İşte Cuma hutbesinin İsrail boykotu çağrısı yapılan kısmı şu şekilde; 

“Beratımızı alanlardan olabilmek için Kur’an ve sünnetin tarif ettiği bir mümin olmaya gayret edelim. Rabbimizin emirlerine hakkıyla tabi olalım, yasaklarından var gücümüzle sakınalım. Her türlü kötülükten, haksızlıktan ve adaletsizlikten uzak duralım. Kırılan kalpleri onaralım, küskünlük ve dargınlıkları sonlandıralım. Üzerimizde hakkı bulunanlarla helalleşelim. Mazlum ve kimsesizlere el uzatmaya, haklı davalarında onların yanlarında olmaya, zalimlere ve destekçilerine karşı boykotu sürdürmeye devam edelim.”

Gazze ve Doğu Türkistan için dua edildi. İşte hutbeden o kısım;

"Berat Gecesi, aynı zamanda dua gecesidir. Dua, kulluğun ve ibadetin özüdür. Dua, hayatın zorlukları karşısında bizlere direnme gücü veren eşsiz bir nimettir. Dua, kulun halini Rabbine arz etmesi, acziyetini kabul etmesi, O’nun lütuf ve inayetine sığınmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de اُدْعُون۪ٓي اَسْتَجِبْ لَكُمْۜ “Bana dua edin, ben de duanızı kabul edeyim.” diye buyrulmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise Berat Gecesinde Cenâb-ı Hakk’ın kullarına şöyle nida ettiğini haber vermektedir:  “Benden bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Belaya düçar olan yok mu, ona afiyet vereyim!" Öyleyse bu kutlu gecede karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek, Rabbimize içtenlikle dua edelim. Anne ve babamızın, eş ve çocuklarımızın; akraba, komşu ve dostlarımızın sıhhat ve selameti için Rabbimize niyazda bulunalım. Devletimizin bekası, milletimizin huzuru, ümmet-i Muhammed’in birlik ve beraberliği için Allah’a yalvaralım. Başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere dünya üzerinde zalimlerin zulmü altında inleyen kardeşlerimizden kavli ve fiili dualarımızı eksik etmeyelim."

Editör: Ercan Çatal