Kastamonu Belediyesi Haziran ayı meclis toplantısının ilk oturumu, uzun süredir kamuoyunun gündeminde olan belediyeye ait özel hastane ruhsatı tartışmalarına sahne oldu. CHP Belediye Meclis Üyesi Nurullah Şahin’in kapsamlı açıklamalar yaptığı toplantıda, Belediye Başkanı Hasan Baltacı da geçmiş döneme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. AK Parti Meclis Üyesi Mehmet Naci Terzi ise ruhsatın devrine ilişkin farklı bir bakanlık yazısını gündeme taşıdı.
"BAŞKA ÇAREMİZ YOKTU"
CHP’li Meclis Üyesi Nurullah Şahin, önceki Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu’nun “110 milyonluk ruhsatı 18 milyona aldık, 92 milyon kazandırdık” açıklamasına yanıt verdi. Ruhsat meselesinde doğrudan görev aldığını belirten Şahin, Belediye Başkanı Hasan Baltacı’nın kendisine üç kırmızı çizgi çizdiğini vurguladı:
-
Süreç şeffaf yürütülecek.
-
Ruhsat Kastamonu’da kalacak.
-
Ruhsat alınan bedelin altında satılmayacak.
Belediyenin ağır borç yüküyle karşı karşıya olduğunu dile getiren Şahin, yeni bir hastane açmanın mümkün olmadığını ve tek seçeneğin ruhsatın devri olduğunu söyledi. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın 2014 tarihli yönetmeliği gerekçe göstererek, “faal olmayan hastanelerin ruhsatı devredilemez” görüşünü bildirdiğini aktardı.
“Bakanlık, ‘Önce hastaneyi açın, sonra satabilirsiniz’ diyor. Başkanımızın ‘Bakanlık izin vermezse bu ruhsat bir kâğıt parçasıdır’ sözü bu durumu özetliyor,” diyen Şahin, satışın mümkün olmadığını belirtti. Ruhsatın aktif edilmeden ikinci kez devredilemeyeceğini ifade ederek, “Popülist davranmıyoruz. Kastamonu’yu borca sokmadan bu sorunu çözeceğiz,” dedi.
AK Parti Meclis Üyesi Mehmet Naci Terzi’nin, “2014’ten önce ruhsatlandırılan hastanelerin devrinde engel yok” yönündeki bakanlık yazısını gündeme taşımasına yanıt veren Baltacı, “Söz konusu ruhsat zaten bir kez icra yoluyla devredilmiş. Yönetmelik açık. Tekrar devredilemez deniyor” dedi.
DEVİR MÜMKÜN, GEREKİRSE KİRALANABİLİR
AK Parti Meclis Üyesi Mehmet Naci Terzi ise ellerinde Bakanlık’tan gelen ve ruhsat devrinin önünü açtığını düşündükleri bir yazı olduğunu belirtti. “Ruhsat tarihi 24 Nisan 2012. Bu durumda satılmasına engel yoktur” diyen Terzi, söz konusu yazının fotokopisini paylaşmaya hazır olduğunu belirtti. Terzi, “Ruhsat belediyeye gelir sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
Şahin ise Terzi’nin gündeme getirdiği yazıya tekrar bakacaklarını belirtti. “Bir yöntem arıyoruz, bulacağız inşallah,” dedi.
BAŞKAN BALTACI: “HASTANE 2014'TE SİYASALLAŞTIRILDI”
Belediye Başkanı Hasan Baltacı ise geçmiş döneme dikkat çekti. Başkan Baltacı sürecin siyasi geçmişini hatırlatarak konuya dair şu ifadeleri kaydetti:
"Ama burada şunu belirtmem lazım. Şimdi hafıza diye bir şey var, arkadaşlar. Bu hafızayı küçümsememek lazım. Hele hele milletin hafızasını hiç küçümsememek lazım. Elbette ki sizler AK Parti'nin yeni belediye meclis üyesisiniz. Ama AK Parti 2002'de kuruldu. 2002'den 2025'e kadar AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Şimdi siyasette süreklilik vardır, siyasette tutarlılık vardır.
Bu hastanenin krize girmesiyle ilgili meseleyi uzun uzun anlatacak değilim. Ama gönül isterdi ki Özel Uğurlu Hastanesi’nin ruhsatı ve kendisi keşke siyasallaşmasaydı. İlk defa ne zaman siyasallaştı, biliyor musunuz? Az önce Sayın Naci Terzi diyor ya, “AK Parti olarak biz bu hastanenin Kastamonu’ya kazandırılmasını istiyoruz.” Bu hastane ilk ne zaman siyasallaştı, biliyor musunuz? 2014’teki yerel seçimlerden önce Sayın Erdoğan Kastamonu’ya geldiğinde, aynı otobüste Sayın Babaş vardı. Hastaneyi işaret ettiler. Sırf seçimi kazanmak için dediler ki: “Seçimi kazanırsak bu hastaneyi açacağız.” sözünü verdiler.
Şimdi, o gün Sayın Erdoğan dedi ki: “Bu hastaneyi açacağız.” Üzerinden 11 sene geçti. Siz hâlâ diyorsunuz ki: “Hastaneyi Kastamonu’ya kazandıracağız.” Ne yaman çelişki!
Sizin belki o gün siyasette aktif göreviniz olmayabilir ama her siyasi partinin bir hafızası olmalı. O geçmişi bilerek konuşmakta bence yarar var. 11 yıldır bu söz tutulmadı.
Hatta 2020’de pandemi döneminde hastane ihtiyacı çok fazla yoğunlaşınca, özellikle yoğun bakım ünitelerine çok fazla ihtiyaç olunca burada bir toplantı yapıldı. Belediye başkanı, ticaret odası başkanı, milletvekilleri geldiler, bir toplantı yapıldı. Ben de o zaman milletvekili görevindeyim. Katıldım toplantıya. Herkes bir şey söyledi. Dedim ki: Çok basit. Ya koca bir iktidar var. İşinize geldiğinde hastane yapmak yerine müteahhitin yaptığı hastaneye milyonlarca, milyarlarca kira ödeyip hastane binası alıyorsunuz. Bu hastaneyi kamulaştırın. Hazır pandemide varken elimizde bir hastane daha olsun, dedik.
Hayır efendim, bu hastaneyi kamulaştıramayız, dediler. O kadar basit bir işlemi, acele kamulaştırmayla bir ayda, iki ayda bitebilecek bir işi — ve şehrin, ülkenin en fazla hastaneye ihtiyacı olduğu dönemde — o işlemi yapmamışsınız. Erdoğan söz vermiş, pandemi olmuş, kamulaştırma gibi seçenekleriniz var. Ya şehir hastanelerini özelleştirdiniz, piyasaya devrettiniz. Yapabilirdiniz bunları. Yapmadınız.
Şimdi de diyorsunuz ki: “Temmuz’a kadar çalışacağız.” Biz de diyoruz ki: Bu hastaneyle çalışın. Can baş üstüne. Taş olun, başlayalım. Bir şey dediğimiz yok size. Ama yazı ortada. Bizim görüşmelerimiz de ortada.
Derse ki Sağlık Bakanlığı: “Bunun tekrar ihaleye çıkıp devrinde herhangi bir sakınca yoktur.” — ki yazıda bunu söylemiyor — biz Kastamonu’da kalması için devretmeye, satmaya hazırız. Ama siyaset hem samimiyet ister, hem tutarlılık ister, hem de keskin bir hafıza ister, arkadaşlar.
Bu hastanenin siyasallaşmasının sebebi, Tahsin Babaş’ın 2014 seçimlerini kazanabilmesi için Erdoğan’ın verdiği “Bu hastaneyi açacağız” sözüdür arkadaşlar. Bunu hiç kimse unutmayacak. Bunu Kastamonulular unutmayacak."