Karayılan, yaptığı yazılı açıklamada, bu görüşmelerin kimlerle, hangi amaçla ve hangi şartlarda yapıldığına dair resmi bir bilgilendirme yapılmadığını belirterek, “Oysa bu toplantıların ayrıntılarını Kandil’deki teröristler, İmralı’daki bebek katili biliyor; ancak bu vatanın 86 milyonu bilmiyor” dedi.
Başkan Karayılan'ın açıklamalarının tamamı şöyle oldu:
"Son günlerde kamuoyuna “kapalı toplantı” olarak yansıyan, ancak içerikleri ısrarla gizli tutulan görüşmeler yapılmaktadır.
Bu görüşmelerin kiminle, hangi amaçla, neyin karşılığında ve hangi şartlarda gerçekleştirildiğine dair tek bir resmi açıklama yapılmamaktadır.Oysa görüyoruz ki, bu toplantıların ayrıntılarını Kandil’deki teröristler biliyor…
İmralı’daki bebek katili biliyor…
Ama bu vatanın 86 milyonu bilmiyor.Bu durum, demokrasinin en temel ilkelerinden biri olan şeffaflık ilkesine tamamen aykırıdır.
Demokrasilerde halk, sadece seçim günü sandığa giden bir kitle değil; yönetim süreçlerinin asli ortağı, her kararın muhatabı ve denetleyicisidir. Halktan saklanan bilgi, halktan koparılmış irade demektir.“Milli irade” demek, milletin onayı ve bilgisiyle hareket etmek demektir.
Kapalı kapılar ardında alınan kararlar, millet iradesinin yok sayılmasıdır.
Şeffaflık ve demokrasi nutukları atanların, iş uygulamaya geldiğinde bu kavramları hiçe sayması, halkın aklıyla alay etmektir.Kamuoyunun bilgilendirilmediği, hesap verilebilirliğin olmadığı, sadece dar bir çevrenin bildiği görüşmeler; ister istemez soru işaretlerini artırmakta, toplumda güven erozyonuna neden olmaktadır.
Bu güven kaybı, yalnızca yönetenleri değil, devletin bütün kurumlarını ve demokrasinin temelini sarsar.Unutulmamalıdır ki; milletimiz sessizliğini onay olarak değil, sabır olarak kullanır.
Bu sabır, günü geldiğinde, sandık başında veya toplumsal irade beyanında en net cevabı verir.
Halktan saklanan her karar, er ya da geç milletin huzurunda hesap konusu olur.Şeffaflık ve demokrasi, sadece seçim meydanlarında kullanılan sloganlar değil; her gün, her karar, her adımda uygulanması gereken bir yönetim anlayışıdır.
Bugün gizlenen, yarın mutlaka ortaya çıkar.
Ve o gün geldiğinde, milletimiz gerçeğin peşinde olacak, hesabını soracaktır."
