Ayasofya’nın restorasyonunu üstlenen Kastamonulu iş insanının sahibi olduğu firma, sosyal medyada hedef gösterilen görüntülerle yeniden tartışmaların merkezine yerleşti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, iddiaları net biçimde yalanladı. Açıklamalarda, Ayasofya’da kullanılan araçların yapıya zarar vermediği, özel olarak hazırlanan çok katmanlı zemin üzerinde bilimsel raporlarla belirlenen güzergâhta ilerlediği vurgulandı.

“Zemin tahrip edildi” iddialarına bilimsel yanıt
İletişim Başkanlığı, sosyal medyada yayılan görüntülerin ardından yaptığı açıklamada, restorasyon sürecinin 2023’te başladığını ve Bilim Heyeti ile Koruma Kurulu’nun teknik onaylarıyla yürütüldüğünü hatırlatarak şu bilgileri paylaştı:
-
Ana kubbenin kurşun kaplamalarının yenilenmesi ve mevsimsel koşullara karşı korunması için geçici çelik konstrüksiyon kurulmasına karar verildi.
-
Bu sistemi taşıyacak 43,5 metre yüksekliğindeki dört kolon, cami içinde ibadeti engellemeyecek şekilde bilimsel hesaplarla yerleştirildi.
-
İş makinelerinin ilerlemesi için zemin statik testleri, georadar taramaları, zemin sınıfı analizleri yapıldı.
-
Zeminin taşıma kapasitesi m² başına 25 ton, kurulan çok katmanlı sistemin kapasitesi ise m² başına 30 ton olarak belirlendi.
-
Restorasyonda kullanılacak en ağır aracın zemine binen yükü yalnızca 6 ton.
Açıklamada ayrıca mermer döşemeleri korumak için prekast, ahşap karkas, keçe, kum, XPS ve sac tabakalardan oluşan yedi katmanlı bir zemin hazırlandığı ve iş makinelerinin egzozunun özel emicilerle filtrelendiği bildirildi.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Ahmet Güleç: “Bu platform vinçleri güvenle taşıyor”
Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç, vinçlerin içeri alınmasına yönelik tartışmalara açıklık getirerek çalışmalarda risk oluşturacak hiçbir uygulamanın yapılmadığını vurguladı:
“20-25 metre yüksekliğe kadar küçük vinçlerle ilerledik. Ancak 25 metreden sonra bu mümkün olmadı ve vinçleri içeri almak zorunda kaldık. Şu anda bulunduğumuz platform bu vinçleri güvenle taşıyacak şekilde hazırlandı.”
Güleç, iskelelerin dışarıda hazırlanıp blok halinde içeri alındığını, böylece kaynak işlemlerinin yapılmaması sayesinde yapının daha iyi korunduğunu ifade etti.
KASTAMONULU O FİRMA YENİDEN GÜNDEME GELDİ
Ayasofya’daki görüntüler, restorasyon firmasının ismine dikkat çeken kullanıcılar tarafından sosyal medyada yoğun biçimde paylaşıldı. Bahsi geçen firma, daha önce Nasrullah Camii ve Şeyh Şaban-ı Veli Camii restorasyonlarını yürütmüş; özellikle Nasrullah Camii’nde yapılan çalışmalar bazı kesimlerce tartışılmıştı.
Bu geçmiş nedeniyle Ayasofya’daki fotoğraflar kısa sürede Kastamonu kamuoyunda da yankı buldu. Resmi kurumların peş peşe yaptığı açıklamalar, iddiaların gerçeği yansıtmadığını netleştirdi.
"BİLİMSEL YÖNTEM İZLENİYOR"
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün duyurusunda, yapılan işlemlerin tamamen deprem güvenliği odaklı olduğu ve Ayasofya’nın gelecek nesillere sağlam aktarılsın diye yürütüldüğü kaydedildi.
Yetkililer: “Hiçbir çalışma, tarihi yapıya zarar verecek şekilde yürütülmüyor. Aksine, uluslararası koruma ilkeleri doğrultusunda bilimsel raporlarla desteklenen bir yöntem izleniyor.” ifadelerini kullandı.




