. Martıların, ördeklerin, kazların tüyünden balık tutmak için çapari yapılır, bıldırcınların kanatları sac üzerinde pişirilen bazlamaları fırça niyetine yağlamak için kullanılırdı. Kuşlarla tarih boyunca olan bu yaygın münasebet, Abana'da kuşlara diğer hiçbir yerde rastlamadığımız isimlerin verilmesine sebep olmuş. FİTNA, ÇİLİ, CAVGA bu isimlerden bazıları. Bu isimlerin çoğunun kökeninin ne kadar eskiye dayandığını tam olarak bilemiyoruz. Zaman içinde unutulmaması için albümümüzde bu isimleri de derledik” diye konuştu.

mehmet şenol

EZİNE DERESİ GÖÇMEN KUŞLAR İÇİN ÖNEMLİ

28 Kasım Salı Kastamonu hava durumu, bugün hava nasıl? 28 Kasım Salı Kastamonu hava durumu, bugün hava nasıl?

Ezine deresinin göçmen kuşlar için önemine de değinen Mehmet Şenol, bu konuda da şunları aktardı:

“Göçmen kuşlar, farklı mevsimleri farklı coğrafyalarda geçiren kuş türlerinden oluşur. Her sene dünyada 50 milyar kuşun göç ettiği tahmin edilir. Bunlardan 5 milyarı Avrupa ile Afrika arasında göç eder. Türkiye bulunduğu coğrafi konum itibari ile göçmen kuşlar için önemli göç rotaları üzerinde yer almaktadır. Özellikle süzülerek göç eden türler açısından, Afrika-Avrupa ve Afrika-Asya doğrultusunda küresel öneme sahiptir. Bazı türler, Türkiye üzerinden geçerek üreme alanlarına ulaşırken bazıları ise kışlamak ya da yaz aylarında üremek için Türkiye'de kalıyor. Türkiye'de gözlemlenen türlerin önemli bir kısmını göçmen kuşlar oluşturuyor. Göçmen kuşların bazıları az kanat çırpıp genelde süzülerek, bazıları ise sürekli kanat çırparak göç ederler. Süzülerek göç eden bireyler, karalar üzerinde oluşan ve termal olarak adlandırılan sıcak hava akımları aracılığıyla uzun mesafeleri minimum enerji harcayarak giderler. Bu kuşlar göç için karaları takip ederler Çünkü termaller sadece kara üzerinde oluşur. Deniz geçişleri için ise en kısa mesafe olan boğazları kullanırlar. Kanat çırparak göç eden türler ise deniz aşmak için mümkün olan en kısa rotayı kullanarak uçuş yaparlar. Abana konumu itibari ile Türkiye'nin Karadeniz kıyılarında karşı kıyılara en yakın noktada bulunmaktadır. Bu kısa mesafe dolayısıyla Abana, kanat çırparak göç eden kuşların kullandığı en önemli göç rotasının üzerindedir. Abana halkı olarak bıldırcın ve turna gibi kuşların göçü ile sık karşılaştığımızdan böyle bir rota olduğunu yıllardır biliyorduk. Ancak son yıllarda kuşlara olan ilgimiz ve yaptığımız gözlemlerde bu kuşlar dışında birçok farklı türün de göç esnasında Abana'yı kullandığını gördük. Bu esnada çok nadir türleri de Abana Kuş fotoğrafçıları olarak kayıt altına aldık. Türkiye'de 3000 civarında kuş gözlemcisi ve fotoğrafçısı mevcut. Bu türleri görmek için Türkiye'nin tanınmış kuş fotoğrafçıları zaman zaman ilçemize de geldiler. Özellikle su kuşları, deniz aşırı uçuş öncesi ve sonrası derelerin denize döküldüğü noktalarda beslenmek için konaklıyor. Göç rotası üzerinde olan Kastamonu kıyılarına baktığımızda Ezine Deresi farklı yapısı ile ön plana çıkıyor. Cide-Sinop arası denize dökülen tüm derelerde sadece Ezine deresinde doğal, sazlık ve ağaçlık bir ortam bulunuyor. Çünkü Ezine Deresi dışındaki tüm dereler hem ıslah çalışmaları hem de konum itibari ile şehir içinde kalmaları dolasıyla doğallığını yitirmiş durumdadır. Ayrıca doğrudan insan baskısı altında olduklarından bu derelerde kuşlar konaklayamıyor. İlçemizde bulunan Ezine Deresi, küçük bir alan da olsa milyonlarca yıldır kullanılan göç rotasının tam üzerinde yer alıyor. Bazı türler burada bir süre kalıp beslendikten ve yağlandıktan sonra yoluna devam ederken, bazı türler ise tüm sezon konaklayıp burada ürüyor. Ezine Deresi, bölgemizde kuşlar için son derece önemli bir alan olarak öne çıkıyor. Ayrıca Ezine Deresi "Dünya Doğa ve Doğal Kaynaklarını Koruma Birliği (IUCN)” tarafından "Nesli Tehdide Yakın" kategorisinde sınıflandırılan ve koruma altında olan su samurlarının da yaşadığı bir gölgedir. Su samurları hem biz hem de Kastamonu Doğa Koruma ve Milli Parklar yetkilileri tarafından Ezine Deresi'ne kurulan foto kapanlarca çekilen fotoğraflar ile kayıt altına alınmış durumdadır. Sonuç olarak Ezine Deresi ve çevresi. Hem kuşlar hem de diğer hayvanlar için önemi dolayısıyla mutlaka doğal hali ile korunmalı, suyu kirletilmemeli ve gelecek nesillere bu biyoçeşitlilik aktarılmalıdır.”

MEHMET ŞENOL KİMDİR?

1958 yılında Abana'da doğdu. İlk ve orta tahsilini Abana'da tamamladı. Liseyi İstanbul'da dışardan bitirdi, Abana'da ve İstanbul'da çeşitli işlerde faaliyet gösterdikten sonra yaklaşık 25 yıl Abana'da turizm alanında çeşitli yerlerde işletmecilik yaptı. Özellikle aktif iş hayatını bıraktıktan sonra fotoğrafçılığa olan merakı, onu doğanın içine itti. İlk başta dağlarda ve orman içlerinde yaban hayvanlarını fotoğraflayarak kayıt altına almaya başladı. Zaman içinde çevresindeki arkadaşlarının tavsiyesi ile kuş fotoğrafçılığına yöneldi. Fotoğraf sevgisinin ağır basmasıyla 2019 yılında sınavlara girerek Erzurum Atatürk Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü'nü kazandı. 2021 yılında bildiklerine birçok bilgi katarak başarıyla mezun oldu.  2014 yılından beri Kastamonu çevresi ve özellikle Abana Ezine deresinin kuşların en önemli göç yolu üzerinde olması sebebi ile birçok türü kayıt altına alma fırsatını yakaladı. Ezine deresinin kuşlar için çok önemli bir dinlenme, beslenme ve üreme yeri olduğunu gözlemleyerek çalışmasını bu bölgede yaptı. Ezine deresi adeta ikinci evi oldu. Kuş gözlemleme ve görüntüleme dışında Ezine’nin doğal ortamının bozulmaması için büyük mücadeleler verdi. 

(Erhan VEREN)

Kaynak: Erhan VEREN