En eski film, 1953 yapımı “KATİL” filmi ve başrol oyuncusu Ayhan IŞIK olmuştur.

Filmin yönetmeni Lütfi Ömer Akat, başrollerde Ayhan Işık’ın yanı sıra Gülistan Güzey, Neriman Köksal, Turan Seyfioğlu, NubarTerziyan, Mualla Sürer gibi dev isimler yer almakta.  Filmin ana teması haksız yere Sinop Cezaevine atılan filmin başkarakteri Ayhan Işık, buradan kaçarak İstanbul’a ulaşma çabası ve ismini temize çıkarma çabası üzerindir. Filmin Sinop’tan kaçış ve İstanbul’a ulaşma çabası senaryodan bağımsız, yönetmen Lütfi Ömer Akat’ın hoşuna giden yerlerde spontane çekilmesiyle de ilginç bir yanı vardır.

Ayhan Işık hapishaneden kaçtıktan sonra zorlu bir süreçle ilk olarak Kastamonu’ya gelir. Filmde, Kastamonu görüntüleri Saat Kulesi’nden panoramik kamere geçişi ile başlar. Daha sonra çarşı içine inerek oduncular pazarı gösterilir. Buradan Nasrullah Cami önünde oturan çarlı kadınlar ve şadırvanın görüntüsü verilir. Buradan eski otogara geçen Ayhan Işık bir İstanbul otobüsünde yer bulur ancak kendisi otostop yaparak başka bir araçla yola çıkar. Ilgaz civarında jandarmanın yol kontrolü yapmasından dolayı Işık, araçtan ayrılarak yaya vaziyette kaçmaya çalışır ve buradaki Ilgaz görüntüleri ile filmdeki Kastamonu görüntüleri sona erer.

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Sonrasında ise 1961 yapımı film, “SEPETÇİOĞLU”

1961 tarihli film, Sadi Yaver Ataman’ın senaryosu (aynı zamanda müzikleri de) ve İhsan Sedat’ın yönetmenliğinde çekilmiş; filmde Çolpa İlhan, Yılmaz Duran ve Diclahan Duran başrolleri paylaşmıştır. Filmin konusu bugün İhsangazi ilçesindeki Sepetçioğlu Osman Efe’den alınmış ancak filmde sevgilisine göz koyan ağaya karşı Osman Efe’nin intikamı konu olarak işlenmiştir. Öte yandan film Kastamonu’da değil Safranbolu’da çekilmiştir.

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

1966 tarihli bir başka filmimizde “ALLAHAISMARLADIK”. Esat Mahmut Kararkurt’un Aynı isimli romandan uyarlanarak çekilen filmin senaryo ve yönetmenliği Nejat Saydam’ın, başrollerde de Ediz Hun, Sema Özcan Çolpan İlhan ve Muzaffer Tema paylaşmıştır. Genel kurgu anlamında roman, Milli Mücadele döneminde yaşanan Türk subayı ile bir İngiliz

kadının aşkını anlatmaktadır. İzzet adındaki bir Kuvay-ı Milliyeci yüzbaşı ile yanında bulunan

İngiliz Hanımefendisi Beti’nin İnebolu Limanı’na ayak basması ve Ankara’dan gelen talimatlaYüzbaşı İzzet’in Küre Ecevit Hanında 20 gün boyunca İngiliz esir Beti’ye refakati bu kitabın bir bölümünde geçmektedir. Filme konu olan roman yazar tarafından Küre Ecevit Mevkiinde yazılmış ancak film İstanbul’da çekilmiştir. Bu film uzun zaman gösterimde

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

1991 tarihli bir başka yapım ise Ömer Kavur’un Orhan Pamuk’un Kara Kitap adlı eserindeki bir öyküden esinlenerek çektiği “GİZLİ YÜZ” filmidir. Başrollerde Zuhal Olcay, Fikret Kuşkan, Salih Kalyon, Rutkay Aziz ve Tuncay Akça tarafından paylaşılmış. Filmin ana teması insanın bir anlam arayıştır aslında. Filmin senaryosuna göre bu arayışta, kadın (Zuhal Olcay), genç fotoğrafçının (Fikret Kuşkan) meyhanelerde çekip getirdiği resimler içinde, düşlediği anlamlı bir yüz arar. Titizlikle incelediği resimlerde bulduğu yüz, bir saat tamircisine aittir. Birlikte aradıkları saatçi (Rutkay Aziz) dükkânı kapayıp ortalardan kaybolmuştur. Ardından kadın da kayıplara karışır. Fotoğrafçı bu kez gizemli kadının peşine düşer. Fotoğrafçı, tüm dünyasını etkileyen kadına tutkundur, kadın da bulduğu gizli yüze…

Fotoğrafçının kadını arayışında saat kuleli bir kente yani Kastamonu’ya yolu düşer. Filmin üçte biri yani kadını arayıp da bulacağı Kastamonu’da geçer ki filmin bu bağlantısında “Kalpler Şehri” diye bir yazı görünür beyaz perde de.  Bu bölümlerdeki görüntüler özellikle tarihsel Kastamonu’nun tüm sokaklarını, saat kulesini, kahvehanelerini, konaklarını ve konak içlerini, insanların yüzlerini hatta kel simidi bile içerir.

                                                                                     

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Atıf Yılmaz imzalı 2005 vizyon tarihli bir başka film ise “EĞRETİ GELİN”dir. Filmin büyük çoğunluğunda Kastamonu’nun plato olarak kullanıldığı düşünüldüğünde belki de Kastamonu’nun ismini de en çok duyurduğu yapım olmuştur bu eser. Başrollerini Metin Akpınar, Müjde Ar, Fikret Hakan, Füsun Demirel, Nurgül Yeşilçay ve Onur Ünsal gibi çok kuvvetli isimlerin yer aldığı film aslında bir dönem filmidir. Konu olarak gerçek yaşamdan beslenen filmde kökeni Kastamonu’da olmayan eğreti gelin uygulaması bir imkânsız aşk teması içinde verilir. Filmin örgüsünde 17 yaşına gelmesine rağmen davranış biçimi ve ruhen çocuk kalmış olan, şehrin Belediye Reisinin oğlu Ali‘ye, annesinin ısrarıyla, o dönemde, o bölgede hala yaşayan Eğreti Gelinlik kurumundan bir kadın tutulur. Böylece, ailesinin liseyi bitirip, Ahilik törelerine göre peştemal kuşanıp, dokumacılık yapan babasının yerine geçmesini ve sözlüsü Neşeile evlenmesini beklediği 17 yaşındaki Ali ile çok farklı şeyler amaçlayan 35 yaşındaki Emine bir araya getirilirler.

Filmde şehrin yakınan tanınan simaların bulunması, konakların ve dönem kamu yapılarının görkemli bir şekilde kullanılması ve kadro gücünden dolayı Kastamonu’nun tanıtımının da yapıldığı önemli bir yapıt olmuştur.

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

2012 tarihli bir başka yapım olan “GÖZETLEME KULESİ”nde Kastamonu ormanları ve doğası yalıtılmış bir mekân olarak insan yalnızlığı ve buna karşın yaşama karşı savaşımını konu alan kurguya ev sahipliği yapar. Pelin Esmer’in yazıp yönettiği filmde Olgun Şimşek, Nilay Erdönmez ve Menderes Samancılar başrolleri paylaşır. Filmde, tek başına bir orman gözetleme kulesinde yaşamını yapayalnız sürdüren Nihat ve şehirlerarası otobüslerde hostes olarak çalışan Seher’in yollarının kesişmesi ve sonrasında yaşanan olaylara dayanıyor. Film çekimleri yeşil doğası ve Tosya ilçesinde gerçekleştirilmiş. Film ulusal ve uluslararası platformlarda 5 dalda ödüle layık görülmüştür.

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

2014 tarihli “MANDA YUVASI” filmi ise hem doğası, hem kastı hem de kurgusu ve karakteriyle en Kastamonulu film diyebiliriz.Tiyatro ve televizyon programları ile sevdiğimiz İlyas İlbey’in yönetmenliğini yaptığı Manda Yuvası, dolandırıcılıktan doğa koruyucusuna dönen bir adamın hikâyesini anlatıyor.  Zengin oyuncu kadrosu ile dikkat çeken filmin başrollerinde İlyas İlbey, Seray Sever, Kemal Kocatürk, Yasemin Yalçın, Eylem Şenkal ve Kadir Çöpdemir yer alıp, filmin senaryosunu ise Atilla Atalay ve Can Barslan tarafında yazılmış. Her ne kadar ünlü isimleri saymış olsak da filmin karakterini yansıtan asıl kadro ise Araç’ın köylüleri ve diğer Kastamonulu oyuncular. Ki bu oyuncular “amatör”  olarak tanımlansalar da tek kelime ile “profesyonel” bir performansı ortaya koyarlar.

Filmin başkarakteri olan Aşur, İstanbul’da işlerini asla yerine getiremeyen bir Kastamonulu iken, birgün köyündeki evinde yabancı birisinin yaşadığını öğrenmesiyle memleketi Araç’a gelir ve bu andan itibaren İstanbul’da başarılı olamadığı taşra kurnazlığı HES’ler ve madenler gibi tehditlerin altında can çekişen toprakları için bir doğa korumacılığı noktasında işe yaramaya başlar…

Filmin neredeyse tamamı Araç’ta geçerken, köylülerin doğallığı, Kastamonu’dan giden oyuncuların başarısı kesinlikle göz doldurdu. Hatta filmdeki en başarılı isim Kastamonu ve Kastamonuluk adına merhum  muhtarımız Mehmet Ilgaz idi.

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

MÜNAFIK

Valeria 1984 yılında Sovyetler'de bulunan, parapsikolojik olaylar üzerine inceleme yapan bir labaratuvarda çalışmaktadır. Bu gizemli kadının eski sevgilisi Nazım, kendisini esrarengiz bir vakayı araştırması için Türkiye'ye davet eder. Valeria, çevre sakinlerinin "Cinli Nazife" diye adlandırdıkları Nazife Hanım'ı araştırmak için Azdavay'ın Nalbant Köyü'ne gider ve çok geçmeden burada araştırmalarına başlar. Ancak Valeria bir anda sırra kadem basar. Bu esnada Nazife Hanım da felç geçirmiş, Nazım ise delirmiştir. Aradan otuz yıl geçer. Hamile bir kadın olan Ceyda, eşi ve çocuğuyla babaannesinin o dönem terk ettiği bu eski köye gelir. Genç kadının doğum sancılarının başlamasıyla birlikte, geçmişin karanlık sırları da aydınlanmaya başlayacaktır. Filmin senarist ve yönetmen koltuğunda Özkan Aksular bulunuyor.

                                                                                     xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Kastamonu ve beyaz perde birlikteliğinde son örneğimiz ise 2015 tarihli ve uluslararası alanda büyük başarı kazanmış olan “MUSTANG”dir. Türk senarist ve yönetmene sahip film uluslararası bir yapımdır. Yönetmen Deniz Gamze Ergüven’in  ilk ve düşük bütçeli bu filminde başrolleri tanınmamış olmalarına karşın büyük başarı yakalayan Güneş Nezihe Şensoy, Doğa Zeynep Doğuşlu, Elit İşcan, Tuğba Sunguroğlu, İlayda Akdoğan, Nihal Koldaş ve Ayberk Pekcan paylaşıyor. Filmde plato olarak İnebolu ilçesi kullanılmasına karşın filmin konusu toplumsal ve gelenek baskısı altındaki beş kız kardeşi merceğe almakta. Yapım, konusu, doğallığı ve işlenişi ile Fransa’nın oscar’ı olarak biline Caesar Ödüllerinden bolca nasiplendi.

Kaynak: Murat Karasalihoğlu

Muhabir: İrfan Salcı