Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, sektör toplantısına katıldı.

Rıfat Ilgaz Kültür Merkezinde gerçekleştirilen toplantıya AK Parti Kastamonu milletvekilleri Serap Ekmekci, Halil Uluay, AK Parti Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, STK temsilcileri ve turizmciler katıldı. 


Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bakan Ersoy, “Kastamonu, ben geziyorum, çok güzel bir turizm şehri olabilir. Zaten bir turizm şehriniziniz ama hak ettiğiniz payı alamıyorsunuz. İnşallah bu çalışmaları bu yeni dönemde biz hak ettiği yere Kastamonu’yu hızlı bir şekilde getirebiliriz. Çünkü fazlasıyla potansiyeliniz var, imkanlarınız var. Zoru başarmışsınız, okyanusu geçmişsiniz, dereyi geçmek kalmış. Onu da el birliğiyle geçeceğiz” dedi.


“SEZONU 12 AYA ÇIKARMAK GEREKİYOR”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıklamaları şöyle:
“Bu hedeflere ulaşmak için yapmamız gereken daha çok iş var. Öncelikle klasik turizm kentlerimizin yanı sıra 81 vilayetimize, Anadolu’muzun tüm köşelerine turizm yaymamız gerekiyor. Sadece yerli turiste değil, yabancı turiste de yaymak gerekiyor. Sezonu 12 aya çıkarmak gerekiyor. Turizm sektörünü sezonluk olmaktan çıkarıp, 12 ay çalışan bir sektör haline getirmemiz gerekiyor. Yeni yeni ürünler sahaya koymamız gerekiyor. Yeni yeni ürünleri de eve sokmamız gerekiyor ki. Bakın son 5 yılda, eskiden 5 yıl önce, 10 yıl önce Türkiye sadece deniz, kum, güneşler ön plana çıkıyordu. Bir kısım kültür turlarıyla ön plana çıkıyordu. Ama baktığınız zaman 2-3 tane ana ürünü vardı. Şimdi 60'dan fazla ürünle Türkiye turizm sahasına çıkmış durumda. Bugün 200'den fazla ülkede tanıtım yapıyoruz. Bakın dünyada en etkili, en yoğun tanıtım yapan ülke Türkiye. Şimdi de bu gücümüzü, kullanarak bütün şehirlerimizin turizm pastasından pay almasını istiyoruz.”
“POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK OLAN BİR ŞEHİRDEN BAHSEDİYORUZ”
 “Kastamonu farklı beyliklere ev sahipliği yapmış, tarihi ve kültürel eserleriyle ön plana çıkan büyük şehrimiz. Aslında sahil şeridiniz de var. Karadeniz'e cephemiz de var. Bir bakıma sezonumuz kısa da olsa. Deniz, kum, güneşimiz de var. Gastronomimiz var. Baktığınız zaman doğanız, mağaralarınız, yaylalarınız var. Hem arkeolojik değerleriniz var, hem doğanınız var, hem sadece deniz, kum, güneş, hem gastronomi, inanç turizminiz de kuvvetli. Baktığınız zaman her türlü esere ev sahipliği yapıyorsunuz. Potansiyeli çok yüksek olan bir şehirden bahsediyoruz. Önemli olan ne? Bu potansiyelin, farkındalığının tüm dünyada, başka ülkemiz olmak üzere tüm dünyada farkındalığının sağlanmasını gerçekleştirmemiz gerekiyor.”

Bakan Ersoy hak ettiğiniz payı alamıyorsunuz


“YEREL YÖNETİMLERLE KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI 
BİR ŞEKİLDE İÇ İÇE, EL ELE ÇALIŞMASI GEREKİYOR”


“Tabi turizm sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çabalarıyla olacak bir sektör değil. Turizm söz konusu olduğu zaman yerel yönetimlerle Kültür ve Turizm Bakanlığı bir şekilde iç içe, el ele çalışması gerekiyor. Yani varlıklarımız, belediyelerimiz, ilgili kurumlar, bakanlığımız, sektör temsilcisi olan sizler, sektörün paydaşları hepimize el ele vererek, kalp kalbe vererek, omuz omuza vererek konsantre olup bir şekilde, doğru, planlı, programlı bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Zaten bu sebeple belki basından takip ediyorsunuzdur, konuşmalarım da her seferinde vurguluyorum. Biz başta Büyükşehir Belediye Başkanlarımız olmak üzere belediye başkanlıklarımızdan yazı yazdık. Büyükşehir Belediyelerine. Ve dedik ki turizm master planlarınızı bize gönderin, hazırlayın acilen, yoksa. Biz aslında sorunun cevabını da biliyoruz. 30 tane Büyükşehir Belediyesi var Türkiye'de. En fazla 4'ünden veya 5'inden cevap gelecek. Çoğunun turizm master planı yok. Yapılması gereken, izlememiz gereken yol var. Yapılması gerekenler var. Bunları doğru planlı programlı bir şekilde yaparsanız sonuca gidebilirsiniz. Çünkü turizm dediğiniz zaman tüm dünya ülkeleri sizin potansiyel misafiriniz ama aynı zamanda tüm dünya ülkeleri sizin potansiyel rakibiniz. Herkes bu pastadan mutlu olmak istiyor. Biz Türkiye olarak bir pay almak istiyoruz. Türkiye'nin 81 vilayeti bu pastadan, Türkiye'ye gelen turistler bir pay almak istiyoruz. O yüzden şehir şehir, ilçe ilçe çalışmamız gereken bir durum söz konusu.”

“BAŞKANLAR GEÇİCİ, VEKİLLER GEÇİCİ”

“Ben burada Tahsin Başkan'a teşekkür ediyorum. Birkaç ay önceden bana geldi zaten kendisi ‘Turizm master planı ile ilgili çalışmaları yapabilir miyiz’ dedi. Sizlerden de ricam, ‘Turizm master planınız var mı? Turizm Master Planı'na ilgili bir çalışmanız olacak mı?’ diye lütfen belediye başkan adaylarınıza sorun yani turizmden pay almak istiyorsanız, bu bir koordineli bir şekilde gitmek zorunda. Başkanlar geçici, vekiller geçici... Bu belli bir sürelerden sonra bayrağı yerimize gelen arkadaşlarımıza devredeceğiz. Bunun için 50 yıllık Turizm Master Planı yapılması gerekiyor. Biz sizin kültürlü varlıklarınızı, arkeolojik değerlerinizi, potansiyel yerlerinizi, doğal, gastronomi vesaire noktalarınızı tespit ederiz. Bunları tanıtırız tüm dünyada. Başta Türkiye varsa tüm dünyada tanıtırız. Size turisti getirdiği zaman gelen turistin hizmet alması gerekiyor. Mutlu dönmesi gerekiyor. Yerine yeni turistlerin gelmesini sağlaması gerekiyor. Bu da devreye, büyükşehir devreye gidiyor. Yani sizin potansiyel olan noktalarınızı belirledikten sonra, konaklama tesislerine ne kadar ihtiyacınız var, bunların hareketliliği, , altyapı yatırımlarına ihtiyacı var mı, üst yapı yatırımlarına ihtiyacı var mı? Yani temiz su, atık su, temizlik gibi. Veya yollarla birbirine bağlanması gerekiyor. Başkanımızın da söylediği gibi, Sokak sağlıklaştırma, cadde sağlıklaştırma, hatta meydan sağlıklaştırma çalışmalarının yapılması gerekiyor. Yani belli meydanlara sağlıklaştırılıp, bunların belli konseptlerle içini doldurulması gerekiyor. İşte gastronomi gibi, kültürel etkinlikler gibi, inanç etkinlikleri gibi, yani o şehrin özellikleriyle alakalı. İşte bütün bunlar aslında büyükşehir belediyelerinin ve belediyelerin asli konusu. Yani Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın asli konusu değil. Tabii ki biz bu master planlar hazırlanırken belediyelerimizle hazırlama aşamasında akademisyenler oluyor, STK'lar oluyor, ilçe belediyeleri oluyor ve belde belediyeleri oluyor ve bakanlık yetkilileri oluyor. Turizm Geliştirme Ajansı da işin içine de yer alıyor. Bir de çok fazla potansiyelinizde olduğunu göreceksiniz. Çalışma yapıldığı zaman tabi sınırlı kaynak var, sınırsız potansiyel var. Hepsini aynı anda gerçekleştirmeniz mümkün değil. O zaman ne yapıyoruz? Turizm master planında bir türlü önceliklendirme yapıyoruz. Yani önce bunlar yapılacak sırasıyla, sonra bunlar, sonra bunlar. O zaman her kurum biliyor, önce nereye destek atacak, nereye yapacak. Böylelikle koordineli bir şekilde şehir turizmi konusunda 20 yılda yol alacağı yolu 3-4 yıl içinde alıp tam bir turizm kenti oluyor.”

“KASTAMONU İÇİN NEDEN OLMASIN?”

“Ayrıca Hatay Antakya'da başlattığımız bir çalışma var. Benzer bir çalışmayı burada da yapabiliriz. Antakya'da biliyorsunuz ekranda etkilenen kültür varlıkları var. Özellikle 357 hektarlık bir bölümün planlama ve indi inşa etkileri bakanlığımıza da iletildi. Biz orada mülkiyeti, kamuya ait olanları zaten ilgili kamu kurumlarıyla konuşarak ve bakanlığımızla olarak, vakıflar olarak biz devralıp hızlı bir şekilde ayağa kaldırmaya başladık. Ama mülkiyeti özel şahısta olanlar için de bir hibe programı başlattık. Yerinde, restorasyonla ilgili. Onlara da yüzlerce başvuru şu anda geldi. Muhtemelen 3 bin civarında bir başvuru almayı düşünüyoruz. Çok ciddi hibe destekleri yaparak Antakya'yı bir müze şehir haline getirmekle ilgili adımları attık. Şimdi aynı şey Kastamonu için neden olmasın? Yani yeter ki şehirde niyet olsun, istek olsun, heves olsun. Biz zaten istediğimiz şey bu. Biz dünden hazırız. Bu beş yıl içerisinde çok önemli kazanımları sağlayabileceğimiz bir dönem.  Ehil olduğunu güvendiğiniz ehil ellere yönetimi vermemiz gerekiyor. Niye vermemiz gerekiyor? Biz Ankara hem bakanlıklar olarak, ilgili kurumlar olarak hem de yerel yönetimler olarak uyumlu, istekli, hırslı bir çalışma temposuyla şehirlerimizi turizmden istenilen oranda pay almasını sağlayabiliriz. Bu da Kastamonu gerçekten potansiyeli çok fazla olan az potansiyeli var da turizme kazandırabilir miyiz diye uğraşacağımız bir yerde çok fazla potansiyeli olan artık bu da hatırı sayılır sektör olabilecek bir şehir.” 
 

Editör: Ercan Çatal