Dışarıdan bakınca adeta bir teknoloji müzesine benzeyen tamirhanesinde geçmişten günümüze birçok teknolojik ürüne ev sahipliği yapan Kastamonulu Veysel Karakaya, ilmi, bilgisi ve tecrübesiyle kimsenin olmaz, yapamaz dediği şeyleri basit bir şekilde gerçekleştirerek insanları şaşırtıyor.

50 yılı aşkın süredir elektrikçilik yapan ve bu işte çok sayıda çırak yetiştiren 70 yaşındaki Karakaya, tamirhanenin temel taşı haline gelmiş ve antika sayılabilecek birçok teknolojik aletlerle görenlere geçmişten günümüze adeta nostalji yaşatıyor.

Okul döneminde öğretmenleri tarafından bazılarının ezberi çok iyi dendiği bazılarının o kadar olmaz dediği Veysel Usta bir okuyuşta bir sayfayı ezberleyebildiğini söyledi.

17 yaşındayken bir elektrikçi ustasının yanında çırak olarak bu işe başlayan Karakaya, ilk günden itibaren ustalık derecesinde bir iş başardığını ve ustasının yaptım demesine rağmen ‘Daha dün geldin nereden bileceksin bu işi’ diyerek inanmadığı Karakaya’nın hayat boyu başından geçen olaylar adeta bir film gibi.

BU TAMİRHANEDE YOK YOK

Tamirhanenin dokusunu oluşturan ve görenlere nostalji yaşatan antika sayılabilecek ürünler; bazılarının unutup bıraktığı, bazılarının hediye olarak getirildiği ve bazılarını işime yarar diyerek para verip aldığı ürünler tamirhaneyi ilgi çekici hale getiriyor.

Karakaya, geçmişten günümüze kadar yığılıp kalan ürünleri kaldırıp atamadığını ve değerlendirmek istediğini anlattıktan sonra bu konuya Mehmet Akif Ersoy’un şu şiiriyle anlatıyor;

“Yıkmak insanlara yapmak kadar kıymet mi verir?

Onu en çolpa herifler de emin ol becerir

Sade sen gösteriver işte budur kubbe diye

İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye

Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman

Bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan”

Veysel Usta, bugüne kadar birçok çırağın ustası oldu. Kendisinin yanında bir yıl sabredip çalışabilen çıraklarını çok yüksek maaş vererek başka iş yerlerinin hemen kaptığını ifade ederek; “Benim yanımda bir yıl dayanabilen insan profesör oluyordu, normal değil derlerdi” dedi.

YÜKSEK VOLTAJ ELEKTRİK ÇARPMASI DAHİ ONU PES ETTİRMİYOR

Mesleğini çok severek yapan Veysel Usta’nın inadı inat. Kendisini elektrik direğinin tepesinde tamir yaparken yüksek gerilim hattının çarpmasına rağmen sırf bırakıp gitti, işi yarıda bıraktı gitti demesinler diyerek tüm riskleri göze alıp işini yarıda bırakmadığını söyledi. Mesleğin zorluğundan da bahseden Karakaya, hilti tamir ettiğini, tamir sonrasında test etmek amacıyla çalıştırdığı hiltinin kendisini tamirhanede döndürerek fırlattığını ve feci şekilde yaralandığını anlattı. Fakat çocuklarının bu işi çok sevmediğini ve kendisinden sonra devam edip etmeyeceğini bilmiyor.

ÖYLE BİR DERS VERDİ Kİ..!

Karakaya, hayatı boyunca bakırcılık, demircilik, kalaycılık, su tesisatı ve berberlik mesleklerini denediğini fakat bu işlerden hiçbirinden keyif almadı. Bu işlerin gözüken bir iş olduğunu, elektrikçiliğin ise gözükmeyen bir meslek olduğunu söyleyen Karakaya bir anısını anlattı; “Bir defasında bir müşteri geldi. Muhabbet esnasında gözünün görmediği hiçbir şeye inanmadığını söyledi. Ben de dünyada gözükmeyen birçok şey olduğunu ve bunlardan bazılarının cinler, melekler olduğunu söyledim. O da görmediğim hiçbir şeye inanmadığını tekrar dile getirdi. O esnada benden istediği anahtarı ona uzatırken anahtar çalıştığımız tellerin arasına düştü. Anahtarı almak için tellere değdiği anda kendisini elektrik çarparak adamı silkeledi. Tellerde elektrik olduğunu söyledi ve ben de nerede göster dedim. Ellerimde eldiven olduğu için tellerden anahtarı aldım ve anahtarı verdim. Sonrasında gözümle görmediğime inanmam diyordun ne oldu? İşte bu elektrik gibi gözükmeyen şeyler de var dedim. Bu adama bir ders oldu” diye konuştu.

AMERİKALI PROFÖSÖRLERE REST ÇEKTİ

Bir dönem çalıştığı yerlerden birinde Yüksek Elektrik Mühendislerinin yapamaz, bu iş olmaz dediği iş üzerine ‘Ben yaparım, basit iş’ diyerek mühendislerle maaş üzerine iddiaya girdi. İş başına koyulan Karakaya, iddiayı kazandığını ve bu olay üzerine mühendislerin istifa edip gittiğini söyledi.

Olay üzerine Amerikalı profesörlerin kendi taraflarına almak istediğini söyleyen Karakaya; “Ben sizi emrinize girip eğilip, bükülüp de efendim buyurun diyemem. Hristiyan emrine giremem, ben Oğuz Kağan neslindenim” diyerek cevap verdiğini ve 3 profesörün kendisini inceleme altına aldıklarını aktardı.

BAŞINA GELENLER, PİŞMİŞ TAVUĞUN BAŞINA GELMEZ

Bir dönem çalıştığı yerde elektrik çarpması sonucunda yüksek yerden düşerek bayıldığını söyleyen Karakaya’nın başına vatandaşlar öldü sanıp toplandı. Kendine gelerek vatandaşlardan yarım bıraktığı işi tamamlamak adına pense istediğini söyleyen Karakaya’nın azmi şaşırtacak cinsten.

Kaynak: TV366